Yirmi üç yıldır Samsun’dayım… Çocuklarım burada
büyüdü; torunlarım burada doğdu… İşim burada… Dostlarım burada… Nefretle
andıklarım da… Seviyorum bu şehri, taşıyla, tuzuyla, ekmeğiyle, suyuyla… Parktaki
şahlanan atın ruhu benim, Bandırma vapurundadır bedenim…
***
Kızdığım, eleştirdiğim yönleri yok mu? Tabii ki
var... Eleştirdiğim yönlerinin başında ‘Samsunluluk’ ruhuna yeterince sahip
olmaması ve asayiş meseleleri başta geliyor. ‘Yirmi üç senedir buradayım’
dedim. Karşılaştığım ve ‘Samsunluyum’ diyen kişi sayısı 23’ü geçmez. Herkes,
babasının, dedesinin, dedesinin geldiği memleketi söyler, memleketi sorulunca… Dahası
Samsun’un ilçelerinden olanlar da ‘Samsunluyum’ demektense, ilçelerini
söylerler…
Samsun merkezde, Samsunludan çok, Çarşambalı,
Termeli, Bafralı, Kavaklı, Havzalı bulunur. Hatta beş-onbin nüfuslu ilçelerden
olup Samsun’da yaşayanlar kendi ilçelerindeki nüfustan fazla söylenir. Türkiye’nin
her yerinde ve hatta tüm dünyadaki Türkler, Atatürk heykelini bilir ve şehre
gıpta ederlerken… Bizim Samsunlular, önünden geçerken kafayı kaldırıp da
bakmazlar bile… Tabii Samsundan seçilenler de SAMSUN’UN SEÇİLMİŞLERİ DEĞİL;
SEÇENLERİN SEÇİLMİŞLERİ OLUR, O YÖNDE ÇALIŞIRLAR. HATTA SAMSUN’DAKİ
YATIRIMLARI, DEDELERİNİN GELDİĞİ ŞEHİRLERE KAYDIRIRLAR.
Eleştirdiğim konulardan ikincisi ‘ASAYİŞ’tir. Yurt
genelinde dağıtılan, yayın yapan gazete ve televizyon kuruluşlarında Samsun
hakkında çıkan haberlere bakınız, dörtte üçü, yüz kızartıcı suçlar, cinayet,
gasp gibi suçlarla ilgilidir. Irz ve namus davaları, dolandırıcılıklar,
cinayetler vs, vs, vs… Bu tabloda basının sorumluluk payı yok mudur? Bence
vardır. Hem de önemli ölçüde vardır. Suç işleyen bu kimseler için basında
resminin çıkması, televizyonlara haber olması ödül gibi algılanmaktadır…
Hatırlayın, Dr. Kamil Furtun’un katil zanlısının
açıklamalarını: “Canım sıkıldı. Böyle zevklerim var abi. Hoşuma gitti. Ondan
vurdum.” Ve bizim basın da bunu aynen haber yaptı. Ertesi günkü gazetelerde
kendi resmini ve sözlerini gören katil, belki de hayatında hiç bir zaman
göremeyeceği bir ilginin hedefi olmuştu. Buna haber diyebilirsiniz. Haber
alma-yapma hürriyetinden bahsedebilirsiniz. Haklı olduğunuz yerler de olabilir.
Ama yapılan haber psikopat bir kişiliğe verilmiş ödülden başka anlama
gelmemektedir.
***
Olayın bir başka yönü de Emniyeti
ilgilendirmektedir. Uyuşturucu satışının okul bahçelerine kadar indiği, sırtına
palto geçirtenlerin omuz çarpıtarak yürüdüğü, son çıkarılan yasalarla
askerin-polisin-jandarmanın elinin kolunun bağlandığı günümüzde, canla-başla
çalışan güvenlik kuvvetlerimize destek olmak gerekiyor. Ey analar, babalar, ‘Yaramazlık
yapan çocuğunuzu cezalandırdı’ diye öğretmeni şikayet eder ve daha acısı
çocuğunuzu elinden tutup, öğretmenin karşısına dikilip, ‘Sen benim çocuğumu
nasıl cezalandırırsın’ diye efelenirseniz çocuğunuzun, büyüdüğünde kendisini
yasal sınırlarla kısıtlamak isteyen güvenlik güçlerine karşı koymasından
şikayete hakkınız olmaz.
Bunca yazdıktan ve son günlerde yaşananlardan
sonra, bir açık teşekkür boynumuzun borcudur. Atandığı günden beri, başarılı
çalışmaları ile dikkatleri çeken İl Emniyet Müdürümüz Vedat Yavuz Bey ve mesai
arkadaşları, bir telefon dolandırıcılığı olayını saatler içerisinde çözerek,
ilimizi terk etmiş olan zanlıları Çorum’da, otobüslerinden inemeden
yakalamışlardır.
/Kenan
ERZURUMLU
11 Ocak 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder