Bu gün Bankalar Caddesi ile Mecidiye Çarşısı ve
Yeraltı Camii arasına sıkışmış eminim ki, hepinizin içinden “Burası ne de güzel
şöyle şöyle bir yer olur “ diye hayıflandığı Bedestenden, harikulâde bir Güzel
Sanatlar Çarşısı olmaz mı?
Samsun Sanat Çarşısı… Mağdur etmeden esnafı, ihya
ederek elbette güzel bir dönüşümü hak etmiyor mu Samsun? Üstelik bu şehrin
sosyolojisi uyumu her geçen gün biraz daha önemsemesi gereken yapıdayken… İnsanlara
ve şehre birliktelik ruhu vererek… Düşünsenize Bedesteni; Taş yapısını
mimarisini Sokaklarını ve dükkânlarını… Geleneksel
ve modern sanat atölyeleri olmuş dükkânlarını…
Mesela ressamların ortak kullanabildiği birkaç
dükkandan oluşturulmuş resim atölyelerini...
Ebruzenlere, Hattatlara ayrılmış yine birkaç dükkândan
oluşturulmuş geleneksel sanat atölyelerini...
İlçelerde üretilmiş el sanatlarını satıldığı bir el
sanatları satış mağazasını… Mesela Türkiye’de
kispet denince akla gelen Uğur Kesen’e bir dükkan tahsis ederek kispetlerini
sergileyebileceği zaman zaman üretebileceği bir dükkanı. Kim itiraz edebilir
ki… Gemi maketçiliğinde Samsun’a değer katmış Hulusi ASLANTÜRK’e, ustası ki,
ustaların ustasıdır Mesut ÜNALAN’a oralardan bir dükkan tahsis ederek o eşsiz
çalışmalarını orada sergilese, en çok Samsun kazanmaz mı? Murat DÖLEK’e mesela
Tahta Yüreği atölyesiyle taşısa oraya. Ürettiği ahşap sanat eserlerini
sergilese, atölyesi orada olsa mesela... İbrahim ÇELEBİ gibi dünyaya
kemençe ihraç eden bir ustaya bir dükkan
tahsis edilse… Onun gibi enstrüman yapımında artık ünü Samsun’u çoktan aşmış
Ahmet AKIN’a mesela. Arif DENİZ’e cam işleme ve süsleme atölyesi… SAMANGÜL’e
mesela harikulade ürünleriyle yer alabileceği bir yer verilmesi… Arzu BEDİR
gibi bakır işleme ve süsleme ustalarından birine bir dükkanın atölye olarak
tahsisi… Ağaç kökleriyle harikulade eserler üreten Yüksel KORKMAZ’a ve ahşabı
adeta aydınlatmada pırlanta yapmış Hilmi UZUN’a mesela…
İki dükkânı birleştirerek, çalışacak mekan bulmakta
hayli zorlanan Halk Müziği ve Sanat Müziği korolarına sırayla çalışmalarını
gerçekleştirebileceği mekan oluşturmak… Tiyatroların kendilerini, oyunlarını
tanıtabildiği hatta biletlerini satabildiği bir dükkân tahsis etmek mesela, ne
kaybettirir bu şehre? Yaz akşamları sokaklarında açık hava sinemasının hatta
kukla tiyatrosunun, gölge tiyatrosunun olduğu Bedesten?
Gazelhanların, âşıkların, solist ve koroların, oda
orkestralarının, genç yeteneklerin,
müziğin her türlüsünün renklendirdiği geceler Bedesten’e Samsun’a ne
kaybettirir? Dini ve milli bayramlarda özel konserlerin verildiği sergilendiği
adeta panayıra dönen Bedesten kime ne kaybettirir? Tam anlamıyla kitaplarla
okur ve yazarlarla dolu kıraathane Tam anlamıyla sohbeti hayatımıza yeniden
kazandıracak kahvehane
Dünü, bu günü birlikte yaşatabileceğimiz bir çarşı…
Küçük ama fonksiyonel tarihi mekân konseptinde sergi salonu, vesaire vesaire… Samsun’u
dünyada bir ilki gerçekleştirmiş şehir yapacak çarşı… Yeter ki hayal et, bir
gün olur... Güzel günlere uyanın. Sağlıcakla kalın efendim.
/Uğur DEDE
16 Nisan 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder