Samsun bir sel felaketi yaşadı, köprüler yıkıldı,
suyun akması gereken yerler büyük dev kütüklerle tıkandı. Belki de o kütükler
suyun içinde yıkıcı ve tıkayıcı rol üstlenmeseydi, köprüler öylesine paramparça
olmayacaktı. Kanallar öylesine tıkanmayacak ve suyun akışına izin verecekti.. Su
taşkını yine olacaktı ama böylesine 'vurduğu ve çarptığı yeri yıkarcasına'
güçlü olmayacaktı, sel.. Hatta kütük bolluğu öylesine boldu ki; ağaç bir anda
'odun denizine' döndü.
Peki o uzun uzun, kesilmiş hazırlanmış kütükler
nereden geldi. Bildiğim kadarıyla Yılanlıdere üzerinde bir orman istasyonu yok.
Bir ağaç kesim merkezi de yok.. Ama sahil kütüklerle doldu. Köprülere çarptı,
kırdı parçaladı. Üstü kapalı köprüleri adeta tıkadı. Yer yer suyun geçişine
izin vermedi. Bunlar aslında benim fikrim değil. Başkaları düşünmüş ve 'hiç
bunu araştırdınız mı diye sordular'.. Belli ki konuya hakim kişilerdi. İlk
günler çok ilgilenemedik ama dün yine arayanlar oldu.
'O kütükleri sorgulamalısınız' dedi. Ve de adres
olarak Orman İşletme Müdürlüğü'nü gösterdi. 'Onlar açıklasınlar' dedi.
Evet gerçekten Orman İşletme Müdürlüğü bu konuya
bir açıklık getirmeli.. 'Hızarla kesilmişçesine düzgün, tomruk diye tabir
edilen' o ağaçlar nereden geldi. Şimdi biraz daha açık söyleyelim isterseniz.. 'İddiaya
göre o kütükler orman talanı'... Yani kaçak kesimler.. Ve sel, ormanı talan
edenlerin beklemediği bir şeyi yaptı.. Kaçak kesim kütükleri aldı ve açığa
çıkardı. O kütükler kanalları tıkadı, önüne ne geldiyse kırdı döktü zarar
verdi. Suyun içinde akarken adeta, balyoz görevi yaptı...
Orman İşletme Müdürlüğü'nün bu konuda bir
açıklaması olmadı.. Yerel yöneticiler, kamyonlarla ağaç ve orman topladık
derken, orman yetkilileri de suyun koparıp getirdiklerinin dışında kalan o
kesilmiş, koca kütüklerle ilgili açıklama yapmalıydı. Ama yapmadı.. Selin
önlenmesinde 'ağaçlandırma çalışması önleyici olması gerekirken, Samsun'da
başıboş kütükler kabus olduğuna göre' bunun bir açıklaması olması gerekir.. Haberle
ilgili araştırma yaparken, 'Başkan Yılmaz'ın bir açıklamasına da rastladım. O
da üstü kapalı vurgu yapmış..
Ve herkesin gözden kaçırdığı o an acının büyük
olması nedeniyle satır arasında kalan bir sözü daha selin ilk günü söylemiş
'Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz... Bakın Yılmaz ne diyor?.. "Biz
cezaevinin orada kocaman çam kütüklerini topladıysak, çam kütüklerinin nereden
geldiğini görmemiz lazım. Aşağı yukarı 50 kamyon çam kerestesi ve ağacı
topladık.
Ve devam ediyor; "Çam kütükleri DSİ’ce
yapılmış olan Yılanlıdere’deki baraj gövdesinin arkasında toplandı. Baraj
gövdesine sığmayacak kadar barajın dolu kriterine kadar çıkan su baraj
gövdesini de yırtarak suyun üzerindeki kütüklerle birlikte şehir merkezine
doğru harekete geçti. Yılanlıdere mevkiindeki mehvezlerin hiçbirisi buna
dayanamazdı. Allah vere barajın yıkılmasından kütükle birlikte gelen su önünde
bir engele daha rastladı. O engel de bizim çöp yığını ve gövdesiydi. Eğer
kütükler baraj gövdesini yırtıp aşsaydı o zaman çok daha büyük trajedi
yaşardık.
Tehlikenin farkında mısınız.. Orman İşletme Müdürü
bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeli. Nereden geldi o kütükler... O keresteler..
Kime aitti.. Eğer devletin ormanı talan edilmişse, 'ortaya çıkması için felaket
mi yaşanması gerekirdi'..
16.07.2012
/A.YENER
CABBAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder