19 Mayıs kentinde yaşıyoruz. Oysa 19 Mayıs, yalnız
bizler için değil, tüm ülkemiz, tarihimiz ve dünyamız için önemli olduğunu
düşünüyoruz. Milletimiz için bu kadar önemli olan bir tarihi yeniden düşünmenin
gereğine inanıyoruz. 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkan kadroyu vatansever de
onları göndereni vatan haini ilan etmek asla doğru bir düşünüş değildir.
Birilerini yüceltme adına başkalarını lekelemek ya
da küçültmek, yüceltilene hakarettir. Mustafa Kemal ve arkadaşları ne kaçarak,
ne de kırık-dökük bir kayıkla Samsun’a gelmişlerdir. O günün en iyi
gemilerinden biri kabul edilebilecek bir gemi ile ve tam bir kadro ile Samsun’a
gelmişlerdir. Görevlendirme alanında herkese emretme yetkisi ile donanımlı
Padişah Vahdettin imzalı, işgal kuvvetleri vizeli bir kararname ile Samsun’a
gelmiştir.
Artık 19 Mayıslar övgü ve yergi günleri olarak
hatırlanmamalıdır. Milletimizin en zor zamanlarında bile nasıl kendi içinden
kurtarıcılarını çıkarış şekli konuşulmalıdır. “Battı, yıkıldı, tarihe gömüldü,
hastaydı öldü” denildiği bir yerde nasıl dirildiği konuşulmalıdır. “Kendi
içinden” diyoruz. Çünkü bu devleti geçmişinin devamı olarak kuranlar, yıkıldı
denilen Osmanlı subayları tarafından kurulmuştu.
İşte bu, her yerde görülemeyen bir başarıdır, bir
diriliştir. 19 Mayıslarda bunları konuşalım. Bizi daha ilerilere taşıyacak,
geçmişin musibetlerini tekrarlamayacak çözümleri konuşalım. Kin ve nefret
kültürünün egemen olduğu bir etkinlik asla bayram olarak nitelendirilemez. Bizler
hep bunu yaptık: Okulda sövmek, bayramda lanetlemek adeta ayrılmaz yaşamımız
olmuştur. 19 Mayıs, bayram ise bayram gibi kutlanmalıdır. Dünyanın hiçbir
yerinde ikisi bir arada olacak şekilde övgü ve sövgü bayramı olmaz. Biz yapmak
zorunda mıyız? Selam ve sevgi ile…
/Mustafa GENÇ
19.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder