Gazete, Tekkeköy’deki kirlilik haberini “SUYU DA
KİRLİ” diye verince oradaki yakınlarımı neden zamansız kaybettiğimizi anlamaya
çalıştım. Amcamızı kaybettiğimiz günlerin ertesinde “Bize yazık ediliyor” diye yazmıştım. Biri, 3
kız çocuğunu yetim bırakırken, bir diğeri arkasında gözü yaşlı üç erkek
evladını öksüz bırakarak, bu dünyadan göçen iki halamı akciğer kanserine kurban
vermiştim ki, biri henüz 39 yaşındaydı.
Amcam da aynı hastalığa yenilmişti zira. Akciğer
kanseri bizim köydeki en yaygın hastalıktır. O bacalardan sızan gazlar,
doğrudan bizim köye vurur. Tekkeköy’ün sınırları içersinde zehir kusan çok
sayıda baca var. Özelleştirme idaresince satıldıkları için şimdi adları başka
olsa da Karadeniz Bakır işletmeleriyle, Azot Sanayinin, baca gazlarından sızan
zehrin ekili alanlara zarar verdiği gerekçesiyle, yıllar boyu çevre köylerdeki
çiftçilere tazminat ödenmişti.
Ekili arazilere zarar veren gazların, insan
sağlığını da tehdit ettiği nedense kimsenin aklına gelmedi.
Ürünleri zarar gördüğü için yıllarca tazminat alan
köylüler de, olayın hiç bu tarafıyla ilgilenmediler.
“Paranın yüzü sıcaktır” diye söylenir ya. Benim
hemşerilerim, devletten tazminat aldıkça, ölümün soğuk yüzünü hatırlamadılar. Özeleştirme
sonrasında tazminatlar kesilirken,
tarlalarda özellikle tütün ekimi de son bulmuştu ya neyse.
Bakır’ın bahçesinde ayrıca iki de mobil santral
kurulduğunu söylememe gerek yok sanırım. Cemal Abi’nin ‘Yavru Mobil Santralini’
hiç söylemiyorum. Böyle yazıyoruz diye Cemal Abi alınıyor biliyorum ama bunu
biz uydurmuyoruz, doğal gazla çalışan santrallerin de çevreyi kirlettiği
şeklindeki iddia bir bilim adamına ait. Bu arada Hedef HALK’tan öğreniyoruz ki,
Tekkeköy’de sular da kirlenmiş. Tekkeköy Belediyesi, yaza girerken insanlar
rahat etsin diye sivrisineklerle mücadele ederken dereleri ilaçlıyormuş.
İlaçlamayla sivrisinekleri yok edilir belki ama
sudaki kirliliğin üzerinde hassasiyetle durulması gerekir. Bizatihi Belediye
Başkanı Erdoğan Tok’un itirafıyla, bedava dağıtılan kömür nedeniyle İlkadım’da
da havanın kirletildiğini öğrendik. Birileri bizi zehirlemeyi görev edinmiş. Biz
de buna “Kader” diyoruz. Hali pür melalimizi anlatmak için “Derdine yan Samsun”
demekten başka daha ne söylemek gerekir onu da bilemedim.
/Ragıp GÖKER
17.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder