İstanbul’da tıp fakültesi yıllarında ‘’Fikri Takip’’ üzerine fikir alışverişlerimiz olmuştu. Çapa kantininde
bu konuda yaptığımız münazara dün gibi aklımda. Sanırım Aydın Engin’in bir
yazısında: ‘’Fikri takip… Bu bizim mesleğin amentülerinden biridir. Pek az
uyulan amentülerinden biri. Bir haberi vermek yetmez, sonrasını izlemek
gerekir.’’ Diye bahsetmişti. 24.Mayıs.2015 te bizim gazetede yayınlanan
yazımda:
Tekkeköy’ü karış karış bilirim. Son zamanlarda
dostlarım, tanıdıklarım ve hastalarım veya onların yakınlarının solunum sistemi
ve kalp hastalıklarına yakalandıkları haberlerini alıyorum. Kanser olguları
haberleri çok sıklaştı. Hava Kirliliği sorunu, başta Termik Santraller olmak üzere
sanayi tesislerin olumsuz etkisi yıllardır konuşuluyor. Bu konuda bilimsel
raporların sayısı 10 ‘unu geçti. Resmi olarak TÜİK Hava istatistikleri
bakarsanız, Tekkeköy’ü ve orada yaşan insanlarımızı nasıl bir tehlike
yaşadığını görürsünüz.
Genel olarak havadaki kirleticilerin sağlığa
etkileri şöyle toparlanabilir;
*Solunum fonksiyonlarında bozulma
*Solunum sistemi hastalıklarında artış
*Kronik solunum sistemi hastalığı olan kişilerin
hastalıklarının alevlenmesinde artış
*Kronik kalp hastalığı olan kişilerin
hastalıklarının alevlenmesinde artış
*Kanser insidansında artış
*Erken ölüm insidansında artış
Ekolojik sağlık karşısındaki en büyük düşman olarak
sayısız hain vardır: aydınlamacı akıl, türcülük (speciesism), modernite ve
modernleşme, bilimsel/teknolojik rasyonellik, materyalizm (hem dar hem geniş
anlamıyla), teknolojik gelişme (ilerleme), çok uluslu şirketler (özellikle
petrol alanında), dünya bankası, ataerkillik, kapitalizm, serbest piyasa, özel
mülkiyet, tüketicilik (çoğunlukla sözüm ona kuş beyinlice olanından), devlet iktidarı,
emperyalizm, müdahalecei ve akılcı olmayan bürokratlar, askeri-sinai
kompleksler, cehalet, umursamazlık, küstahlık, miyopluk, akılsızlık ve
benzerlerinin her biri veya bazı kombinasyonları. (Harvey, 2011, s:264.)
Teknoloji, bir kere kar ve verimlilik kaygılarına
tabi “teknik” bir mesele olarak görülmemeye başladıktan sonra farklı kaygılar
(karşılıklı tanıma, emeğin özgürce seçimi, bütünün parçası olma, yeterlilik,
organik ilkelere uygunluk, vb.) ön plana
çıkacaktır…
Ekolojik üretimde teknoloji meydana getirmek ve
teknolojiyi kullanmak, daha çok ekosistem oluşturma ve ekosistemlere katılma
hedefiyle yürütülen işlerdir. Teknolojinin toplumsal düzenleyicisi, … Kullanım
değerlerinin artırılması, buna bağlı olarak ihtiyaçların yeniden inşa edilmesidir.
(Kovel, s:274)
Sermaye teknolojiyi, unsurlarından biri olduğu
toplumsal ilişkilerin bütününden yalıtmak ister. Ekolojik üretimse işin içine
teoriyi de katar ve onun en büyük kaygısını karşılıklı bağlantı alanlarının
tamamı oluşturur. Dolayısıyla, bir makinenin veya tekniğin ekosistemlerin
hayatına tümüyle katıldığını görmeye başlamak demek, onu mübadeleden ayırmaya
ve gerçekleşmiş bir kullanım değeri oluşturmaya başlamak demektir. Ekolojik
söylemde buna “uygun teknoloji” denir; doğayı insani yollarla sahiplenmemizi
sağlayan bir teknolojidir bu. ((Kovel, s:275)
Sonra bir politikacı açılıyor? Samsun’a toplam bin
150 yataklı şehir hastanesi yapılacak. Şehir hastanesinin içinde 100 yataklı
yüksek güvenlikli adli psikiyatri, 150 yataklı fiziksel tıp ve rehabilitasyon,
300 yataklı kalp damar cerrahisi ve göğüs hastalıkları, 200 yataklı onkoloji,
400 yataklı kadın doğum ve çocuk hastalıkları bölümleri olacak.
*Tekkeköy’de yıllık kanser olan kişi sayısı nedir?
*Tekkeköy’de çocuk solunum enfeksiyonları niçin
iyileşmiyor?
*Tekkeköy’de özellikle Selyeri civarında KOAH
sıklığı nedir?
*Tekkeköy’de solunum hastalıkları sıklığı nedir?
*Tekkeköy’de Pnömoni sıklığı nedir?
Bu sorulara cevap veremezsek, buna yönelik
çalışmalar yapmazsak, bunlara neden olan Termik santralleri kaldıramazsak, yani
koruyucu sağlık hizmetlerini sunamazsa,
Çevre-İnsan-Hastalık üçgenini kavrayamazsak daha çok HASTANE yapım haberi
alırız.
/Cem ŞAHAN
13.03.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder