Geleceğe doğru ütopyalar kuruyoruz ya. Hayal
eksikliği bu ülkede/kentte yaratıcılığın bu kadar azalmış olmasının
sebebi..Gelecek umuttur oysa..
Farkındayım öğrencilerin öğretmenlerini dövdüğü,
kamu yönetimsel şiddetin yaşam biçimine dönüştüğü, yoksulluk üzerinden
totaliter bir tarzın prim yaptığı bir zaman diliminde, kentsel bir bilim
müzesinden bahsetmek, bilim yuvalarında her türlü karşı duruşun şiddetle
bastırıldığı bir süreçte ÜTOPYA olmaktan öteye geçmez…
Samsun Bilim Müzesi, geleceğe hazırlayacağımız
çocuklarımızın ilk yuvaları olacak.. Kent halkının buluşma yeri. Konferans
salonlarında geleceğe dair ufuklar çizilecek önce.. Yer küreyi, uzayı, doğayı,
mekaniği orda tanıyacak Ladikli çocuklar.. Vezirköprü’lü çocuklar Galio’yı
soracak rehbere.. Satürn’ün uyduları ile top oynayacak Bafra’lı bebeler. Teleskop
ile tanışacak Kavak’lı ilk öğretim çocukları. Nerden geliyoruzu anlayacak,
geçmiş tünelinde termeli köy kızları.. Evrimi anlatacak sakalı bilim adamları..
Cumartesi,Pazar günleri kenti ve bilimi konuşacağız hep beraber salonlarında
müzenin..
Gelin bu kargaşa’da Samsun’da müzelerin alternatif
eğitim alanları olarak kullanımı tartışalım. Müzeler doğal, tarihi, sanatsal,
bilimsel değerlerle ilgili objelerin saklandığı, korunduğu, incelendiği ve
sergilendiği kurumlardır. Sanat müzeleri, arborotrumlar, botanik bahçeleri,
tarihi evler, doğa tarihi müzeleri, tarih müzeleri, çocuk müzeleri, teknoloji
merkezleri dünyanın dört bir yanında ziyaretçilerin sürekli gezdiği yerlerdir.
Müzenin toplanan eserleri koruma, saklama, belgeler
oluşturma, bilimsel yayın yapma ve bu yayınları halka sunma gibi hizmetleri
vardır. 20. yüzyıldan itibaren asıl amaç, kültür ve bilimin toplumun tüm
kesimlerine aktarılmasıdır. İşte bu nedenle müzelerin "eğitim"
işlevi, toplama, koruma, inceleme, değerlendirme ve sergilemenin yanı sıra,
yönlendirici olarak biçimlenmiştir. Çağdaş müzeler, gelen ziyaretçilerin
eğlenirken öğrendiği ve öğrenmekten zevk aldığı kültür merkezleridir.
Niçin bu kentin bir çocuk müzesi olmasın? Niçin
tekne turları programı yapan belediye yaklaşımı, Çocuk bilim müzesine sıcak
bakmasın? Akademik görüşler nedir bu konularda? Pedagolojik olarak nasıl
bakılabilir bu sürece: Howeve Hannu, öğrencilerin gerçek nesnelerle birebir
ilişki kurabilmesini sağlayan, onlara olumlu tutum ve kalıcı bilgiler edindiren
toplumsal alanlardan birinin de müzeler olduğunu belirtmişlerdir
Hangi yaşta olursa olsun çocuklar merak eder,
dokunmak ister ve karşılarında her ne varsa onu pek çok açıdan gözlemler,
akıllarına gelen her türlü soruyu sormak ve hemen cevabını almak isterler.
Hayal kurmak, oyun oynamak, hikâyeler dinlemek, gezmek, incelemek onlar için
vazgeçilmez unsurlardır. Gökmen (2002) çocukları oyunla öğrenerek, duygularını
ifade ettiklerini, dillerini geliştirerek sosyalleştiklerini ve tüm çocuk
müzelerinin oyunu bir öğrenme metodu olarak kullandıklarını belirtmiştir. İlhan
(1998) oyun oynamanın bir öğretim yöntemi olarak belli hedefler doğrultusunda
eğitsel yaratıcı drama yöntemi ile de mümkün olduğunu vurgulamıştır.
Hadi Adorno ile bitirelim: Tek sorumlu davranış
biçimi şu olabilir: kendi bireysel var oluşumuzu bir ideolojiye dönüştürmekten
kaçınmak ve özel yaşamımızı da en alçakgönüllü, en iddiasız ve en gürültüsüz
biçimde sürdürmek -ama artık iyi yetişmiş olmanın bir gereği olarak değil, bu
cehennemde hala soluyabilecek havayı bulabiliyor olmanın utancından ötürü.
/Cem ŞAHAN
09 Mayıs 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder