Mahkemeye taşınan Saathane Meydanındaki yıkım
durumu için yaklaşık 3,5 yıl önce kendilerine fikirleri sorulan bilirkişi
heyetinin ‘’ Burada Tarih Yok’’ şeklinde görüş belirtmelerine rağmen mahkeme,
‘’Saathane’de tarih var’’ diyerek son sözü söylemiş. Saathane’de tarih
olmadığını söyleyen o bilirkişi nasıl böyle bir kanıya vardı bilmiyorum ama
Saathane'de tarih olduğu ayan beyan ortadaydı. Bu konuda yazdığım bu dördüncü
köşe yazısı sanırım.
İlkyazı, 2012’de yayınlanan ‘’Saathane’nin Tik Tak’ları’’
adını taşıyordu. Başkanın ‘’Yıkacağım’’ şeklindeki inadını eleştirdiğimiz
‘’Saathane’nin Tik Tak’ları susacak mı’’ başlıklı yazı ise 2013 yılında
yayınlanmış ‘’Ben yaptım olur dönemi son bulacak mı’’ başlıklı son yazımı ise
geçen yıl kaleme almışım. Büyükşehir Belediyesi yönetiminin bu ‘’Ben yaparım,
olur’’ durumu, Saathane Meydanındaki durumla da sınırlı değil aslında.
Sahil yolu düzenleme çalışmalarında bu anlayış
duvara toslamıştı biliyorsunuz. Tarım Lisesinin yerine yapılması düşünülen
Protokol Camii de öyle. Kuş Cennetinin çevresindeki yıkımlar bir başka haber
konusuydu. Başkan bir konuşmasında, ‘’Mahkeme kararlarını bekleyeceğiz’’
diyerek, mahkeme kararlarını beklemeye tahammülleri olmadığını belirtmişti. Adnan
Menderes Bulvarı ve Liman Mahallesinde vatandaşların mülklerinden izinsiz yol
geçirilmesi durumu, Samsun’da kanun nizam tanımazlığın bir başka hali gibi bir
görüntü verirken, Aşağıçinik Merasında
yapılan ise ‘’Ben yaparım halinin’’ dışa vurumunun son halidir. Bu konuları
defalarca köşemize taşıdık. Ki: Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı
eleştirmenin meraklısı değilim.
Şehrimde her şey düzenli olsa ve ben keşke tek
eleştiri yazmasam. Ama olmuyor. Uygulamalardaki tutarsızlık hali bizi buna
mecbur ediyor. Liman Mahallesinde vatandaş tarafından kazık çakılarak trafiğe
kapanan yoldan çok kişinin geçtiğini sanmıyorum ama mesela bu şehirdeki
insanların büyük bir bölümü Adanan Menderes bulvarını kullanıyordur. Sahiden o
yoldan geçenlerin, yol zig zag çizmiş haldeyken, ne düşündüklerini merak
ediyorum. Bu konuda birini suçlayacaksanız, bunu yapmadan önce ‘’Benin başıma
gelse, nasıl davranırdım’’ diye empati kurmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Büyükşehir Belediyesi, esnafların itirazlarına
rağmen Saathane Meydanında başlattığı yıkım sırasında yer altındaki kale
surlarına rastlayınca, çalışma durmuştu. Saathane’de buna rağmen başa dönmek
mümkün mü bilmiyorum. İsrafın haram olduğunu emreden bir dinin inananlarıyız. Her
şeye rağmen başa dönülürse, bu zararın bedelini, bu şehrin yaşayanları olarak
biz ödeyeceğiz ama vebalini kim çekecek?
/Ragıp GÖKER
10.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder