Samsun’un yerel basınında, hiçbir köşe yazarında ve
hiçbir manşetlik haberde 19 Mayıs kutlamalarının İtalyan faşizminin
etkilerinden kurtarılmasının gerekliliğine yönelik bir yorum, bir ifade, bir
emare görülmüyor.. Bu durumun belki de bütün şehirlerde böyle olduğunu
düşünebiliriz.. Kalemi eline alan, AK Parti’nin hem genel ve hem de Samsun’daki
icraatları hakkında ‘memleketi sattırmayız!’ ünlemiyle canhıraş vatan
müdafaasına girişiyor..
Mesele bodoslama karşı çıkmak ve yobazca mevzi
müdafaası olduğu için Atatürkçülük ile Onun işaret etmiş olduğu muasır
medeniyetler seviyesi arasında bir türlü doğru ve olağan bir paralellik
kuramıyorlar.. Hala, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ seviyesinden dünyayı okumaya ve
anlamlandırmaya çalışıyorlar.. Osmanlı’da
72 buçuk milletin nasıl bir uyum içinde yaşadığı ve ulus devlet zihniyetinin
‘Birlik Ruhu’nun damarını nasıl kestiğini düşünmüyorlar, düşünmek
istemiyorlar.. Düşünseler dahi bahsetmiş olduğumuz saiklerden dolayı kafaları
basmıyor..
Biz, söylemek şöyle dursun hatırlatmaya
yeltendiğimizde ise ya Amerikancı oluyoruz ya da Şeriatçı… Sahip oldukları yani
belleklerinde evvel ahir var olan ve refleks haline gelen ve dahi ulusalcı
kanatın dolduruşlarıyla hareket alanı bulmakta zorlanmayan AK Parti
nefretlerini hükümetin her icraatında ortaya dökmek için hiç ama hiçbir fırsatı
kaçırmıyorlar.. Bir de açıktan ‘Gelişmeler iyi ve fakat bunu Tayyip Erdoğan
yaptığı için kötü’ diyenler bile var..
Son olarak 19 Mayıs gösterilerinin statlarda değil
de okullarda yapılmasına yönelik Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu
genelgeyle ortaya çıkan toz duman ile bu durum bir kez daha belirginleşmiş
oldu.. Ortaya çıkan toz dumandan görebildiğimiz kadarıyla; bizim yerel basında
bir tane eli kalem tutan vicdan sahibi demiyor ki, “Hükümetin yayınlamış olduğu
bu genelge ile despotik ve faşist uygulamalar son bulmuş oluyor.. Doğru bir
uygulamadır.”
“Hükümetin milli bayramların kutlanmasını
kaldırarak, milli değerlerimize, cumhuriyetin kazanımlarına, laikliğin
biriktirdiklerine…” diye başlayarak kurulan cümleler, sağda ve solda yani yelpazenin
neresinde olursa olsun tek yekun bir birliktelik ve uyum içerisinde ‘bir
zihniyet değişiminin’ ne de zor gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor bizlere..
Ya da yerel medya arasında da “Taraf” gibi bir kar
makinesinin gerekli olduğunu.. Yerel basının AK Partili kişi ve kurumlar
tarafından desteklenenlerinde de durum böyle olduğu için yereldeki ‘Ergenekon’
uzantılarının nerede nasıl hayat bulduğunu da görmüş oluyoruz böylelikle..
AK Parti’nin oluşan veya oluşmakta hayat tarzını
yerelde bütün kılcallara taşımakla yükümlü olduğunu düşündüğümüz yerel
yönetimlerin ve başındakilerin dahi ulusalcı zihniyetler tarafından kuşatılmış
olduklarını görmek zor olmasa gerek..
16 Ocak 2012
/Recep YAZGAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder