4 Ocak 2016 Pazartesi

Samsun’daki Mülteciler -1

Dolaştım biraz Samsun’u bugün. Yeni yıl için umut pompalarının bile arızalı olduğu soğuk bir kış günüydü dün. Beyazlık, kirleniyor diyen şairin haklılığı ile şiirler mırıldanan genç adamdım belki!

14–16 Ekim’de Moskova’daydım. Nazım’ın mezarında da aynı duygusallığı yaşayan, gri tonlarda düşünen yaşlı bir adamdım belki!  14–16 Ekim tarihlerinde, Moskova’da Dünya Tabipler Birliği (WMA)  Genel kurulu vardı. Bu genel kurulda Türk Tabipleri Birliği mülteci krizini Dünya Tabipler Birliği’nin gündemine taşımış ve bu insanların sağlık alanında yaşadıkları sorunların ve çözüm önerilerinin ülkelerin ulusal tabip birliklerinin gündemine getirilmesinin önemini vurgulamıştır. Bu çabaların bir sonucu olarak Dünya Tabipler Birliği Ekim 2015’te Moskova’da yapılan 66. Genel Kurul toplantısında bu konuyla ilgili “Küresel Mülteci Kriziyle ilgili DTB Kararı” başlıklı bir tutum belgesini kabul etmiştir:

WMA insanların kitlesel hareketliliğinin çoğu kez silahlı çatışmaları ya da doğal olayları izleyen felaketlerden kaynaklandığını ve insanların tehlikelerden ve yoksunluklardan kurtulmak için bu yola başvurduklarını görmektedir.  Bugün insanların patlayan bombalar, hizmetlere ve temiz suya ulaşamama, evlerin, okulların ve hastanelerin tahribi dâhil silahlı çatışmalar nedeniyle kitlesel göçlere yönelmeleri, sayısal olarak son 70 yıl içindeki herhangi bir kitlesel nüfus hareketini aşan boyutlara ulaşmıştır. WMA ülkelerin önemli sayıda yeni göçmeni barındırma kapasiteleri hakkında kaygıları olabileceğini kabul etmekle birlikte, insanların savaştan ya da doğal afetlerden çaresiz duruma düştüklerinin, çoğu kez yaşamı tehdit eden koşullarla yüz yüze oldukları için kaçmak zorunda kaldıklarının da görülmesini istemektedir. Bu insanlar kendilerinin ve yanlarındaki aile üyelerinin sağlıklarından, güvenliklerinden ve esenliklerinden kaygılıdırlar.

Birçok ülke tarafından imzalanan uluslararası anlaşmalar bu ülkelere mültecilere ve iltica talebinde bulunanlara yardımcı olma konusunda bağlayıcı yükümlülükler getirmektedir. WMA, mülteci krizlerine yol açan, şu anda sürmekte olan çatışmalar gibi durumlar söz konusu olduğunda hükümetlerin muhtaç durumda olanlara yardıma yönelik çabalarını artırmaları gerektiği kanısındadır.

Bu kapsamda mültecilere güvenli geçiş yolları, geldikleri ülkelerde kendilerine gerekli desteğin sağlanması gerekir. Bu insanların kaçtıkları felaketlerin ve yolculukları sırasındaki olumsuzlukların sağlık sorunlarına yol açmış olabileceği düşünüldüğünde, mülteci kabul eden ülkelerin bu insanlara sağlık hizmetleri verecek sistemler oluşturmaları temel önemdedir.

Hükümetler, mültecilerin ve iltica etmek isteyenlerin geldikleri ülkelerde saygın biçimde yaşamalarını sağlamalı, yeni toplumlarıyla bütünleşmelerini sağlamak için gerekli her tür çabayı sergilemelidir. Uluslararası topluluk, Suriye’de, insanların evlerinde güven içinde oturabilecekleri ya da ülkeden ayrılmışlarsa güvenli biçimde geri dönebilecekleri barışçı bir çözüm arayışı içinde olmalıdır.

WMA kitlesel nüfus hareketlerinin ülkelerin yerleşik nüfusu ile birlikte mülteci konusundaki kişiler üzerinde ciddi bir stres yarattığının bilincindedir. Hükümetlerin ve Birleşmiş Milletler dâhil uluslararası kuruluşların bu tür hareketlere yol açan baskıları azaltmak için daha uyumlu ve kararlı çabalar içinde olmaları gerektiğini düşünüyoruz.  Doğal olayların ardından hızla insani yardım çalışmalarına başlanması, silahlı çatışmaları önleme ya da bu tür durumlardan kaçınma adına daha fazla çaba gösterilmesi bu kapsamdadır. Gıda güvenliği, içme suyu, barınma, kanalizasyon, eğitim ve sağlık gibi alanlarda normale dönüş ve kamu güvenliğinin yeniden tesisi önemli bir etki yaratacak ve mülteci sayısını azaltacaktır.

/Cem ŞAHAN
04.01.2016
http://www.hedefhalk.com/samsundaki-multeciler-1-604439yy.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder