Sayın Sadi Subaşı'nın iki hafta önceki "SAMSUN
BÖLGE LİDERLİĞİNİ KAYBEDİYOR" başlıklı köşe yazısını okuyunca
kahrolmuştum. Özellikle Samsun’un
"görülecek bir şey yok" denilerek Turizm Şirketleri tarafından tur
programlarına dâhil edilmediğini öğrendiğimde bir Samsunlu olarak canım yandı.
Gerek coğrafi konumu gerek verimli topraklarıyla
insanoğlu tarafından ilk çağlardan beri yerleşim yeri olarak tercih edilmiş,
tarih boyunca onlarca medeniyete kültüre yuva olmuş; Ulu Önderimiz Mustafa
Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı destanını başlattığı şehir kamuoyunda
"görülecek bir şey olmayan" bir yer olarak biliniyor ve sadece
Trabzon ve Rize yolunda bir geçiş noktası olarak kullanılıyorsa durum çok vahim
demektir. Ve fakat vah vah tüh tüh diye ağlayıp zırlamak kabahati tur
şirketlerinde aramak yerine şehrin tanıtımı konusunda 7'den 70'e kolları
sıvamanın da zamanıdır.
Benim bu konudaki önerim, özellikle yerel
tarihçilerimizin ve Samsun merkezli turizm şirketlerinin katkılarıyla, Samsun'a
turistik amaçla gelmek isteyen ziyaretçilerin, Samsun'da geçireceği zamanı
kalış süresi ve tercihlerine göre bir programa sokacak "Samsun Tur
Programları" hazırlanmasıdır.
Samsun'a ulaşım şeklinden, görülmesi gereken
yerlere, yapılabilecek aktivitelerden
tadılacak yöresel lezzetlere kadar zamana mekana mevsime amaca yaşa vs
göre planlanıp sıraya sokularak bir güzergaha dahil edileceği; Yerel yönetimler ve üniversitemizin ihtiyaç
duyulan her türlü konuda destek ve kaynak sağlayacağı, Kesinlikle kar amacı
güdülmeyecek ve sadece belli bir kesime değil genele hitap edecek tur
programları hazırlanmalı ve bu programlar benim şehrim seninkini döverci
şovenist bir anlayış yerine, gücünü gerçeklikten alan bir dil ve üslupla yurt
ve dünya çapında tanıtılmalıdır.
Ve bu turların uygulanmasına da öncelikle, maalesef
şehrini yeterince tanımayan biz Samsunlulardan başlanmalıdır. Kendi ahalisi
tarafından tanınmayan bir şehri ulusa tanıtmaya çalışmak elbette nafile bir
çaba olur. Ben Samsun için canla başla mücadele eden başta Yerel tarih grupları
olmak üzere bütün Samsun sevdalılarının bu tur programlarının hazırlanmasında
ve uygulanmasında gerekli katılımı sağlayacağına inanıyorum. Tanıtımımızın
ilacını, denizüstü golf sahasında, mitolojik efsanelerde aramaya gerek yok.
Samsun'umuzun hâlihazırda Havza Kaplıcalarından
Göğceli Camii'ne, Kuş Cenneti'nden Amisos tepesine Akdağ kayak merkezinden
Terme Miliç kumsalına kadar, burada saymaya kalksam sayfalar tutacak
güzelliklere sahip olan dört mevsim turizm cenneti olabilecek bir potansiyeli
ve - tabi yüreklerinde Samsunlu olmaya dair bir şeyler hissediyorlarsa -
şehrinin sesini eserleriyle dünyaya duyurabilecek onlarca sanatçı evladı var.
Ve fakat Sayın Subaşı'nın bahsettiği gibi, tüm bu
saydığım unsurları bir mıknatıs gibi bir araya getirip bu vb projelere önderlik
edecek, sanatçıların Samsun'a dair üretimlerini, siyasi görüş farklılıklarına
bakmaksızın destekleyip teşvik
edecek bir lider ve Samsun hakkında
şahsi çıkarlardan uzak fikirler ve
projeler üretecek, kentlilik bilincini 7'den 70'e aşılayacak bir Samsun Lobisi
olmaksızın Samsun'u tanımak ve tanıtmak imkansız.
Güzel Samsun'umuzun, Karadeniz turlarında sadece
bir geçiş noktası değil turizmde Karadeniz'in lideri olması; cinayet haberleri,
skandallar, hava kirliliği, seller vs
ile değil şehir değerleri ve insanının kentine bağlılığı ile konuşulması
umuduyla...
Aydıngünler!
/Emre SEVEN
01.09.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder