Çiftlik Caddesi AVM oldu biliyorsunuz. Cadde, önce
Şehir kulübünün oradan başlayarak Lise Caddesi kavşağına kadar olan bölümü
tamamen söküldü. Yaklaşık 3
metre derinliğinde kazılan caddeye, dökülen tonlarca
çakılın üzerine döşenen taşlarla yeni bir görünüm kazandırıldı. Taşıt trafiğine
kapanan caddenin her iki yakasındaki binalarda yapılan mantolama çalışmasıyla,
caddenin görünümü de değişti. Bütün bu işler, caddenin lise kavşağına kadar
olan bölüme kadar yaklaşık iki yılda tamamlandı.
Ve fakat. Caddenin son 100-150 metrelik bölümünde
işler bir türlü tamamlanamıyor. İşlerin yavaşlamasıyla ilgili bu günlerde iki
ayrı söylenti yaygınlaştı. İlk söylenti. Belediyede paranın bittiği
şeklindedir. Mantolama işini yüklenen firma Büyükşehirden zamanında parasını
alamadığı için ekiplerini dağıttığı ve
bu nedenle işlerin yavaşladığı konuşuluyor. Firmaya bağlı işçiler de bu iddiayı
doğrular biçimde konuşuyorlar.
İkinci iddia ise daha çarpıcı. Bu iddia Baran’ın
caddenin sonunda yaptırdığı yeni binayla ilgilidir. Bu konuyu daha önce ben de
yazdım, İsmail Başaran da geçenlerde köşesinde işledi. Biliyorsunuz, caddedeki
binaların mantolama işlemi tek tip olarak yaptırıldı. Bu işlem yapılırken,
Baran da yeni binasını tamamlamış oldu. Ama o binadaki dış cephe renkleri,
cadde üzerindeki düğer binaların dış cephe rengine uymuyor. Gecikme nedeniyle
yaygınlaşan söylenti de bununla ilgilidir zaten. Baran gurubunun, binasına
dokundurmayacağı iddia ediliyor. Yüzlerce bina tek tip giydirilmişken Baran’ın
binası farklı kalırsa, vatandaşların faturaları ödemeyecek olmasından
korkuluyor olmalı.
Biliyorsunuz mantolama bedelinin yüzde 25’ini
Büyükşehir Belediyesi, yüzde 75’ini de vatandaşlar ödeyecek. Bu nedenle
caddedeki çalışmanın, belediye tarafından kasten yavaşlatıldığı iddia ediliyor.
Dedikodu yazarı değiliz elbette. Ama caddedeki
bütün çalışma iki yılda bitirilmişken, son 100-150 metresindeki mantolama
çalışmalarının bir türlü tamamlanamıyor olması bu söylentileri haklı çıkarır gibi
bir özellik taşıyor. Konuyla ilgili bir açıklama da gelmiyor. Bu durumda hani
‘’yazana değil, yazdırana bakmak lazım’’ demek uygun olur galiba.
/Ragıp GÖKER
01.03.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder