Birkaç yıldır, bir mantolama sevdasıdır gidiyor
Samsun'da. Evler "daha az ısınma bedeli ödeyeceksiniz" vaadiyle ve az
biraz kanun zoruyla mantolattırıldı herhangi bir şeye daha az para ödeyeceğini
duyunca koşulsuz kabul eden vatandaşa. İşin rengi sonra anlaşıldı. Tabi ki her
zamanki gibi bu mantolama furyasında asıl kâr eden vatandaş değil "bağzı
şirketler" oldu... Vatandaşın cebinden indirilen cukkalar yetmedi ki,
şimdi sıra şehir yapılarına geldi.
Başkan Yılmaz "Samsun'un ana arterleri ile
Cumhuriyet Meydanı’nı estetikle buluşturacağız. Böylelikle şehrimizin
merkezinin hem estetiği artacak hem de prestiji yükselecek" dedi geçen
hafta. Her bir tramvay durağına projenin boy boy posterleri asıldı. Daha önce
de yazdım. Meydanın bu beton yığını hali elbette ki Samsun gibi bir şehre
yakışmıyor. Fakat sırf bina giydirmek meydana prestij kazandırmaz. Hele hele
orayı bir yaşam alanına falan dönüştürmez. Buna en güzel örnek Çiftlik Caddesi.
Yeni görüntü eskisine göre daha güzel mi? Güzel...
Yalan yok. Fakat güzel görüntünün ardında binlerce soru işareti ve sorunlar
var. Hem de insanların can güvenliğini tehdit eden türden... Güzelim caddenin
en ufak bir yangında, saniyesinde kül olabileceğini, akabinde gelmesi muhtemel
"ihmal yoktur, yangın öngörülebilir bir şey değildi, semavi bir olaydı,
hem insanlar yangında değil binadan kaçarken düşerek öldü konuyu
saptırmayın" temalı açıklamaları düşündükçe içimi büyükşehir itfaiyesinin
söndüremeyeceği yangınlar basıyor.
Ayrıca uzmanların onlarca uyarısına rağmen
mantolamada bu kadar ısrar edilmesi, burnuma tahammül sınırımı mütecaviz pis
kokular getiriyor... Şehrin binasal çirkinliğini, sokaklarda kol gezen
güvensizliği, saçma sapan projelerden elde edilen çok sıfırlı rantları,
mantolasak da mı saklasak bir durum var ortada. Sorunuyorum... Her biri
birbirinden biçimsiz binaların üstünü sıvamak mıdır şehri estetikle
buluşturmak?
En ufak bir yağmurda sel basan, hemen hemen her gün
uyuşturucu haberlerinin manşetlerde olduğu, doktorların şehrin göbeğindeki
hastanelerde oraya elini kolunu sallayarak giren kişilerce öldürüldüğü, sokak
ortasında güpegündüz insanların kurşunlandığı, hemen her köşesinde mülteci dilencilerin
cirit attığı bir şehrin prestiji bina giydirerek mi yükseltilir? Olsa olsa
prestijin üstü sıvanır... Delik deşik
olmuş, harap bitap düşmüş prestijin... Hadi diyelim meydan ve şehrin muhtelif
yerleri mantolandı estetiklendi... Güvenlik, estetikten daha önce karşılanması
gereken bir ihtiyaç değil midir? Yoksa Maslow yanlış mı biliyor? Öyleyse
Maslow'u da güzelce mantolamak lazım... Saygılar!
/Emre SEVEN
04.01.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder