Kent, hekim meslek örgütünün halktan ve emekten
yana tavır koyduğu bir süreci yaşarken, 13 mayıs’ta Samsun Tabip Odası
seçimlerine girecek olan Çağdaş Hekim Grubu Sağlık hakkı üzerinden bilimsel ve
etik çalışmalarına devam ediyor.
En son, özelde çalışan hekimlerin özlük hakları
üzerine kurguladıkları , temelinde emek eksenli mücadelenin ipuçlarını veriyor.
Emeği değersizleştiren, güvencesizleştiren, baskı altında tutan temel istihdam
politikalarına, insancıl ve duyarlı bir karşı ses olarak değerlendiriyorum . Bu
açıdan sizlerle paylaşmak istedim :
‘’Özel Sağlık
Alanında Hekimlere İş Ve Ücret Güvencesinden Yoksun, Daha Az Ücret İle Daha
Fazla Çalışma Dayatılmaktadır...’’
Son altı yılda uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı
(SDP), özel sağlık hizmet alanında da önemli değişimlere ve çok hızlı büyümeye
neden olmuştur. Buna paralel olarak özel sağlık alanında çalışmakta olan hekim
sayısı hızla artmıştır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre yaklaşık 35 bin hekim
özel sağlık alanında çalışmaktadır. Hükümet uzmanlık kadrolarını artırarak bu
alana uzman hekim kaynağı yaratırken, sektör de ihtiyacını kamudan yaptığı
transferlerden ve muayenehane hekimlerinden karşılamaya çalışmıştır. Uygulanan
politikalar ile özel sağlık sektöründe ciddi bir hasta potansiyeli oluşmuş, bu
yolla özel sektöre önemli miktarlarda maddi kaynak aktarımı olmuştur.
Hekim
Bağımsızlığı İş Güvencesi Ortadan Kalkıyor
Hizmet sunumundaki değişiklikler, doğal olarak özel
sağlık alanında çalışan hekimlerin çalışma biçimlerine de yansımaktadır. İlk
başlarda olumlu gibi görünen birçok değişiklik, programın kendi kuralları
üzerinden hareket etmeye başlamasıyla birlikte ciddi, olumsuz sonuçlar ortaya
çıkarmıştır. Bunlardan en önemlisi iş güvencesinin ortadan kalkması ve daha az
ücret karşılığında daha fazla çalışma olmuştur. Hekimlerin bireysel çalışma
biçimleri (muayenehane, poliklinik) hızla yok olurken, hekim bir işverene bağlı
çalışan durumuna dönüşmekte ve bu süreç hızla devam etmektedir. Gelinen noktada
program hekim emeği açısından baştan beri öngördüğü ve dillendirdiği düşük
maliyet anlayışını açık ve net biçimde uygulamaya başlamıştır. Sosyal Güvenlik
Kurumunun dayattığı tıbbi işlemler için öngörülen SUT fiyatları ve vatandaştan
alınan ilave ücretlerin düşük olduğunu ileri süren özel sağlık işletme
sahipleri, hekim ücretlerinde ve hak edişlerde %20–30’luk kesinti
yapabilmektedirler. Bunu, haksız olarak işe son vermeler, ücretlerin
ödenmemesi, geç ödenmesi, düşük ücretle daha çok çalışma, özlük hakların
olmadığı çalışma koşulları, etik dışı istek ve uygulamalar takip etmektedir. Ve
önümüzdeki günlerde özel sağlık sektöründe de uygulamaya konacak olan global
bütçe ile hekim ücretlerinde yeni bir düşüşün olacağı ortadadır.
Özel sektörün sağlık hizmetlerindeki payının
artması, özel hekimlik kavramını öne çıkartmakta, ayrıca sermayenin özel hekim
ücretlerini asgari düzeye indirme anlayışı ve uygulamaları konuyu önemli bir
sorun haline getirmektedir. Bu gerçekler, özel hekimlerde kaygı oluştururken
gelecekle ilgili umutları da yok etmektedir. Devlet, Genel Sağlık Sigortası ve
Sosyal Güvenlik Kurumu ile sağlık hizmetlerinin neredeyse tek alıcısı ve
belirleyicisi konumuna geçmiştir. Özel sermayenin tekelleşmesini öngören
anlayış nedeniyle hekimlerin mesleklerini bireysel olarak sürdürmeleri
istenmemektedir. Daha şimdiden özel sektörde birçok zincir hastane oluşmuş ve
bunların bir kısmının büyük ortağı yabancı sermaye kuruluşları haline
gelmiştir. Bu çerçevede muayenehane ve tanı laboratuarları üzerinde doğrudan
kısıtlayıcı kararlar alınmasa da; dolaylı olarak, bu kurumların yasal sağlık
hizmet kurumları olduğu göz ardı edilerek yok sayılmakta ve bu konuda
sürdürülen haklı tüm mücadeleler dışlanmaktadır.
“Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” sözü,
özel hekimlik alanı için de geçerli olmakta ve muayenehane ya da diğer bireysel
çalışma şekilleri ortadan kaldırılarak, özel hekim kavramı “ücretli çalışan
hekime” dönüşmektedir. Bugün özel sağlık hizmet sunumu, genel sağlık hizmet
sunumu içerisinde %30’lara kadar ulaşmıştır. Özel sağlık sektöründeki sermaye
ilişki biçimleri ne olursa olsun sektör yapılanmasını tamamlamayı sürdürmekte;
bu durum hekimlerin emek açısından giderek artan biçimde sömürülmesine yol
açmaktadır.
Özel sağlık sektörünün, yani sermayenin bilinen
özellikleri ve karakteri nedeniyle beklenen sonuçlar ortaya çıkmış ve SDP daha
önceden öngörülen maddi kaynak yetersizliğine bağlı olarak tıkanmaya
başlamıştır. Sistemin sürdürülebilirliği açısından ciddi endişeler ortaya
çıkmıştır. Sistem maliyet sorununu çözmek için bir yandan hekimlerin emeğini
ucuzlatırken, diğer yandan vatandaştan GSS priminin yanı sıra katkı ve katılım
payı ve ilave ücret alarak ek vergilendirme yolunu seçmiştir.
/Cem ŞAHAN
11 Mayıs 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder