Samsun’a dışardan bakanlar ile yerel basını
izleyenlerin şaşıracağı çelişkiler yaşanıyor. Bir kesim Samsun’un çok hızlı
geliştiğini, herşeyin güllük gülistanlık olduğunu söylerken, diğer kesim daha
geniş açıdan bakarak Samsun’un çok büyük ekonomik sorunları olduğunu, tarım da,
eğitim de, ticaret de, kan kaybettiğini söylüyorlar. Bu konuda kent adeta ikiye
bölünmüş durumda. Olumlu konuşanlar, olaya belediye hizmetleri açısından
bakıyorlar. Samsun’un güzelleştiğini, çok sayıda sosyal olanağa kavuştuğunu
söyleyerek raylı sistem, teleferik, plajlar, sukayağı, park-bahçe, AVM’ler ile
yapılmakta olan beş yıldızlı otelleri gündeme getiriyorlar.
Olumsuz yaklaşanlar ise, olaya çok daha geniş
açıdan bakıyorlar. Samsun’un ekonomik olarak gerilediğini, işssizliğin
arttığını, üniversite ve orta öğretim sınavlarında Türkiye sıralamalarının alt
sıralarda kaldığını, tütün, fındık, şeker pancarı ve buğday ekimlerinin
gerilemesiyle köylerin boşaldığını öne çıkartıyor. 2004 yılı teşvik dağıtımında
Samsun’un dışlanması sonrası ekonomik patlamayı da yapamadığını, açılan
AVM’lerle Samsun’un en önemli geçim kaynağı olan ticaretin de çökeceğini, tüm
bunlara bağlı olarak göç veren tek büyükşehrin Samsun olduğu ve üniversiteyi
bitirn gençlerin işsizlik nedeniyle Samsun’a dönemedikleri konularına vurgu
yapıyorlar.
Gerçekten de dışarıdan bakanların bu çelişkiyi
anlamaları zordur. Aslına bakarsanız, her iki kesiminde söylediklerin de
doğruluk payı vardır. Sürekli güzellikleri abartarak öne çıkartmak ne kadar
yanlışsa, eksik ve yanlışları öne çıkartarak sürekli eleştirmekte bir o kadar
yanlıştır. Ama Samsun’da bunlardan da büyük bir yanlış var ki, O da uzlaşma
kültürünün yerleşmemesi ve tam tersine inatlaşma ve uyarılara kulak tıkama
alışkanlığının yerleşmesidir.
Bu kentte yaşayan ve bu kenti seven herkesin,
kendisini yönetenlerden beklentisi, birbirleri ile sürtüşmek yerine dayanışma
içersinde olmaları ve siyasi ayrışmaları kendilerine yansıtmamalarıdır. Bunu
beklemek de en doğal haklarıdır.
Belediyeleri
Arasında Ki Yetki Karmaşası
Bilindiği gibi Büyükşehir olan illerde Büyükşehir
Belediyesi yanında birkaç tane de alt belediye bulunmaktadır. Nitekim Samsun’da
da Büyükşehir Belediyesi yanında İlkadım, Atakum ve Canik alt belediyeleri
kurulmuştur. Bu belediyeler arası
görevleri kâğıt üzerinde belirlenmiştir. Ne var ki alt belediyeler her içinde
çıkamadıkları olayda çözüm adresi olarak Büyükşehir Belediyesini, Büyükşehir
Belediyesi de alt belediyeleri göstermektedir.
Görev alanları belirlenirken bulvarlar Büyükşehir
Belediyesi’nin yetki alnında bırakılmıştır. Sıkıntı da en çok bulvarlarda yaşanmaktadır.
Örneğin, bulvarların bazılarını işgal eden seyyar satıcılar sorununu o bölgenin
alt belediyesi çözmek yerine, sorumluluğu Büyükşehir Belediyesine atmaktadır.
Çoğu kez de Büyükşehir Belediyesi de kolluk kuvvetlerini adres göstermektedir. Oysa
aynı caddede yol çalışmasını alt belediyeler yapabilmektedirler. Sonuçta sorun
ortada kalmakta ve toplumsal ve iş barışı ciddi şekilde yaralanmakta ve resmi
otoriteye olan güven aşınmaktadır. Sorunu olan insanlar doğru muhatabı bulmakta
sıkıntı yaşamaktadırlar.
Bu düpedüz görevi savsaklamak ve yasaların
yüklediği sorumluluklardan kaçmaktır. Daha da önemlisi halka saygısızlıktır. Belediye
başkanlıklarına talip olanların vatandaşların beklentilerini yerine getirme
konusunda yaşanabilecek her türlü zorlukla mücadele etmeyi göze almış olmaları
gerekir. Ancak halk yolunda böyle hizmet verilebilir diye düşünüyorum..
İl Genel Ve
Belediye Meclislerinin Yanlışı.
Belediye Meclisleri ve İl Genel Meclisleri bir
kentin parlamentosudur. Belediye meclisleri belediye sınırları içersindeki
yasal görevlerini, il genel meclisleri de il genelinde ki yasaların verdiği
görevleri yerine getirirler. Her iki meclisin yasal görevleri yanında
üstlendikleri bir başka önemli görev de uygulama makamlarının icraatlarını
denetlemektir. Her iki meclis üyelerinin hiçbir şekilde çıkar ilişkileri
içersinde olmaması gerekir. Çünkü her iki meclisin de alacağı kararların
parasal yönleri vardır. Ayrıca vatandaşlar arasında da hiçbir ayırım yapma
lüksleri de yoktur. Bu açıdan bakıldığında işlerin bu doğrultuda yürümediği
görülmektedir. Samsun’da her iki meclisi de zan altında bırakacak haberler sık
sık medyaya yansımaktadır.
Son haftaların basında da en çok konuşulan konusu,
Özel İdare ve İl Genel Meclisinin bazı uygulama ve harcamalarında ki kayırma ve
yapılan abartılı ödemeleridir. Bu konuda hatası olanlar sorgulanıp gerekli
cezaları almaması ve “Kol kırılır yen içinde kalır” gibi çağ dışı bir yorumla
geçiştirilmeye ve unutturulmaya çalışılması halinde İl Genel Meclisine olan
güven sarsılacaktır. Büyükşehir Belediye Meclisini sarsan bir uygulama da
geçtiğimiz yıl 2011 seçimlerinden iki ay önce yaşanmıştı.
Belediyelerin başını ağrıtacak işlerin başında imar
uygulamaları gelmektedir. Nitekim geçen yıl kamuoyunda çok tartışılan böyle bir
düzenleme olmuştu. Önemli bir belediye meclis üyesine veya yakınlarına çıkar
sağlandığı iddialarının öne çıktığı çok önemli bir oylamaya dört muhalefet
partisi üyesi kamuoyunda yapılan çağrılara rağmen katılmamış ve iktidar partili
üyelerin oyları ile iktidar partili meclis üyesine adı geçen çıkar sağlanmıştı.
Oylamaya katılmayarak böyle bir söylentiye zemin
yaratan muhalif partilerin meclis üyelerine kendi partilerince herhangi bir
işlem yapılmaması da düşündürücüdür. İcra makamlarını denetleyecek meclis
üyeleri de yanlışa alet oluyorsa, yapacak çok şey yok demektir. Yaptıkları
işleri nedeniyle belediyeler ve özel idarelerle iş ilişkisi olabilecek
kişilerin bu meclislere üye olmalarının yolu kapatılmadığı sürece, bu meclis
üyelikleri çıkar amaçlı kullanılabilecektir. Hatta her iki meclis üyelikleri bu
işler için cazibe merkezi olmayı sürdüreceklerdir. İyi haftalar..
/Sadi SUBAŞI
13 Ağustos 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder