İnanmak istemedik.. Yakıştırmadık belki de.. Üst
üste mağlubiyetler alırken, evinde puan kaybederken, "Olsun telafi
ederiz" dedik.. İlk yarı alınan başarısız sonuçlar bazı ipuçları verdi
ama, "Hocamıza güveniyoruz, ikinci
yarı farklı olacak" diye umutlandık.. Şanssızlıklar var, aksilikler
oluyor, diye düşündük.. Umutlarımızı hiç kaybetmedik, bir sonraki maçta 'olur,
neden olmasın, koca bir kentin takımı' diyerek, umutlarımızı bir sonraki
haftaya taşıdık..
Süper Ligin dibine Ankaragücü ile demir attık ama
'geçici' diye düşündük.. Çünkü oraya layık görmedik kendimizi.. Kimse inanmadı,
Samsunspor'un çırpınmasının 'sonuç vermeyeceğine'.. Herkes umutluydu. Ama bir
türlü istenilen sonuçlar alınamıyordu. Dipten kurtulmak mümkün değildi.. Olsun
bize en yakın takımları yeneriz, kurtarırız dedik... Bu hoca ile olmaz diye
haftalar öncesinden 'geleceği gören taraftara', 'Ön yargılı diye baktık'.. Gereksiz heyecan yaptılar diye,
umursamadık..
Sonra baktık ki aklın yolu bir, olmuyor bu hocayla;
Haftalar sonra hocanın gitmesi gerekir, dedik. Taraftarın haftalar öncesinden
söylediğini 'dipte umutlar tükenirken' yerine getirdik.. Mesut olalım, Mesut
Hoca ile diyerek son bir hamle yaptık.. Hamle doğru, zamanı ise çok geçti.. Stres,
heyecan, düştük mü soruları yeşil sahada futbolcuların ayaklarına dolaştı..
Rakipler de kaybetmedi bir türlü.. Biz kazansak da
'farkı kapatamadık'.. Bir sevindik, bir üzüldük.. 'Bu takım düşmez' diye
beynimizde direndik, sahadan boynu bükük ayrıldık.. Bazen direkler izin
vermedi, bazen şanssızlıklar 'sardı etrafımızı'... Bir rahat nefes alalım
istedik.. Ama taa ki geçen haftaya kadar
taşıdık umutlarımızı.. Umudun adresi Kayseri'ydi.. Taraftarıyla, yönetimiyle,
tüm Samsun'un yüreklerini de yanlarına alıp Kayseri'ye gittiler.. Herkesin gözü kulağı radyo ve
televizyonlardaydı..
Ekigho, boş kaleye golü atamayınca, umutla kalkan 'eller,
hüsranla' yere indi.. Ahhh dedik. Sonra Kayseri iki golle havalandırdı
ağlarımızı.. Kolumuz, kanadımız düştü.. Gıkımız çıkmadı. Çünkü her şeyin
bittiği andı o.. Hayallerin tükendiği, rüyaların kabusa dönüştüğü an.. Matematik,
fizik, kimya.. Hangi kuralı, hangi formülü denersen dene artık.. 'YAZI da, TURA
da gelse bizim olsa da' mucizenin mucizesini bekliyoruz belki de.. Çünkü halen
yakıştıramıyoruz Samsun'un geldiği noktayı... Yakıştırmayalım da.. Samsunspor'un
Süper Lig'de bitkisel hayatta olduğunu görsek de, 'bir umutla bekleyelim'.. Rakiplerimiz
hep kaybetsin , biz hep kazanalım.. Şanssızlıklar, aksilikler, şans ters düz
olsun Samsunspor'un hanesine yazılsın..
Spor Müdürümüz Yusuf Ziya Çakır gibi,
"Matematiksel olarak düşmedik' diyelim. ya da Yazarımız Mehmet Aksoy gibi
"Böyle olmamalı" diye umut edelim.. Belki, belki diye 'taşıyalım
umutlarımızı son ana kadar'.. Çıkmayan canda umut vardır diye bekleyelim.. Neden
mi?.. Çünkü Süper Lig'den düşen aslında Samsunspor değil.. Asıl düşen bu kent...
Vizyonu, misyonu.. Yöneticisi, işadamı, hatta 1,5 milyon nüfuslu bir kentin tüm
yaşayanları.. O takımın, bu takımın bu takımın taraftarı fark etmez.. Asıl düşen Samsun'dur.. Yakıştırıyorsanız,
buyurun.. Mucizenin mucizesi olmazsa, Bank Asya'nın eşiğindeyiz.. Ve KEŞKE demek artık yetmiyor..
20.03.2012
/A.YENER
CABBAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder