İnsanın yaşadığı
ya da yaşamının büyük bir bölümünün geçtiği şehre, bir filmde ya da
kitapta rastlaması hoş bir duygu şüphesiz. Fakat herhangi bir online kitapçı
sayfasında "Samsun" araması yaptığınızda karşınıza Samsunla ilgili
Ulu Önder'in Samsun'a çıkışı ve Kurtuluş Şavaşı'mızı anlatanların haricinde pek
az kitap çıkar. Yani, şans eseri Bandırma Vapuru 19 Mayıs'ta Sinop'a değil de
Samsun'a çıkmasaydı, Samsun hakkında neredeyse hiç kitap yazılmayacakmış,
hiçbir kitapta Samsun geçmeyecekmiş gibi bir görünüm var ortada.
Buna hep çok üzülürüm ve nerede Samsunla ilgili ya
da herhangi bir kısmında Samsun geçen bir kitap görsem, gurbette 55 plaka
görmüş gibi heyecanlanır, almak için bütün şartları zorlarım. Yine böyle bir
arama sonucunda ulaştığım, uzun süredir kitaplığımda olan Yücel Bayar'ın Amisus
Mavi şehrin öyküsü kitabını tekrar büyük bir keyifle okuduktan sonra başka
neler var diye "gugıllarken" bir köşe yazısına denk geldim.
Yazının sahibi Samsunlu genç eğitimci&yazar
Mehmet Yılmaz da bunun derdine düşmüş ki, bence son derece faydalı bir
araştırma yaparak, kendi yazdığı iki
roman dahil, hikayesi Samsun'da geçen toplam 11 roman tespit etmiş.
Mehmet Yılmaz'ın çalışmasına göre kendi kaleme
aldığı- Bir gün ve Derviş Hoca
romanlarının yanında, Ayfer Tunç - Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan
Kısa Tarihi, Zerrin Koç - Islak Kentin İnsanları, Hasan İzzettin Dinamo -Savaş
ve Açlar ve Öksüz Musa, Akın Üner - Çalı
Harmanı, Şule Ersin - Madam Kovacs Artık
Dönmeyecek, Doğan Kan - Kızgın Demir, Alpaslan Akkuş - Kaderle Zar
Atılmaz, Akın Üner - Mümin Bulut romanlarıyla
ilhamı Samsun'da bulan yazarlar ve eserlerinden bazıları. Bunlara ben de
nacizane, başta Ferhan Şensoy'un otobiyografik romanlarından Kalemimin Sapını
Gülle Donattım olmak üzere Metin Kökten'in Yaşamak Tutkusu ve Yılmaz Elmas'ın
Samsun Öyküleri kitaplarını ekleyebilirim.
Edebi kitapların haricinde Baki Sarısakal ve Refik
Baskın gibi Samsun'un yetiştirdiği önemli tarihçilerin Samsun tarihini anlatan
kitapları da bildiklerim arasında.
Peki tarihin ilk çağlarından beri yerleşim yeri
olarak kullanılan bu şehrin yalnızca bu kadar mı kitabı yazılı kaynağı var?
Elbette hayır. Fakat kültürel belleğimize sahip çıkma konusunda maalesef büyük
bir özensizlik söz konusu.
Tarihçi Baki Sarısakal kendi web sitesinde
paylaştığı "Samsun Kamuoyuna" başlıklı yazısında içinde 8-10 el
yazması eser de dahil olmak üzere Samsun Tarihi ile ilgili toplam 7558
Osmanlıca ve Arapça eserin Osmanlıca ve Arapça bilen eleman eksikliğinden
dolayı tasnif edilemediğinden dolayı, Konya'ya nakledilmesi için müze müdürlüğü
tarafından girişimde bulunulduğuna dair bir haber okuduğunu, daha önce de tek
tek isimlerini verdiği bir çok tarihi belge ve kitabın Ankara'ya gönderildiğini
söylüyor.
Ne kadar acı. Bir şehrin kültürel belleğinin bir
numaralı belgeleri üstelik böyle saçma sapan bir sebeple nasıl başka bir şehre
gönderilir anlamak mümkün değil. Samsun'un bu eserleri okuyup tasnif edecek
akademisyeni yok mu? Velev ki yok, diğer illerden bu konuda liyakat sahibi
akademisyenleri bu çalışma için Samsun'a davet etmek mi, yoksa bizzat Samsun
ile alakalı bu eserleri başka bir şehre taşımak mı mantıklı?
Bu konuda yapılması gereken şey belli. Bir an önce Samsun ile ilgili yazılmış bütün
eserler, Samsun'un ilk Türk gazetesi olan Aks-ı Sada'dan beri yayınlanan tüm
gazeteler titiz bir çalışmayla tespit edilip mevcut tüm belge ve kitapların
orijinalleri Samsun'da toplanarak bir Samsun Kitaplığı ya da bir Samsun
Yayınları Müzesi oluşturulmalı. Bu
müzeye mekan olarak, o harabe haldeki eski Samsun evlerinden biri seçilse, bu
ev aslına uygun bir biçimde restore edilip toplanan eserler burada biz Samsun
halkına sunulsa harika olmaz mı?
Eminim ki Samsun'un kültürel geçmişine ve günceline
ışık tutan Samsun ile ilgili bir sürü eser bilmem nerelerdeki kütüphanelerin
tozlu raflarında gün yüzüne çıkmayı beklemekte. Samsun'un dört gözle onların
yuvaya dönüşünü beklediği gibi...
Saygılar!
/Emre SEVEN
30.11.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder