4 Şubat 2015 Çarşamba

Köy Düğünleri

Köy düğünlerini severim, gerçi şimdi moda salon düğünleri. Kolaylık var iki, üç bayat kurabiye bir karton kutu mısır şurubu glikozdan yapılmış meyve suyu, vıcık vıcık margarinli küçük bir düğün pastası (o da şansına). Elektrosazlardan oluşmuş ne idüğü belirsiz bir çalgı curcunası tam bir “kürt çalıyor-çingene oynuyor” sahnesi. Daracık sahnede  oynuyormuş gibi yapan insanlar,  erkekler sigara içmek bahanesiyle salonun dışında kümeleşirler düğün salonu kadınlar hamamına döner, sonra mezat salonunda haraç-mezat  tellallığı eşliğinde takı merasimi.... Sonra,  herkes evine, tavuklar kümese.

Oysa bizim zamanımızın düğünleri tam bir toplumsal şölen-şenlik ve telaşeyle geçerdi ki tüm köy kadınları bu telaşenin kadrolu memurları olurlardı. Düğünler özellikle ve hasat mevsimi sonuna planlanır, haftalar öncesinden   kesilecek hayvanlar ayarlanır  halüjler(bir çeşit Çerkez böreği) açılır, pilavlık pirinçlerin taşı ayıklanır, yemekçi kadınlar  bellidir ve düğünlerdeki bu yemek seramonilerinde hep başrollerdedirler.

Anlatmak istediğim aslında bu köy düğünleri değil düğünlerde ilginç gözlemlerimdi. Yine lafı uzattık İhtiyarladıkça çenem düşüyor gameti bazen yerli yersiz uzatıyorum, dostlarım affola. Düğün yemekleri arifane olurdu  siniler üstüne  dizili lepsi (çerkeslere özgü bol baharatlı sulu bir et yemeği) kasesi, keşkek, halüj, ev yapımı baklava veya kabarcık tatlısı ve etli pirinç pilavından oluşurdu. Önce yaşlı konuklardan (tamateler)başlanır yemek dağıtımı sonra herkes  kendine yakın buldukları ile üçer, beşer kişilik sofralar oluştururlar köy gençleri  seri bir şekilde  yemek sinilerini  dağıtırlar, boşalan yemek kaplarını tazelerler, en çok lepsi yemeği rağbet görürdü, kadınlar erkeklerin yemek işi bittikten sonra yemek yerler ve köyün genç kızları, gelinleri bulaşıkları yıkarlar kaldırırlar ve düğün eğlencesi hep beraber devam eder.

Meramım; bu düğünlerde çevre köylerin meczupları, mecnunları da gelirler kalabalık bir meczup-mecnun gurubu oluşurdu ama nedendir çözemedim insanlar akıl  ve davranış olarak  vasatın dışında olanları topluluklarına kabul etmezler etseler de sadece alay edip eğlenmek için  bunu yaparlardı. Hele ki sofralar oluşurken hiç kimse bu meczup-mecnun taifesini sofrasında kabul etmez kovalarlardı  bun gariplerde nedense kendi içlerinde sofra oluşturmaz vasatın üstündeki(!) insanların arasına karışmak isterlerdi. Bende bu insanlara değer veririm, onlarla konuşup sohbet ederim ve çok ilginçtir normal insanlarda görmediğim çok insani vasıflarına tanık olmuşumdur. Sigara içmeyi çok severler onlara bolca sigara ikram ederim beni bir başka sever bu taife tamate sofralarına ısrarlara rağmen oturmam özellikle bu arkadaşlarla sofra kurar onlarla aynı tençereden lepsi kaşıklar, lepsi tasından et parçası kapma yarışı yapmayada bayılırız, genelde bu taifeye et yemekleri servisi yapılmaz yapılsada eti az suyu bol olurdu ama sofrada ben varsan  bunu yapamazlar yemekler torpilli gelirdi (mecnunların bana sevgisi belki de bundan mıydı acaba?)

Demem odur ki "DELİ HOCA" lakabım  düğün-derneklerdeki mecnun-meczup dostlarımın hasbihallerindendir biline.

/Cemil BİÇER
04.02.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder