Canik İlçesinde Oluşturulacak Afet Simgeleri
Çevresinde Felaketi Okutturmak. Yapımı devam eden Belediye hizmet binasının
önünde Samsun’un en büyük meydanı olacağı söyleniyordu; henüz projesi dahi ortalıkta
yokken o meydanın simgesel bir yapıya ihtiyacı var, mesela dikilitaşa
demiştim.. Şimdi ise o meydanın anıt
yapıya ihtiyacı oluştu; yine dikilitaş.. Meydanın ortasına görkemli ve abidevi
bir dikilitaş, bir yüzüne felaketin tarihi, bir yüzüne ölenlerin isimleri…
geleceğe bir hatırlatma, bir anıt..
Yurt dışlarında bakıyorum bu tür dikilitaşların
üzerine bir melek yani kanatlı kadın heykeli konduruluyor.. Biz de daha soyut
bir ifade, istenirse yarışma ile belirlenir.. (İslam’ın soyut sanatları teşvikini
görüyor musunuz bu arada..) İstanbul’daki dikilitaşları, Beyaz Saray’ın önünde
(değilmiş Capitol binasıymış o) dikilitaşı görmüşsünüzdür.. Adı The Washington Monument, boyu 169 metre .. (Devâm-ı
hulleti te’yid içün Abdülmecid Han’ın, Yazıldı nâm-ı pâki seng-i bâlâya
Vaşinkton’da)
Bir başka sembol kitabe de TOKİ konutlarının oraya
bir yere konmalıdır.. O gece yağan yağmurun saatini, metreküpünü, derenin köprü
için daraltılan yatağının öyküsünü ve elbet bodrum katlarda ölenlerin
isimlerini.. Geçenlerde gazetelerde çıkan Osman Genç’in teşekkür metinini..
Osman Genç’in, “ölümler olmasa içim rahat” şeklinde bir açıklaması var mıydı,
vardı.. Yoksa da böyle bir anıt kitabenin içini biraz olsun rahatlamasına
faydası olabileceğini düşünüyorum..
Bölgede Osmanlı döneminde de benzer bir felaket
yaşandığı, 110 yıl önce Canik’te yaşanan sel felaketinde 55 kişi hayatını
kaybettiği, selden ders çıkartan Osmanlı Devleti’nin, dere yatağında kurulan
ilçeyi daha geriye taşıma kararı aldığı da eklenebilir.. 1907 tarihli belgede Trabzon Valisi Muharrem
Bey, sel sonrası alınan önlemleri anlatırken, “Çarşı ve pazar mahalli sele
kapılmaya müsait bir yerdedir. Bu sebepten ötürü yeni bir felakete meydan
vermemek için çarşının nehirden uzak bir yere taşınmasına karar verilmiştir”
diyor..
Bir başka sembol anıt ise, Lovelet AVM yıkıldıktan
sonra ki bu yıkım bütün bir Canik halkının katılımıyla tören havasında
gerçekleştirilmeli ve her yıl bu tören ‘Canik’in Lovalet’ten Kurtuluş
Yıldönümü’ olarak tekrarlanmalı.. Yıkımdan sonra dikilecek anıt kitabede ise
buraya AVM için kim nasıl izin vermiş hangi badirelerden geçilmiş, kim aracı
olmuş ve nasıl olmuş da dere yatağına AVM yapılmış bu anlatılmalı bütün açık
yüreklilikle.. DSİ’nin ‘ben demiştimleri’,
Büyükşehir’in ‘ben uyarmıştım’ları ile birlikte Canik’in “Dere ıslahlarında
sorumluluk Büyükşehir’de” gibi konuya açıklık getiren demeçlerden de bir bukle
sunulmalıdır muhakkak. Bütün bunların gelecekte benzer felaketlerin
yaşanmamasına katkısı olacağını düşünüyorum…
/Ali KORKMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder