Samsun’da
başta sağlık hizmetleri
olarak 7.500 kişi
taşeron işçi olarak
hizmet veriyor. Çalışma yaşamının
en güvencesiz alanını oluşturan
bu grup aileleriyle
yaklaşık 35.000 kişi civarında.. Asgari ücretleri
üzerinden yapılan
kesintilerle yaşamlarını sürdürmeye
çalışıyorlar..
Son 1 haftadır yerel basında
çıkan haberler dahi,
bu çalışanlara karşı
inanılmaz şekilde haksızlıklar yapıldığını
gösteriyor.. Ve vicdansızlıklar… Dün bir
taşeronun ölüm haberi
vardı yerel ve
ulusal basında:
‘’İlkadım Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nde
çalışan Yücel T. ile Sadık Türkeli’nin (44) bugün öğle saatlerinde Ahullu
Mahallesi’ndeki mezarlıkta bakım çalışması yaptığı esnada, Yücel T.’nin
kullandığı motorlu tırpan kazara Sadık Türkeli’nin boynuna geldi. Tırpanın
boynunu kesmesi sonucu kanlar içerisinde kalarak yere yığılan Türkeli, olay
yerinde hayatını kaybetti.’’
Dün
Arena ve Halk
gazetesinde, Samsun Gazi Devlet Hastanesi Bahçesinde 19 aydır işlerine
geri dönmek için direnen sağlık işçileri Esra Savaşlı, Selam Yılmaz Arslan,
Cemalettin Kömpe ve Yüksel Arslan’ın SAMSUN VALİLİĞİNE AÇIK MEKTUP
başlıklı mektupları vardı: Halka ve
Hakka inanan her
bireyin sorumluluk alanı
içine giren bir
serzenişi dile getiren bu
mektubu, Halk ve
Arena gazetesi yayınlama
etiği gösterdi. Genel
yayın yönetmelerini tebrik
ederim.. Sendikamız, sağlık alanında çalışan işçilerin haklarını korumak
ve geliştirmek için kurulmuş bir sendikal örgüttür.
Sayın Valimiz,
Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde yıllardır süre
gelen taşeron sağlık işçilerinin yasalardan doğan haklarının yok sayılmasıyla
mücadele ediyoruz. Yasalar çerçevesinde yapmış olduğumuz basın açıklamalarıyla
sesimizi duyurmaya çalıştık. Sorunların giderilmesi ve hastane içerisinde iş
barışının yaşanması için hastane yönetimiyle defalarca görüşmeler yapılmasına
rağmen keyfi uygulamalar devam etti. Sorunlarımız aslında İş Kanunu’nda tüm
işçilere tanınan en doğal hakların yok sayılmasıydı; senelik ücretli
izinlerimiz verilmiyor sağlık raporlarıyla izin kullandırılıyordu. Üstelik bu
durum Çalışma Bakanlığı İş müfettişlerince de tespit edilmiştir. Asgari ücretle
yaşamlarını idame ettirmeye çalışan biz işçilerin maaşları zamanında ödenmiyor
ve birçok mağduriyetler yaşanıyordu. Aylık çalışma süremiz olan 180 saati aşan
( 220 ile 260 saati bulan ) mesailerle çalıştırılıyor ama hiçbir mesai ücreti
ödenmiyordu. Hatta bayram tatilleri ve resmi tatillerde mesailerimiz
verilmiyordu. Anayasa’da bir hak olan sendikal üyelik özgürlüğümüz idarenin
siyasi yaklaşımıyla baskı altına alınmıştır.
Sayın Valimiz,
Sağlık alanında hizmet vermek bizlere onur veriyor.
Yaptığımız işin akışı nitelik gerektiren bir hizmet. İnsan sağlığı her şeyin
üzerindedir bilinci ile işimizi severek yapıyoruz. Asgari ücretle bile olsa
işimizi en iyi şekilde yapma bilincimiz hastanede çalışmamızdandır. Sadece
kullanamadığımız izinlerimizi, alamadığımız fazla mesailerimizi ve sendikalı
işçi olarak çalışmak istedik. Bu haklar zaten bizlerin Yasalardan ve
Kanunlardan doğan haklarımızdı. Ama bırakın bu haklarımızın tanınmasını işten
atılmalarla, adımıza sahte imza atılmasıyla, hak edilmiş maaşımızın
yatırılmaması ve çalışmıyorken çalışılıyor gösterilmemize kadar varan
uygulamalarla hak kayıplarıyla karşılaştık.
Sayın Valimiz, Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde
sorunlar halen devam etmektedir. 2011
yılının 7. ayında ve 8. aylarında yedek elaman adı altında çalıştırılan Tıbbi sekretarya
işçilerinin hak etmiş oldukları ücretler halen ödenmemiştir. Kimi arkadaşımızın
600 TL kimi arkadaşımızın 1200 TL hak etmiş oldukları ücretler verilmemiştir.
Arkadaşlarımız bu durumu ne mahkemeye ne de savcılığa veremiyorlar. Nedeni ise
kendilerinin zaten yedek elamanlar olmaları ve eğer haklarının talep ederlerse
hastane yönetimi onları belirler. Bir daha işe çağrılmayız diyerek bu hak etmiş
oldukları maaşı talep edemiyorlar. Yapmış oldukları hizmet sağlık hizmetidir.
Raporlu işçilerin yerine çalışan ve asgari ücretten daha düşük şartlarda
hayatlarını idame ettiren işçilerdirler. Hastane yönetimi bir seneyi aşkın
süredir bu sorunu çözememiştir. Kamu alanında sigortasız ve kaçak işçi olarak
çalıştırılmışlardır.
İşten atılan Esra SAVAŞLI arkadaşımızın hak etmiş
olduğu 34 günlük ücret ve SSK sı halen yatırılmamıştır. 34 gün boyunca kaçak
işçi olarak çalışmış pozisyonuna düşüren hastane yönetimi arkadaşımızın halen
hak etmiş olduğu ücretini ödememiştir.
Hastanede çalışan yemekhane işçilerinin 2012 tarihinin
7. ay maaşlarının yarısı ödenmemiştir. Ramazan bayramına maaşlarının yarısı el
konularak girmişlerdir. Hayatlarını asgari ücretle idame ettiren yemekhane
işçilerinin maaşlarının eksik ödenmesi hastane yönetiminin bilgisi
dahilindedir. 3 senedir aynı sorun yaşanmaktadır. Her ihale döneminde işçiler
mağduriyet yaşamakta, bizler ise bu durumu basın yoluyla duyurmaya çalıştık.
Ama sorun çözülmek yerine keyfi tutum sergilenerek işçilere hak kaybı
yaşatılmaktadır. Maaşlarının yarısının verilmemesi aynı zamanda işçilerin yaşam
haklarına müdahale etmek anlamına gelmektedir.
Sayın Valimiz,
Kanunların bu uygulamalara karşı durumu nedir. Gazi
Devlet Hastanesi’nde yasalar ve hukuk geçerli değil midir? Hastane yönetimi
bizleri mağdur edenler bu uygulamalarıyla halen görevde mi kalacaktır? Sağlık
hizmeti bir ekip hizmetidir. Bu kadar hak gaspının olduğu yerde ne kadar
sağlıklı hizmet verebiliriz, bizler? Bizler
inanıyoruz ki Adalet yerini, Türkiye Hukuku çerçevesinde yerini bulacaktır.
Bunu siz bize öğütlemiştiniz. Bu kentin en yüksek mülki amiri olarak, Gazi
Devlet Hastanesi’nde halen yaşanmakta olan, buraya sadece bir kısmını
aktardığımız haksız ve hukuksuz uygulamaları sizin bilgilerinize sunuyor, bu haksızlıklara son verilmesi konusunda
sizin katkılarınızı bekliyoruz.
Mektup bu.. Yalan ve
yanlış bir şey
varsa imza koyanlar
hakkında suç duyurusu
yapılır.. Ama her aşamasının
doğru olduğuna inandığım
bu mektubun gereğini
yerine getirmek bir etik
meseledir önce.. Bir Arife
sabahı işten atılan bu
işçilerden önce, adalet
duygusuna ve bu
ülkede hakkı ile yaşamak isteyen
milyonlarca insana karşı
biraz saygıdır ve kendi
insan olma serüvenimize..
/Cem ŞAHAN
29 Ağustos 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder