Vakıf Bedduası
Osmanlı, bir anlamda vakıf medeniyeti olarak da nitelendirilir. Vakıf, Allahın özel mülküne ve korumasına tevdi edilmiş bir hayırdır. Bu nedenledir ki, vakıf malına yaklaşırken çok dikkatli olmak gerekir. Vakıf malını yiyenin pek güldüğü görülmemiştir.
Osmanlı, bir anlamda vakıf medeniyeti olarak da nitelendirilir. Vakıf, Allahın özel mülküne ve korumasına tevdi edilmiş bir hayırdır. Bu nedenledir ki, vakıf malına yaklaşırken çok dikkatli olmak gerekir. Vakıf malını yiyenin pek güldüğü görülmemiştir.
Özellikle Cumhuriyet sonrasında birçok vakıf
yağmalanmış, el konulmuş, bakımsızlıktan yıkılmış , çürümüş ve satılmıştır. Nice
camilerin, şifahanelerin, aşhanelerin, mescitlerin, camilerin, medreselerin,
misafirhanelerin ve kütüphanelerin bir kısmı bakımsızlıktan yok olup giderken,
bir kısmı da gayrikanuni yollarla özel mülkiyete geçirilmiştir.
İşte bunların olmaması için vakfiyelerin sonunda
vakıf sahibi tarafından beddualar yazılır. Örneğin; Vakfın şartlarını ve amacını değiştirmenin
ve ona zarar vermenin haram olduğu belirtildikten sonra genelde şu beddua
yapılır: Malik(Allah) onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi
olsun. Zira Allahın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra , onu
değiştirirse; onun günahı , değiştirenlerin üzerindedir. Kuşkusuz o, iyilik
edenlerin ecrini zayi etmez. (Kanuninin Vakfiyesinden…)
Asr-i Saadet döneminde başlayan vakıflaşma Emeviler,
Abbasiler ,Selçuklular ile devam etmiş ve Osmanlı ile doruğa tırmanmıştır ki,
başta eğitim olmak üzere nerede ise sosyal hayatın tamamı söz konusu vakıfların
kontrolündeydi. Bu nedenledir ki İrem Sönmez kızımızın projesinin
adı İlginç Vakıflar ya da Sosyal Yaşamda Vakıflar şeklinde de olabilirdi.
Bu konuda bazı örnekler şöyledir: Gölleri
Temizleyen Vakıf, Amalara( Görme Engellilere) Yardım Eden Vakıf, Kayıkçı ve
Hamal Dostu Vakfı, Pikniğe Götüren Vakıf, Kaşıkçı Mustafa Efendi
Vakfiyesi(öğrencilerin yetiştirilmesi için öğretmenlerin motivasyonu için
yardım yapar.), Yuva Kuran Vakıf, Yetim Çeyizi Donatan Vakıf, Nefes Aldırmak
İçin Kurulan Vakıf, Borçlu Dostu Vakfı, Papuç Parası Veren Vakıf, At Vakfı,
Sebest Bırakılan( azad edilmiş) köleleri kollayan Vakıf, Meyve Vakfı, Leylek
Hastanesi Vakfı, Hizmetçilere ve Garsonlara Yardım Vakfı.
Bu ve bunlara benzer yüzlerce vakıf Osmanlıda
faaliyet göstermiş, toplumu diri tutmuş, devlete yardımcı olmuş, din farkı
gözetmeksizin insanlığa hizmet etmişlerdir. Bugün de bunlara benzer vakıflar
aynı misyonla çalışmalarını sürdürmektedir. Her şeyden önce böyle bir konu seçen Canik İMKB
öğrencisini, alanı olmadığı halde teşvik ve yardımlarını esirgemeyen danışman
öğretmenini ve okul yönetimini kutluyorum. Selam ve sevgi ile…
15.05.2012
15.05.2012
/Mustafa GENÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder