Haber dün Hedef HALK’ın manşetinde
‘Tarihi Kentler Başkanına ayıp’ diye verildi. Ki; bu haber, Bir Tarihi Kent
iddiasındaki şehrin trajikomik hikâyesinin bir özeti gibidir. Zamanın
Başbakan’ı Tansu Çiller tarafından Büyükşehir yapılan Samsun’un sadece adı
büyükşehir oldu. Samsun, sadece görüntüde statü değiştirmişti. Adı “birinci
sınıf şehir” olmuştu ama kendi hala “ikinci sınıf”tı. Hatırlayanınız olacaktır,
Çiller bir miting sırasında Samsun’un statü değişikliğini anlatmaya çalışırken
‘’Samsun’u Birinci Lig’e çıkaralım mı?’’ demişti. Liderlerin miting
meydanlarında başına sık gelen bu dil sürçmesi durumu uzun süre alay konusu
edilmişti. Zira Samsunspor adı o dönemde birinci Lig olan Türkiye Süper
Lig’inde top koşturuyordu.
Adı Büyükşehir olan Samsun’da Gazi,
İlkadım, Canik ve Atakum beldeleri ve bu beldelere belediyeler kurulmuştu. O
zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Rahmetli Muzaffer Önder’in bu statüden dert
yandığını ve bunun değişmesi gerektiğini söylediğine yakından tanıklık
edenlerdenim. Neyse o yanlıştan dönüldü ve yeni ilçeler oluşturuldu. Şimdi de
Bütünşehir olduk. Tam anlamıyla Büyükşehir belediyesiyiz şimdi.
Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz’da
dördüncü dönemdir Samsun’u yönetiyor. Kıdemli başkanlardan artık. Ülkedeki
bütün belediye Başkanları tarafından tanınıyor çok şükür. Bizim Başkanı
ülkemizdeki bütün belediye başkanları da seviyor olmalılar. Ki; Tarihi Kent
özelliği olmayan Samsun’un belediye başkanını oylarıyla ve hür iradeleriyle
Tarihi Kentler Birliği Başkanlığına seçtiler. Şimdi böyle dedim diye yani
‘’Tarihi Kent özelliği olmayan Samsun’’ ifademe başta Turgay Sözen ve Musa
Orhan itiraz edecekler biliyorum.
Kusura bakmayın kardeşler. Ben bu
iddiamı hala sürdürüyorum. Tarihi Bir kentte kale duvarları üzerine İş hanı
yapılmasına izin verilmez. Bir şehir tarihi kent ise eğer, o şehirde kale
duvarlarının kalıntısı üzerine bina kurulamaz. Metin Sözen Hoca’nın hışmına
uğramadan önce o şehir halkı, bu garabeti yapmak isteyenleri anında derdest
eder. Hani hep söylenir ya ‘’Bu şehrin sahibi yok’’ diye. Ben buna inanmam,
hiçbir vakit inanmadım. Bu şehrin sahibi sensin. Aziz kardeşim, bu şehir senin
ve benim. Senin tarlana ve mülküne tecavüz edilse öyle durup bekler misin? Muhakkak
bir tepkin olur değil mi?
Neden o vakit senin olan bu şehrin hakları
gasp edilirken, celep bekleyen uysal koyun gibisin. Bak daha önce birçok bölge
müdürlüğünün akıbetini AA Bölge Müdürlüğü de yaşıyor. Sana soruyorum, “bu
duruma bir tepki verdin mi aziz kardeşim?” Dün Hedef Halk’ın Manşetindeki
habere de tepki vermeyeceksin bunu biliyorum. Şimdi biz sürekli Büyükşehir
Belediye Başkanını eleştiriyoruz ya. Büyükşehir Belediye Başkanının Tarihi
Kentler Birliği Başkanı olduğu şehirde “Müze Kart” satılmaması olayını
eleştirmeye bizim hakkımız olmadığını düşünenler olabilir diye yazıyorum. Ben
şehrimde her şey iyi ve güzel olsun istiyorum, Samsun’a yapılan bu ayıba
sevinecek değilim. Benim şehrime ve benim şehrimin belediye başkanına bu
terbiyesizliği kimse yapamaz.
Benim şehrime bunu yapan o kurum öyle
inanıyorum ki, şimdi “Pardon’’ diyecek. Sehven yapılmış bir hata olduğunu ileri
sürerek bu durumu ‘’Kusura bakmayın bir yanlışlık oldu’’ diyerek geçiştirecek. Biz
uysal koyun olduğumuz sürece boynumuza yular takmak isteyenlerin sayısı da her
keçen gün artacaktır. Unutma…. !
/
Ragıp GÖKER
06 Ağustos 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder