Dolaştım biraz Samsun’u bugün. Yeni yıl için umut pompalarının
bile arızalı olduğu soğuk bir kış günüydü dün. Beyazlık, kirleniyor diyen
şairin haklılığı ile şiirler mırıldanan genç adamdım belki!
14–16 Ekim’de Moskova’daydım. Nazım’ın mezarında da
aynı duygusallığı yaşayan, gri tonlarda düşünen yaşlı bir adamdım belki! 14–16 Ekim tarihlerinde, Moskova’da Dünya
Tabipler Birliği (WMA) Genel kurulu
vardı. Bu genel kurulda Türk Tabipleri Birliği mülteci krizini Dünya Tabipler
Birliği’nin gündemine taşımış ve bu insanların sağlık alanında yaşadıkları
sorunların ve çözüm önerilerinin ülkelerin ulusal tabip birliklerinin gündemine
getirilmesinin önemini vurgulamıştır. Bu çabaların bir sonucu olarak Dünya
Tabipler Birliği Ekim 2015’te Moskova’da yapılan 66. Genel Kurul toplantısında
bu konuyla ilgili “Küresel Mülteci Kriziyle ilgili DTB Kararı” başlıklı bir
tutum belgesini kabul etmiştir:
WMA insanların kitlesel hareketliliğinin çoğu kez
silahlı çatışmaları ya da doğal olayları izleyen felaketlerden kaynaklandığını
ve insanların tehlikelerden ve yoksunluklardan kurtulmak için bu yola
başvurduklarını görmektedir. Bugün
insanların patlayan bombalar, hizmetlere ve temiz suya ulaşamama, evlerin,
okulların ve hastanelerin tahribi dâhil silahlı çatışmalar nedeniyle kitlesel
göçlere yönelmeleri, sayısal olarak son 70 yıl içindeki herhangi bir kitlesel
nüfus hareketini aşan boyutlara ulaşmıştır. WMA ülkelerin önemli sayıda yeni
göçmeni barındırma kapasiteleri hakkında kaygıları olabileceğini kabul etmekle
birlikte, insanların savaştan ya da doğal afetlerden çaresiz duruma
düştüklerinin, çoğu kez yaşamı tehdit eden koşullarla yüz yüze oldukları için
kaçmak zorunda kaldıklarının da görülmesini istemektedir. Bu insanlar
kendilerinin ve yanlarındaki aile üyelerinin sağlıklarından, güvenliklerinden
ve esenliklerinden kaygılıdırlar.
Birçok ülke tarafından imzalanan uluslararası
anlaşmalar bu ülkelere mültecilere ve iltica talebinde bulunanlara yardımcı
olma konusunda bağlayıcı yükümlülükler getirmektedir. WMA, mülteci krizlerine
yol açan, şu anda sürmekte olan çatışmalar gibi durumlar söz konusu olduğunda
hükümetlerin muhtaç durumda olanlara yardıma yönelik çabalarını artırmaları
gerektiği kanısındadır.
Bu kapsamda mültecilere güvenli geçiş yolları,
geldikleri ülkelerde kendilerine gerekli desteğin sağlanması gerekir. Bu
insanların kaçtıkları felaketlerin ve yolculukları sırasındaki olumsuzlukların
sağlık sorunlarına yol açmış olabileceği düşünüldüğünde, mülteci kabul eden
ülkelerin bu insanlara sağlık hizmetleri verecek sistemler oluşturmaları temel
önemdedir.
Hükümetler, mültecilerin ve iltica etmek
isteyenlerin geldikleri ülkelerde saygın biçimde yaşamalarını sağlamalı, yeni
toplumlarıyla bütünleşmelerini sağlamak için gerekli her tür çabayı
sergilemelidir. Uluslararası topluluk, Suriye’de, insanların evlerinde güven
içinde oturabilecekleri ya da ülkeden ayrılmışlarsa güvenli biçimde geri
dönebilecekleri barışçı bir çözüm arayışı içinde olmalıdır.
WMA kitlesel nüfus hareketlerinin ülkelerin
yerleşik nüfusu ile birlikte mülteci konusundaki kişiler üzerinde ciddi bir
stres yarattığının bilincindedir. Hükümetlerin ve Birleşmiş Milletler dâhil
uluslararası kuruluşların bu tür hareketlere yol açan baskıları azaltmak için
daha uyumlu ve kararlı çabalar içinde olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Doğal olayların ardından hızla insani yardım
çalışmalarına başlanması, silahlı çatışmaları önleme ya da bu tür durumlardan
kaçınma adına daha fazla çaba gösterilmesi bu kapsamdadır. Gıda güvenliği, içme
suyu, barınma, kanalizasyon, eğitim ve sağlık gibi alanlarda normale dönüş ve
kamu güvenliğinin yeniden tesisi önemli bir etki yaratacak ve mülteci sayısını
azaltacaktır.
/Cem ŞAHAN
04.01.2016
http://www.hedefhalk.com/samsundaki-multeciler-1-604439yy.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder