“Lûgat, bir isim ver bana halimden; Herkesin
bildiği dilden bir isim!” Bediüzzaman’ın kelimelerin köklerini ve ebced
değerlerini gösteren bir sözlük yazma isteğini ‘ömrüm vefa ederse’ kaydıyla
ifade ettiğini okumuştum.. Necip Fazılın
“lügatin deniz manasına geldiğini öğrendiğimden beri daha fazla sahile
iniyorum” ifadesi ile Bediüzzaman’ın isteğini birlikte düşünelim..
Lügat sözcüklerin içine tıkıştırıldığı bir kutu
gibidir ama içindeki sözcükler donuk, mekanik birer kalıp değillerdir. Lügat
açıldığında yüzünüze bir deniz ürpertisi vursa gerektir; öyle hissetmek, öyle
yaklaşmak gerektir kitaba.. Tıpkı denizdeki dalgalar misali oynayan, hareket eden,
kıyıya vuran, derinliği ve de karanlığı, gizemli yanları hatta yosun kokusu ve
de dokusu da olan mefhumlardır.. Demek
istediğim işimize uygun bir kelimeyi vidaya somun uydurur gibi lügatin içinden
çekip alarak meseleyi halledeceğimizi zannetmek işin kolayına kaçmaktır.. Hata
payı vardır..
"söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
arzı boynuzunda taşıyan öküz?
belâ mimarının seçtiği arsa;
hayattan mühacir; eşyadan öksüz?"
Bu şiiri okuyanlar derler ki, hala dünyanın öküzün
boynuzları üstünde durduğuna inanan kaldı mı, böyle yobazlık olur mu? Halbu ki,
gerçek tek boyutlu değildir.. Tıpkı bir derede iki kere yıkanılamayacağı gibi,
aynı kelimelerle de iki kere aynı cümle kurulamaz..
Kar tanelerinin melekler tarafından yere
indirildiğini ve bu sebeple birbirlerine değmediklerini biliyor (inanıyor)
olmalısınız.. Tasavvuf kitaplarında da âlemlerin- feleklerin nasıl kurulduğuna
yönelik şemalar (proje) vardır. Bu şemalarda arzı meleklerin taşıdığını
görebilirsiniz.. Ve öküz İbranicede melek anlamına gelmektedir.
Samsun Müftüsü’nün isimler üzerine yaptığı
açıklamasından sonra Twitter’dan bir mesaj: “Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk e
naçizane cevaptır.. Saygılarımla
Dil bilgisi ders 1:
Aleyna "bize ait" demektir. إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَى (İnne aleynâ lel hudâ)
Senem ise arapça değil farsça anlamında isim olarak
kadınlara verilir. Yani Arapça anlamı olan "put" anlamında değil
"güzel kadın" anlamında kızlara bu isim verilir.
Bekir ismine gelince. Her kelimede olduğu gibi
Bekir sözcüğü de ARAPÇA birçok anlama gelir deve yavrusu demeden önce bunu da
bilmek gerekir. Bekir'in anlamları: 1. Sabahları erken kalkmayı alışkanlık
edinen kimse, 2. Yeni doğmuş. 3. Öncesi, İsmail’i zümresine ait büyük bir Arap
kabilesi...
Şimdi Diğer
melek isimlerine yorum yapmayacağım. İnsanın iki kelam ederken 2 gram da bilgisi olması
gerekir. Öyle her bilgiye atlamadan
iyice araştırması gerek.
Mesela
Kezban'ı hep yalancı manasına anlayan müftümüz, Kur'an'daki
"tükezziban" ile karıştırmış işi... Çoğu kimse Farsçadaki "ev
hanımı" manasına gelen "Kedban"dan alınma "Kezban"ı,
Arapçadaki 'yalanlayan' manasına gelen tükezziban'dan alınma sanır..!! Halbuki
"keziban" ismi "ev hanımı" manasına gelmektedir.” Ayşenur
YAZICI
Diyanet İşleri Başkanı’nın Müftümüzü eleştirmesi ve
eleştirirken Alem kelimesinin argo anlamıyla da kullanılıyor olmasını örnek
olarak vermesi hem ani bir refleksle işin içine daldığını ve de vaziyete hakim
olmadığını göstermiş oldu.. Hem müftümüze hem de Diyanet İşleri Başkanı’na bu
işin dini olmadan önce linguistik bir mesele olduğunu hatırlatmak da fayda
görüyorum.. Yazarımız Dursun Ali
Tokel’in meseleyi izaha kavuşturmak için yazısını hadislerle tahkim etmesi
meselenin dini boyutu olduğunu da gösteriyor elbette..
Ama unutulan şu ki, bu gibi mevzularda kelam oynatmak
için, dilleri iç içe geçmiş bir sistem olarak değerlendirebilmek ve niteliğini, yapısını, birimlerini ve
dönüşümlerini incelerken diller arası geçişlerdeki değişimleri de göz önüne
almak gerekiyor.. Bakın meselenin, coğrafi, tarihi ve antropolojik birer
yanlarının olduğunu da söylemiş olduk..
11 Ekim 2012
/Recep YAZGAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder