Alev Coşkun ne derse desin, Atatürk’ün mazlum
milletlere örnek olacak o büyük ve kutlu yürüyüşü başlattığı şehirdir Samsun.
Ve fakat. Kurtuluşumuzun şehri, şu sıralar iyi
durumda değil. Eğitimde, kültürde, sporda ve ekonomide tarihinin en kötü
günlerini yaşıyor. Her şeye rağmen bu şehri seviyorum. Yazıya başlarken
çizdiğim tablodan yola çıkarak ‘’Bu şehir sevilir mi?’’ diye soracaksınız
biliyorum. Kim bilir belki mazisini seviyorum bu şehrin.
Sevgili dostum Rüştü Bozkurt, geçmişte saraya
‘cehri bezi’ göndererek zenginleştiğini belirttiği Tokat’ın 30 bin nüfuslu bir
şehir olduğunu söylerken, Samsun’un ise bin 800 haneli küçük bir kasaba
olduğunu iddia etse de, İstanbul ve Selanik’ten sonra bin kişilik tiyatro
salonunun bulunduğu üçüncü Osmanlı şehriymiş Samsun. ‘’Deniz Hamamı’’ olarak
bilinen fenerdeki plajda kadınlı erkekli yüzülürken, Anadolu’da erkekler bile
henüz mayo ile denize giremiyordu. O fener plajı, gerek Osmanlı’nın son
dönemlerinde ve gerekse Cumhuriyetimizin ilk yıllarında İstanbul’dan sonra bu
topraklardaki tek karma plajdır. Fener plajı aynı zamanda, Karadeniz bölgesinin
‘Mavi Bayrak’ almış tek plajıdır ama günümüzde ailelere yasaklanan tek mavi
bayraklı plaj olarak tarihe geçmiştir.
Türkiye’nin üçüncü büyük limanına sahip olması
nedeniyle geçmişte ekonomisi de gelişen Samsun, bir zamanlar yedinci büyük
şehir olarak biliniyordu. Ekonomik ve sosyal gelişmişlikte sanırım şimdilerde
38. sıradayız. Eğitimdeki başarı oranımızın ise 50. sıralarda olduğu
söylendiğinde buna ‘’Samsunluyum’’ diyen kimin canı sıkılmaz. Hangi Samsun’la
gurur duyacağız. Yener Cabbar nicedir yazıyor ve biz de ondan öğreniyoruz.
Bizim sevdiğimiz Samsun, kale surları üzerine iş
hanı yapılmasına izin verilen Samsun mu, yoksa Ulu Önder’in ‘’Ben Samsun’u ve
Samsun halkını gördüğüm zaman, millete ve memlekete dair bütün tasavvurlarımın
gerçekleşeceğine inandım’’ dediği Samsun mu? Sahi hangi Samsun? Tapulu mülkü
belediye tarafından işgal edilen vatandaş, mahkemelerde haklılığını ispat
ettiği için ‘’O vatandaşı ve kararı veren mahkemeyi kornalatın’’ diye
belediyeye tavsiyede bulunan bir Vali tarafından yönelten Samsun mu? Eee hal
böyle olunca Samsun’un senden başka kimin umurunda olacağını sanıyorsun.
Formasında Atatürk amblemli tek futbol takımının
puanları da silinir. Şampiyonluk maçında
senin taraftarına maçı izletmezler ve sende buna sesini çıkaramazsın arkadaş. Öylece
seyredersin olup biteni. O Samsunspor, şimdiki adı ‘Süper Lig’ olan o lige,
Anadolu’dan çıkan ilk takımlardan biridir. Daha önce de defalarca küme düştük
ama hiçbir vakit bir alt kümede bu kadar uzun süre kalmadık. Sporda başarı
sağlamanın yolu ekonomik olarak güçlü olmakla ilgili olsa da, başarıya ulaşmak
için zenginlik tek başına yeterli olamaz. Bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı
Samsunspor’un maçlarına kaç senedir gelmiyor, bilen var mı acaba.
Boşuna söylenmemiş o söz: ‘’İnsanlar hak ettikleri
gibi yönetilir’’ Bu şehrin sokaklarında gündüz vakti insanlar kurşunlanıyor. Gençlerimizi
zehirlemeye devam ediyor birileri. Bonzaiden kaç gencimizi yitirdik, sayısını
ben unuttum. Bu Samsun mu benim şehrim. Yoksa geçmişte 14 konsolosluğun
bulunduğu, şehrin merkezindeki kortlarda genç kızların ve delikanlıların tenis
oynadıkları Samsun mu? Bir zamanlar herkesin gıpta ettiği Samsun, günümüzde
soysal paylaşım sitelerinde yayınlanan ‘caps’lerle dalga geçilen şehir olmuş. Sebep
olanlar utansın. Sen yinede üzme kendini hemşerim.
/Ragıp GÖKER
01.12.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder