13 Mart 2016 Pazar

Tekkeköy Gerçeği -3

İstanbul’da tıp fakültesi yıllarında ‘’Fikri Takip’’  üzerine fikir alışverişlerimiz olmuştu. Çapa kantininde bu konuda yaptığımız münazara dün gibi aklımda. Sanırım Aydın Engin’in bir yazısında: ‘’Fikri takip… Bu bizim mesleğin amentülerinden biridir. Pek az uyulan amentülerinden biri. Bir haberi vermek yetmez, sonrasını izlemek gerekir.’’ Diye bahsetmişti. 24.Mayıs.2015 te bizim gazetede yayınlanan yazımda:

Tekkeköy’ü karış karış bilirim. Son zamanlarda dostlarım, tanıdıklarım ve hastalarım veya onların yakınlarının solunum sistemi ve kalp hastalıklarına yakalandıkları haberlerini alıyorum. Kanser olguları haberleri çok sıklaştı. Hava Kirliliği sorunu, başta Termik Santraller olmak üzere sanayi tesislerin olumsuz etkisi yıllardır konuşuluyor. Bu konuda bilimsel raporların sayısı 10 ‘unu geçti. Resmi olarak TÜİK Hava istatistikleri bakarsanız, Tekkeköy’ü ve orada yaşan insanlarımızı nasıl bir tehlike yaşadığını görürsünüz.

Genel olarak havadaki kirleticilerin sağlığa etkileri şöyle toparlanabilir;
*Solunum fonksiyonlarında bozulma
*Solunum sistemi hastalıklarında artış
*Kronik solunum sistemi hastalığı olan kişilerin hastalıklarının alevlenmesinde artış
*Kronik kalp hastalığı olan kişilerin hastalıklarının alevlenmesinde artış
*Kanser insidansında artış
*Erken ölüm insidansında artış

Ekolojik sağlık karşısındaki en büyük düşman olarak sayısız hain vardır: aydınlamacı akıl, türcülük (speciesism), modernite ve modernleşme, bilimsel/teknolojik rasyonellik, materyalizm (hem dar hem geniş anlamıyla), teknolojik gelişme (ilerleme), çok uluslu şirketler (özellikle petrol alanında), dünya bankası, ataerkillik, kapitalizm, serbest piyasa, özel mülkiyet, tüketicilik (çoğunlukla sözüm ona kuş beyinlice olanından), devlet iktidarı, emperyalizm, müdahalecei ve akılcı olmayan bürokratlar, askeri-sinai kompleksler, cehalet, umursamazlık, küstahlık, miyopluk, akılsızlık ve benzerlerinin her biri veya bazı kombinasyonları. (Harvey, 2011, s:264.)

Teknoloji, bir kere kar ve verimlilik kaygılarına tabi “teknik” bir mesele olarak görülmemeye başladıktan sonra farklı kaygılar (karşılıklı tanıma, emeğin özgürce seçimi, bütünün parçası olma, yeterlilik, organik ilkelere uygunluk, vb.)  ön plana çıkacaktır…

Ekolojik üretimde teknoloji meydana getirmek ve teknolojiyi kullanmak, daha çok ekosistem oluşturma ve ekosistemlere katılma hedefiyle yürütülen işlerdir. Teknolojinin toplumsal düzenleyicisi, … Kullanım değerlerinin artırılması, buna bağlı olarak ihtiyaçların yeniden inşa edilmesidir. (Kovel, s:274)

Sermaye teknolojiyi, unsurlarından biri olduğu toplumsal ilişkilerin bütününden yalıtmak ister. Ekolojik üretimse işin içine teoriyi de katar ve onun en büyük kaygısını karşılıklı bağlantı alanlarının tamamı oluşturur. Dolayısıyla, bir makinenin veya tekniğin ekosistemlerin hayatına tümüyle katıldığını görmeye başlamak demek, onu mübadeleden ayırmaya ve gerçekleşmiş bir kullanım değeri oluşturmaya başlamak demektir. Ekolojik söylemde buna “uygun teknoloji” denir; doğayı insani yollarla sahiplenmemizi sağlayan bir teknolojidir bu. ((Kovel, s:275)

Sonra bir politikacı açılıyor? Samsun’a toplam bin 150 yataklı şehir hastanesi yapılacak. Şehir hastanesinin içinde 100 yataklı yüksek güvenlikli adli psikiyatri, 150 yataklı fiziksel tıp ve rehabilitasyon, 300 yataklı kalp damar cerrahisi ve göğüs hastalıkları, 200 yataklı onkoloji, 400 yataklı kadın doğum ve çocuk hastalıkları bölümleri olacak.

*Tekkeköy’de yıllık kanser olan kişi sayısı nedir?
*Tekkeköy’de çocuk solunum enfeksiyonları niçin iyileşmiyor?
*Tekkeköy’de özellikle Selyeri civarında KOAH sıklığı nedir?
*Tekkeköy’de solunum hastalıkları sıklığı nedir?
*Tekkeköy’de Pnömoni sıklığı nedir?

Bu sorulara cevap veremezsek, buna yönelik çalışmalar yapmazsak, bunlara neden olan Termik santralleri kaldıramazsak, yani koruyucu sağlık hizmetlerini sunamazsa,  Çevre-İnsan-Hastalık üçgenini kavrayamazsak daha çok HASTANE yapım haberi alırız.

/Cem ŞAHAN
13.03.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder