Samsun’da da son 5 yıldır duyduğumuz kentsel
dönüşüm olgusu, kentin rant alanına açılımı yanında, kentsel tüketici
topluluğunu uluslar arası sermayeye bağımlı kılma girişimleridir. Kentsel
dönüşüm adı altında bu kentte 200 evlerin yıkılma süreci hepimizin
hafızasındadır. Bugün gelinen noktada insan mutluluğu sağlanamamıştır. Kentsel
dönüşüm bu kentin sorunu değildir sadece. Kapitalist dünyanın neoliberal
iktisadı programını uygulayan gelişmekte olan - bir türlü gelişemeyen, aslında
kaybeden- ülkelerinin sorunudur.
Gerçek anlamda bir kentsel dönüşümün gerekliliği
üzerine sanırım herkes hemfikirdir. Geçenlerde Adana’da TMMOB tarafından
Kentsel Dönüşüm Kurultayı yapıldı. Sonuç bildirgesi vahşi iktisadi sistemin
izini sürenler için ciddi ayak izleri sunuyor:
Ülkemizin korunması gerekli doğal, tarihi ve
kültürel yapı varlığı ve mekanları açısından zenginliği; yerleşim ve
yapılaşmaların büyük bir oranla çeşitli afet riskli alanlarda yer alması; sosyo
ekonomik yapıdaki dengesizlikler nedeniyle giderek artan ve büyüyen yasadışı
yapılanma gibi kentleri çirkinleştiren ve çarpıtan nedenler kentsel dönüşümün
gerekliliğini giderek daha fazla hissettirmektedir.
Kentsel Dönüşüm Projeleri; Kentlerin, ekonomik ve
fiziksel çöküntüye uğramış bölgelerinde iyileşme sağlayan, depreme dayanıklı
konutlar üreten, yaşam kalitesini artıran ve kent ekonomisinin
güçlendirilmesini amaçlayan, yurttaşı mağdur etmeyen tam tersine planlama ve
uygulama sürecine katan, kamu arazilerinin talanını önleyen, tasarım ve
uygulama kriterlerine sahip, yerel kalkınmayı da sağlayan nitelikte olmalıdır.
Ancak bu şekilde özellikle dar gelirli yurttaşların
konut sorunlarına çözüm bulurken, sosyal yaşam alanlarını yükselten yeşil alan,
altyapı, eğitim ve sosyal donatı yaratmak yoluyla yaşanabilir çevre ile
sürdürülebilir planlama hedeflerinin yaşama geçirilmesi yasal güvenceye kavuşturularak
sağlanmalıdır.
Mahalle sosyal kontrol ve dayanışmanın kentlerde
sağlandığı ve uzun bir tarihsellik içinde oluşmuş sosyal ve mekansal bir
olgudur. Yapılan kentsel dönüşüm projeleriyle bunun yok edilmesi kentlerin
sosyal yaşamına telafisi olmayan bir hasar verecektir. Bu sebeple, kentsel
dönüşüm projeleri hazırlanırken bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun
için, yüksek katlı, tek tip, dikey yapılaşma yerine, yatay düzlemde bir
yapılaşma ve bunun içinde mahalle yaşamını sağlayabilecek sosyal donatı
alanları sağlanmalıdır.
Kentsel Dönüşüm bir bütün olarak ele alındığında
toplumsal /sosyal ilişkilerin dağılmasını önleyici, sosyal ayrımlaşma ve
dışlanmayı önlemede bireysel bağlantıların koparılmadığı, yerel kimlikleri olan
kentlinin yaşayış biçimleri, kültürleri, gelenek görenekleri, bilinçlilik
düzeyi, yöreden hoşnutluğu, mülk sahipliği analiz edilerek kentsel dönüşüm
sürecine girilmelidir.
*Parçacı kentsel dönüşüm projeleri yerine kent
nazım planıyla uyumlu “Kentsel Dönüşüm Ana Planı” hazırlanarak proje
alanlarının öncelikleri ve etaplamalarına karar verilmesidir. Dönüşüm
projelerine başlanmadan İhtiyaç ve beklenti çalışmaları, Sorun Analizleri ve
sosyo-ekonomik araştırmaların yapılmalıdır.
Güven tesisi için, proje alanındakiler belediyeler
ve ilgili meslek kurum ve kuruluşları ile diyalog kurularak kamuoyu sürekli
bilgilendirilmelidir. Ancak karar alma süreçlerine katılım şeffaf ve geniş
olmalıdır. Projelerin içindeki yeni konutlarda sürdürülebilir yaşam süresi
değerlendirilmekte midir?
Kentsel Dönüşüm Alanları, Zemin olarak sağlam
yerlerden başlanmalı. Bu yöntem hem binaların uzun ömürlü olması ve
vatandaşları motive etmesi açısından önemlidir. Dönüşüm düşünülen alanlarda,
belirgin bina tipolojileri olmamalı, her bölge için sosyal yapı ve mevcut
fiziki çevre doku ve yönlenme dikkate alınarak alan büyüklüğü saptanmalıdır.
Mevcut binalar yıkıldıktan sonra mikro bölgeleme çalışması yapılarak projelere
esas tutulmalıdır. Mali kaynaklar için değişik alternatifler aranmalı ve hem
mali hem de yapım işleri için kooperatifleşme önemli bir seçenek olarak
düşünülmelidir .
Kentsel Dönüşüm düşünülen alanlarda konut
karşılığında sadece yeni konut değil arsa seçeneği verilmesi de düşünülmelidir.
Ancak taşınmazların tasarruf biçimlerine hakkaniyet gözetilerek
yaklaşılmalıdır.
Kentsel dönüşüm yapılanma olgusu kentin önemli
bölgelerinde yaygınlaştırılıp kenti yeniden düzenleme aracı olarak
düşünülmelidir. Bunun sonucunda kentsel dönüşüm alanlarını bütünleştirmek için
bir Master Plana bağlamak gereklidir.
Kentsel dönüşüm alanlarında yapılacak iş ve
işlemlere ilişkin ciddi bir hukuksal boşluk bulunmaktadır. Bizden bu kadar. Kentti
dönüştürmek insan ve doğa için olmalıdır sonuç olarak…
/Cem ŞAHAN
22 Mart 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder