Günlük siyasetin kısır kavgalarından
ve insanı bunaltan gündeminden kaçıp Samsun’daki kendimce güzel şeyleri yazmaya
başladığım serinin ilk bölümünde şöyle bir paragraf vardı: “Ciddi araştırmacılar
genç sanatçılar var bu kentte. Ne ustalara hak ettikleri saygıyı gösteriyor ne
de geleceğin ustası olmaya aday genç kabiliyetlere bir sevgi nazarı atıyoruz.
Ne ustaların meyvesini deriyoruz ne de genç fidanların toprağına bir damla su
taşıyoruz.”
Evet; bu kentte hem ciddi
araştırmacılar var hem de genç kabiliyetler. Bestekarlar, ressamlar,
grafikerler, müzisyenler, folklorcular/dansçılar, tiyatrocular ve başkaları.
Onları bu sütunlara yansıtmak zor ve belki de benim genel kültürümü ve anlatma
kabiliyetimi aşan hususlar. Fakat araştırmacılar ve yazarlar; benim ilgi alanım
ve bu yazımın konusu da onlar.
Uzun bir liste; hepsini ayrı ayrı
yazamayacağım, bir ikisinden biraz detaylı bahsedeceğim diğerlerinin sadece
isimlerini vereceğim. Birisi olgunluğun zirvesinde bir diğeri ise hayatın
baharında ve ilmi araştırmanın ilk basamaklarında, birisi üniversitede yılların
hocası diğeri ise üniversiteyi daha yeni bitirmiş bir genç.
Üniversite hocası dediğim OMÜ Tıp
Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kenan Erzurumlu. Eli
neştere ne kadar yatkınsa, kaleme de o kadar aşina. Neşterle kalem arasında
müthiş verimli bir hayat. Şu ana kadar on dokuz kitaba imza atmış, yirminci
kitabı baskıya girmek üzere. Tıp kitabı değil bunlar tarihten sosyolojiye,
anıdan gelecek mühendisliğine, milli stratejiden tasavvufa kadar çok farklı
alanlarda birden çok baskı yapmış kitaplar söz konusu olan.
Üniversiteyi yeni bitirdiğinden
bahsettiğim ise genç bir hukukçu Nami Cem İyigün. Avukatlık stajı ya bitti ya
bitmek üzere. Akademik kariyerde gözü var, olursa Samsun onu kaybedecek,
olmazsa Samsun bir avukat kazanacak. Ama onun ilgi alanı hukuk değil Türk
tarihi, Türk coğrafyası. Türklerin Etnik Kültürel ve Tarihi Kökenleri adlı ilk
eseri, ikinci baskıyı yaptı. Üst Kimliğimiz Türklük ise yeni yayınlandı.
Şimdilerde Doğu Türkistan Türklüğünü, Uygurları hazırlıyor.
Bir ustadan bir usta adayına daha pek
çok isim var kitaplara imza olarak atılmış. Onları da yarın yazacağım ama biri
var ki ondan da ayrıca bahsedeceğim. Samsunlular onu siyasi kimliğiyle tanıdı.
Halbuki o Türk kamuoyunun karşısına araştırmacı kimliğiyle çıktı. Önce Milliyet
Gazetesi’nin ardından da Tercüman Gazetesi’nin ödüllerini aldı. Hem de
Milliyet’in Abdi İpekçi yönetiminde Milliyet, Tercüman’ın da Kemal Ilıcak’ın
patronluğunda Tercüman olduğu ve her ikisinin de saygınlıklarının zirvesinde
gezindikleri günlerde. Yazdığı “Köy İdaresi Kanunu” yıllarca sahasında tek
kaynaktı. Prof. Dr. Nermin Abadan Unat kitaba yazdığı önsözünde onun akademik
kariyer yerine mülki idareyi seçmesinden bilim adına üzüntüyle bahseder. Köy
İdaresi'ni iki ayrı telif ve üç ayrı tercüme eseri takip etti.
Zamanın insan hafızasını silip
sıfırladığı ve vefanın artık boza markasından bile silindiği günümüzde
birçoğumuzun çoktan unuttuğu ve belli bir yaşın alındakilerin adını hiç
duymadığı o insan bir zamanların Samsun Belediye Başkanı Kemal Vehbi Gül’dür.
/Osman
KARA
02.10.2014
http://www.habergazetesi.com.tr/kose-yazilari/osman-kara/7120/samsun-da-guzel-seyler-de-oluyor-4-/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder