Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk
"18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız, 17 aylık bebeğe tecavüze
karşı çıkmak timsahın gözyaşlarıdır" sözleriyle Türkiye'de gündeme
oturdu.. Müftünün açıklamasının içeriğine bakınca, Türkiye'deki yozlaşma ve
ahlaksal çöküş noktasına dikkat çektiği görülüyor. Yaptığı konuşmayı bir bütün
olarak ele alırsanız da, kastını da anlamak mümkün.. Ancak;
Müftü Hayrettin Öztürk'ü Ankara'ya
çağırtan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın inceleme başlattığı o cümleyi konuşma
metninin içine seçen de Müftü'nün kendisidir..
Yani 'cımbızla çekmişler, bu
ihanettir' diyen Müftü de bana göre bir çok noktası yapıcı eleştirilerle dolu o
konuşmasının içine 'en vurucu cümleyi yerleştirerek' cımbızla çekme işlemini
kendisi de uygulamıştır.. Tek fark, 'Onun yaptığı, kendisinin dediği gibi
ihanet değil, dikkat çekmek için kullanmıştır.. O cümle konuşma metnin içinde
olmasa bugün Müftü Öztürk ne Ankara'ya çağrılacaktı, ne de yazısına inceleme
başlatılacaktı..
Çünkü Müftü Öztürk'ün o cümleyi
kullanması 'bir dini bilgiyi vermekten, gençliği, kamuoyunu aydınlatmaktan
çıkmış', timsah gözyaşları yorumuyla 'birilerini de itham noktasına
gelmiştir'.. Bu kanun koyucular da olabilir, hükümette.. O sözü nereye
'söylediğinin açıklamasını yine kendisi yapacaktır Sayın Öztürk'.. Öztürk,
inceleme başlatılmasının ardından dünkü yaptığı açılamada "Bunu söylerken
asla 17 aylık bebeğe tecavüz edenle 18 yaşındaki bir gencin zinasını eşit
görmüyorum" diyerek bir düzeltme yapmıştır ama bu açıklama da 'ilk
konuşmasının içinde olsa, tamamlayıcı olacaktı'..
Yapılan açıklamayı dün de ben tekrar
ham haliyle okudum.. Arkadaşlarımızla yorum da yaptık.. Ve Müftü Öztürk'ün ilk
yaptığı açıklamada cımbızla çekip, yazısının içine oturttuğu o cümlelerin adeta
'cımbızla alın dercesine' yalın ve yorumsuz bırakıldığını' söyleyebilirim.. Yani
ihanet noktasına katılmıyorum..
Müftünün sözlerinin kastı aştığını
düşünüyorum.. Ancak; Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk'ün, Türkiye'deki bir çok
müftünün ve din görevlesinin yanında 'fikirlerini daha açık, daha net
söylediğini' bu nedenle de 'kamuoyunda tartışılacak' ortam oluşturmasını
'olumlu bulanlardanım'.. Çünkü 'kamuoyunu aydınlatmayan, makam masasında hiç
bir şey yapmadan, fikir bile üretmeden' onlarca bürokratın yanında 'Bir müftü
olarak oldukça göz önünde olan bir isimdir'.. 'Konuşan, konuşturan, düşündüren,
beyin fırtınasına yol açan, bir din adamı olarakta' farklı buluyorum..
Kendisinin de daha önceden açıkladığı
gibi 'Basını pek sevmese de', basında da yer almadan edemiyor.. Ama hocam,
'basına hem malzeme verip, hem de ihanet demeni' kabul etmiyorum.. Çünkü burada
tek cımbız yok.. Cımbızla koymuşsunuz, gazeteci de cımbızla almış.. Olay
budur..
/A.Yener
CABBAR
15 Ekim 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder