Bilen bilir Samsun Büyük Şehir Belediye Başkanının
ilk icraatı ile başladığım muhalefetim hala devam etmekte… Bunu söylerken ne
kişisel bir hesabım ne de kendisiyle bir tanışıklığım var mümkün mertebe
birbirimizden kaçıyoruz. Hep şunu söyledik bu zihniyette olan siyasetçilerin
ömrü bitmiştir, onun ki de bitmişti fakat maalesef AKP Samsun teşkilatının
ister beceriksizliği, ister basiretsizliği, ister korkaklığı, siz ne derseniz
bilemem, bir alternatif üretememiş olması Başbakanı ona mecbur etti ve bu da Ak
Partinin Samsun’a attığı en büyük kazık oldu. Bu bitmesi gereken zihniyete
karşı oluş gerekçelerimizden başlangıç olan 2 meseleyi tekrar hatırlayalım;
Birincisi Büyük Camii önündeki alt geçit, dönemin
belediye başkanı rahmetli Muzaffer Önder oraya bir alt geçit yapmak için kara
yollarına müracaat ediyor, cevap olarak orası deniz seviyesinin altında oraya
alt geçit yapılamaz deniliyor. Bu cevabı alan başkan bu projeden vazgeçiyor
sonra seçim geliyor Muzaffer Bey seçimi kaybediyor yerine gelen belediye
başkanının ilk icraatı o alt geçidi yapmaya çalışmak ve yüzüne gözüne
bulaştırmak oluyor ve bir iddiaya göre en az kamuyu 7 trilyon zarara uğratıyor.
Ve o şahıs Muzaffer Bey başkanken Büyük Camiinin önüne alt geçit yapmak
istediğinde karşı çıkan ama kendisi seçilince ilk yaptığı iş o olan bu günkü
belediye başkanıdır. Şimdi bu işi yapan insanın iyi niyetli olduğunu
düşünebilir miyiz?
İkincisi ise mobil santral olayı; o günlerde önce
Dalaman sonra Bartın’ın kabul etmeyip reddettiği mobil olmayan, ama adı mobil
olan santrali şehirde hiç kimseye sormadan, hiç kimseye tartıştırmadan, gizlice
Samsun’a davet edip kurduran insanda bu başkan. Yıllardır görüldü ki bu şehri
çok dar bir kadroyla hiçbir konuda hiçbir uzmanın, hiçbir kurumun fikrini
almadan kafasına göre yönetiyor. Hadi yönetiyor doğru ve güzel işler yapsa oda
yok. Gerçi millet yıllarca yapılan süslemeleri, makyajları, heykelleri yeterli
bir hizmet diye algıladı memnundu ama sonuç hepsinin öncelikli işler olmadığı
ortaya çıktı.
Esas hizmet yağan yağmuru denize ulaştırabilmek,
şehre dışarıdan yatırımcı çekebilmek, şehrin emin insanı olup her konuda
insanlarla konuşabilmek, yapılan hizmet varsa bunları bilboardlarla değil
milleti hizmete katarak duyurmak. O ne yaptı, her kesle kavga etti her kurumla
çatıştı ve şehrin yerinde saymasına sebep oldu. Diğer şehirler gelişince bizi
geçtiler zaten bir şehir göç veriyorsa o şehrin geliştiğini iddia etmek ya iş
bilmezlik yada kötü niyetin göstergesidir.
Bu zihniyet öyle bir zihniyet ki milleti 2 yerde
hatırlıyor 1 oy verecekken 2 vergi verecekken seçim çalışmaları sırasında bir
sitede sunum yapan başkana konuşması bitince bir vatandaş soru sormak istemiş,
soru almıyoruz diye soru sorulmasına müsaade etmemişler ve orayı terk etmişler,
yani vatandaşı kendilerine soru sormaya bile layık görmeyen bir zihniyetten
bundan fazlasını beklemek saflık olur. Üzülüyoruz bu zihniyetteki insanların bu
şehirde yıllarca nasıl idarecilik yapıp tekrar seçilebiliyorlar.
Samsun’da Büyük Şehir Belediyesinin yaptığı ya da
yapması gerekirken yapmadığı işleri yazmaya kalksak sayfalara sığmaz buna
gerekte duymuyoruz görülüyor ki, bu zamana kadar gerçekleri yazan söyleyen
birkaç kişinin dışındaki şehrin yazar çizeri de gerçekleri gördü doğruları
yazmaya başladılar bu durum bu işin sonunun geldiğini gösteriyor. Milleti
kandırmak için artık Samsunum 1 gemisi de fayda etmeyecek.
Son seçimde bütün partilere uyguladığı Ak Partide
siyaset yapmazsam sizde yaparım taktiği, iki yüzlülüğü geçen seçim tutmuştu bu
seçim yemez bu taktikte artık onu kurtaramaz Ak Parti yada Başbakanda bu konuda
bu şehre artık kazık atmaz, atamaz diye düşünüyoruz atarsa ne olur biz
yanlışları yazmaya, söylemeye devam ederiz millet de dövünmeye, sövünmeye, her
yağmurda çileye, bodrum ve zemin kattakilerde yaşamak için nöbet tutmaya devam
eder.
11 Ağustos 2012
/Adnan ÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder