Bir şehrin adını gugılladığınızda karşınıza ilk
gelecek görsellerden biri, o şehre gittiğinizde ilk ulaşacağınız yer şehrin
meydanıdır. Meydan bir şehrin kalbidir. Vitrinidir. Kimliğidir. Şehir neyse meydanı
da odur. Çoğu meydanın kendine özgü bir tasarımı akılda kalıcı bir kısmı
vardır. Örneğin Taksim denince akla Atatürk Anıtı, Kızılay denince meydana
ismini veren Kızılay binası ve Güvenpark gelir. Yurtdışında da durum böyle.
Times Meydanı o renk cümbüşü haliyle, Kızıl Meydan
Kremlin Sarayı ile bilinir. Avrupa'da da
özenli bir mimari ile oluşturulan meydanlar şehrin en meşhur yerleridir.
Peki Cumhuriyet Meydanı deyince aklınıza ne geliyor? Benim aklıma geleni
söyleyeyim: Boşluk!
İnsanlar için bir geçiş güzergahından, yol
tarifinde kullanılacak merkezi bir noktadan fazla bir şey ifade etmeyen, siyasi
mitingler ve tek tük konserler haricinde insanların bir araya gelmediği, şehrin
göbeğinde kocaman bir beton yığını. Şehir neyse meydanı da odur dedim ya aslında
o yüzden Meydanın bu halde olmasına şaşmamalı.
İlk yazımda da bahsetmiştim. Samsun giderek
kimliksiz bir beton çöplüğüne dönüyor. Bunun ilk göze çarptığı yer ise ne yazık
ki Cumhuriyet Meydanı. Samsun gibi önemli bir şehre böylesine boş biçimsiz binalarla
çevrili kimliksiz bir meydan yakışmıyor.
Geçtiğimiz hafta gazetemizde bir haber okudum. OMÜ
Mimarlık 1. Sınıf öğrencileri, Meydanda farkındalık yaratmak amaçlı bir çalışma
gerçekleştirmişler. Meydana yerleştirdikleri masalara kitaplar koyup insanlarla
beraber kitap okumuşlar, seksek, ip atlama, yakar top, voleybol gibi oyunlar
oynayarak meydanı bir şenlik yerine çevirmişler. Öyle ki 77 yaşındaki Huriye
Erbaş da öğrencilere katılarak onlarla birlikte ip atlamış. Son zamanlarda
duyduğum en yaratıcı en özgün proje. Öğrencilere bu ödevi veren hocayı da
meydanı şenlik yerine çeviren öğrencileri de kutlamak gerek. İşte yapılması
gereken bu.
Meydan bir beton yığınından, insanların hoşça vakit
geçirebildiği, şehrin ruhunu hissedebildiği bir yaşam alanına dönüştürülmeli. Bunun
için sadece etraftaki binaları giydirmek yetmez. İnsanlara orada bulunmaları
için sebepler ve koşullar yaratılmalı. Nedense ağaçlar içinde bir meydan hayal
ediyorum. İnsanların AVM'lerde değil de meydandaki ağaçların gölgesindeki masalarda
çay kahve içtiği, -olur ya belki kitap okudukları! - çocukların oyunlar
oynadığı, müzisyenlerin açık hava resitalleri sunduğu oksijeni bol 24 saat
canlı ışıl ışıl bir Cumhuriyet Meydanı. Hayal etmesi bizden, Meydan'a getirmek yetkililerden! Saygılar!
/Emre SEVEN
14.12.2015
http://www.hedefhalk.com/meydan-meydana-ciksin-604297yy.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder