Samsun’un Osmanlılar tarafından alınmasından öncesi
dönemlerde sırasıyla, Gaşkalar, Paflagonlar, Hititler, Frigyalılar, Krimmerler,
Lidyalılar, Persler, Bizans, Selçuklular, Rumlar ve Cenevizliler gibi çok
değişik devletlerin işgaline uğraması nedeniyle tarihi boyunca değişik
medeniyetleri de bünyesinde yaşatmıştır.
Böylesine değişik kültürlerle harmanlandığı için
Samsun çok zengin kültür mozaiğine sahiptir. Ne var ki tarihinden gelen bu
güçlü kültürel zenginlik, bu istilalar sırasında çıkan yangınlar ve 1970’lerden
sonra kültür düzeyi yüksek Samsunluların büyük kentlere göç etmesi, onların
yerini değişik kırsallardan gelen eğitimsiz ve kültürsüz bir yapının alması ile
sona ermiştir.
Samsun son yirmi yıldır yakın geçmişinde
kaybettiklerini yeniden yaratma çabasını göstermektedir. Buna rağmen, yapılan
güzel işlerin yanında hala bazı yanlışların yapılıyor olması üzüntü vericidir.
Bugün ki köşe yazımda bu doğrular ve yanlışlardan
bir demeti sizlerle paylaşmak istiyorum.
Doğrular:
Atatürk Kültür Merkezi; Uzun bir bekleyişten sonra
hizmete giren AKM Samsun’un kültürel etkinliklerine canlılık getirmiştir. Bir
yandan Devlet Opera Balesi Müdürlüğü’nün sahneye koyduğu Opera ve Bale
sunumları ile klasik müzik konserlerine, diğer yandan da her geçen gün sayıları
artan Türk Sanat Müziği Korolarına ev sahipliği yapmaktadır. Samsun açısından
gurur duyulacak bir başka şey de, özellikli izleyici gerektiren bu yapıtlarda
salonun hınca hınç dolmasıdır.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Atakum
’da yaptırılan Atakum Kültür Merkezi de AKM’NİN karşılayamadığı sanatsal etkinlikler
yanında, sosyal içerikli toplantılara da ev sahipliği yaparak çok önemli bir
eksiği gidermiştir. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Samsun Ticaret ve Sanayii Odası’nın Büyükşehir
Belediyesi ve Valilik desteği ile Tekkeköy’de gerçekleştirdiği Samsun Ticaret
Merkezi de çok önemli etkinliklerin yapılmasına zemin hazırlamıştır.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, tarihçilerin
Terme bölgesinde yaşadıklarını yazdıkları Amazonlar Efsanesini yaşatmak
amacıyla Batı Parkta yaptığı “AMAZON KÖYÜ” yerli ve yabancı turistlerin ilgi
alanı olarak Samsun’un kültür ve turizmine ivme kazandırmıştır.
Amisos Tepesin de Samsun’un eski tarihini
simgeleyen kalıntıların bulunduğu mağaraların ve çevresinin düzenlenerek
teleferik hattı ile de Batı Park’a bağlanması, burayı yerli ve yabancı
turistlerin ilgi alanı haline getirilmiştir.
İlkadım Kenti Samsun’u simgeleyen bir müze olan
“GAZİ MÜZESİ” de geçtiğimiz yıllarda bir sivil toplum kuruluşu tarafından
Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’nin de desteği ile yeniden yaratılmış ve eski
virane halinden kurtarılarak yerli ve dışardan gelen ziyaretçilerin hayran
kaldığı bir kültür merkezi haline getirilmiştir.
Yine geçtiğimiz yıllarda Atatürk’ün Anadolu’yu
işgalden kurtarmak için başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın ilkadımı atmak üzere 19
Mayıs 1919 da Samsun’a geldiği Bandırma Vapuru’nun birebir örneği yapılarak
Doğu Park’ta hizmete alınmış ve burası da Samsun’un en önemli tanıtım ve kültür
merkezlerinden birisi olmuştur.
Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919 da Samsun’a
ilkadımını attığı iskelenin bulunduğu yerde yaptırılan temsili iskele ve
Bandırma Vapuru maketi ile Mustafa Kemal ile Samsun’a çıkan silah arkadaşlarını
hatırlatan portrelerinin yer aldığı sunum Samsun’un tarihine ve kültürüne ışık
tutmaktadır.
Samsun’un tarihini yansıtan eski evlerinin ardı
ardına kişisel çıkarlara kurban edildiği bir dönemden sonra elde kalanların geç
de olsa korumaya alınması ve “Acem Tekkesi” ile başlayan yenileme
çalışmalarının devam ediyor olması umut verici gelişmelerdir.
Yanlışlar:
Samsun’da yıllar önce kurulmuş ve Samsun Folklorunu
araştırma alanında eşi bulunmayan tek kuruluş olarak çok önemli hizmetler yapan
bir kuruluş ne yazık ki kapanma noktasına gelmiştir. Sözünü ettiğim kuruluş,
Anadolu Folklor Vakfı Samsun Şubesi’dir. Bu vakıf 1985 de Valiliğin Fuar
Birliği aracılığı ile tahsis ettiği Yaşar Doğu Spor Salonu yanında ki bir
salonda hizmet veriyordu. Başında tanıyan herkes tarafından destek gören Hikmet
Gürcan’ın bulunduğu vakıf, yıllardır köylerde yaptığı özverili çalışmalarla
Samsun türkülerini araştırmış ve bilinmeyen onlarca Samsun Türküsünü gün yüzüne
çıkarmıştır. Yine kırsalda yaptığı araştırmalarla köylerde ki kadınlarımızın
çeyiz sandıklarını inceleyerek Samsun Folkloruna ait yöresel giysileri topluma
tanıtmıştır. Folklor kurslarında yetiştirdiği folklor grupları ile yurt dışında
katıldığı birçok yarışmada birincilikler alarak Samsun’un ve ülkemizin
tanıtımını yapmıştır.
Bu kuruluş şimdi kapanma noktasına gelmiştir.
Nedeni ise, bulundukları yerin Bütünşehir Yasası ile Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne
geçmesi sonrası, burasını boşaltmak zorunda bırakılmasıdır. Çalışmalarını
yapabilecekleri bir yerin gösterilmemesi ve böyle bir yeri kendi imkânları ile
sağlayamamaları nedeniyle seksene yakın öğrencinin bulunduğu Anadolu Folklor
Vakfı kapatılmak üzeredir.
Düne kadar yapılan törenlerde başka yörelerin
oyunlarının sergilendiği Samsun’u, derlediği Samsun Folklorunun örnekleri ile
bu ayıptan kurtaran bir vakfın kapanması, Samsun kültürü adına çok büyük kayıp
olacaktır. Umuyorum kentimizin yöneticileri bu vakfın kapanmaması için bir
çözüm bulacaklardır.
Samsun, başlangıçta özetlediğim tarihinden gelen
çok zengin kültür birikimlerini hoyratça harcamış ve günümüze taşıyamamıştır.
Konsolosluklar kenti Samsun, 1950’li yılların öncesinde, Türkiye’de İstanbul
dışında hiçbir kentte bulunmayan konser ve tiyatro salonlarına da sahip bir
kenttir.
Ne yazık ki Samsun yalnız bunları kaybetmekle
kalmamış, kentlerin geçmişte ki tarihini ve medeniyetini anlatan kalesini de
imar yanlışlarına kurban etmiştir. Son günlerde Saathane bölgesinde yapılan
düzenlemeler sırasında ki kazılarda Danişmentliler tarafından yapılmış olan
Samsun Kalesinin uzantıları ortaya çıkmış ve Samsun Müze Müdürlüğü’nün
müdahalesi ile gözetim altına alınmıştır. Şimdi Samsun Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu toplanarak burası ile ilgili alacağı kara beklenmektedir.
Ama üzülerek söylemek isterim ki, korkarım bu
durdurma işlemleri bir şekilde aşılacak ve burada ki düzenlemeler devam
edecektir. Böylesine umutsuz oluşum bundan 4-5 yıl öncesine dayanan bir
deneyime dayanmaktadır. Bir Pazar sabahı avukat bir arkadaşım arayarak hiçbir
yetkiliye ulaşamadığı için bir tarih katliamına seyirci olmak zorunda kaldığını
söyleyerek yardım istedi. Arkadaşımın iş merkezinde bulunan bürosuna evrak
almak üzere geldiği sırada, hemen yanlarında yapılan temel kazısın da gördüğü
manzara tam bir tarih katliamıydı. Kazı da kale surları çıkmış ve iş makineleri
aracılığıyla bu kale surları parçalanarak kamyonlara yükleniyordu.
O tarihlerde Sam-Sev Başkanlığı görevini sürdürüyordum.
Hemen İl Kültür Müdürünü arayarak durumu bildirdim. Geçte olsa kazı durduruldu.
Ama burası Samsun’du. Ne oldu? Nasıl oldu? Bilmiyorum. Birkaç gün sonra kazı
devam etti ve inşaat tamamlandı. O günlerden aklımda kalan şey, bu kentin bir
yöneticisinin, “Bu kalenin aynısını yapacağız” Olmuştu. Saathane’de çıkan kale
surları, işte bu yok edilen kale surlarının devamıdır. Belli ki o sırada daha
önce yapılan binaların da temelleri altında bu surların uzantıları yer
almaktadır.
Sonuç:
Samsun kültürü adına sadece iki tanesini
belirttiğim bu yanlışlar, Samsun’un hemen her sorunun da ortaya çıkmaktadır. Bu
yanlışların altında yatan neden ise, bu kenti yönetenlerin bu kente yeterince
sahip çıkamaması ve ortak akla önem vermeyen “Ben yaptım oldu” anlayışıyla kenti yönetmeleridir. Bu dün de
böyleydi. Ne yazık ki, bugün de böyle..
Anadolu Folklor Vakfı’nın yaşatılmasına ve Samsun
Kalesine ait buluntuların korunmasına yönelik kararlar, umutları yeşertecek
veya Samsun günlük çıkarlara kurban edilmeyi sürdürecektir.
Samsunlular, lütfen bu süreci dikkatle izleyiniz.
Yorumunu sonra da sizler yapınız. Güzel şeylere tanık olacağımız bir hafta
dileğiyle.
/Sadi SUBAŞI
23.03.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder