11 Ocak 2016 Pazartesi

Ben Samsun’um!....

Yirmi üç yıldır Samsun’dayım… Çocuklarım burada büyüdü; torunlarım burada doğdu… İşim burada… Dostlarım burada… Nefretle andıklarım da… Seviyorum bu şehri, taşıyla, tuzuyla, ekmeğiyle, suyuyla… Parktaki şahlanan atın ruhu benim, Bandırma vapurundadır bedenim…
***

Kızdığım, eleştirdiğim yönleri yok mu? Tabii ki var... Eleştirdiğim yönlerinin başında ‘Samsunluluk’ ruhuna yeterince sahip olmaması ve asayiş meseleleri başta geliyor. ‘Yirmi üç senedir buradayım’ dedim. Karşılaştığım ve ‘Samsunluyum’ diyen kişi sayısı 23’ü geçmez. Herkes, babasının, dedesinin, dedesinin geldiği memleketi söyler, memleketi sorulunca… Dahası Samsun’un ilçelerinden olanlar da ‘Samsunluyum’ demektense, ilçelerini söylerler…

Samsun merkezde, Samsunludan çok, Çarşambalı, Termeli, Bafralı, Kavaklı, Havzalı bulunur. Hatta beş-onbin nüfuslu ilçelerden olup Samsun’da yaşayanlar kendi ilçelerindeki nüfustan fazla söylenir. Türkiye’nin her yerinde ve hatta tüm dünyadaki Türkler, Atatürk heykelini bilir ve şehre gıpta ederlerken… Bizim Samsunlular, önünden geçerken kafayı kaldırıp da bakmazlar bile… Tabii Samsundan seçilenler de SAMSUN’UN SEÇİLMİŞLERİ DEĞİL; SEÇENLERİN SEÇİLMİŞLERİ OLUR, O YÖNDE ÇALIŞIRLAR. HATTA SAMSUN’DAKİ YATIRIMLARI, DEDELERİNİN GELDİĞİ ŞEHİRLERE KAYDIRIRLAR.

Eleştirdiğim konulardan ikincisi ‘ASAYİŞ’tir. Yurt genelinde dağıtılan, yayın yapan gazete ve televizyon kuruluşlarında Samsun hakkında çıkan haberlere bakınız, dörtte üçü, yüz kızartıcı suçlar, cinayet, gasp gibi suçlarla ilgilidir. Irz ve namus davaları, dolandırıcılıklar, cinayetler vs, vs, vs… Bu tabloda basının sorumluluk payı yok mudur? Bence vardır. Hem de önemli ölçüde vardır. Suç işleyen bu kimseler için basında resminin çıkması, televizyonlara haber olması ödül gibi algılanmaktadır…

Hatırlayın, Dr. Kamil Furtun’un katil zanlısının açıklamalarını: “Canım sıkıldı. Böyle zevklerim var abi. Hoşuma gitti. Ondan vurdum.” Ve bizim basın da bunu aynen haber yaptı. Ertesi günkü gazetelerde kendi resmini ve sözlerini gören katil, belki de hayatında hiç bir zaman göremeyeceği bir ilginin hedefi olmuştu. Buna haber diyebilirsiniz. Haber alma-yapma hürriyetinden bahsedebilirsiniz. Haklı olduğunuz yerler de olabilir. Ama yapılan haber psikopat bir kişiliğe verilmiş ödülden başka anlama gelmemektedir.
***

Olayın bir başka yönü de Emniyeti ilgilendirmektedir. Uyuşturucu satışının okul bahçelerine kadar indiği, sırtına palto geçirtenlerin omuz çarpıtarak yürüdüğü, son çıkarılan yasalarla askerin-polisin-jandarmanın elinin kolunun bağlandığı günümüzde, canla-başla çalışan güvenlik kuvvetlerimize destek olmak gerekiyor. Ey analar, babalar, ‘Yaramazlık yapan çocuğunuzu cezalandırdı’ diye öğretmeni şikayet eder ve daha acısı çocuğunuzu elinden tutup, öğretmenin karşısına dikilip, ‘Sen benim çocuğumu nasıl cezalandırırsın’ diye efelenirseniz çocuğunuzun, büyüdüğünde kendisini yasal sınırlarla kısıtlamak isteyen güvenlik güçlerine karşı koymasından şikayete hakkınız olmaz.

Bunca yazdıktan ve son günlerde yaşananlardan sonra, bir açık teşekkür boynumuzun borcudur. Atandığı günden beri, başarılı çalışmaları ile dikkatleri çeken İl Emniyet Müdürümüz Vedat Yavuz Bey ve mesai arkadaşları, bir telefon dolandırıcılığı olayını saatler içerisinde çözerek, ilimizi terk etmiş olan zanlıları Çorum’da, otobüslerinden inemeden yakalamışlardır.

/Kenan ERZURUMLU
11 Ocak 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder