Samsun’un sorunları konuşulurken gelmiş geçmiş bütün
kent yöneticileri ve sivil toplum kuruluşlarının görüş birliğine vardığı konu,
“Samsun da yaşayanların birlik ruhunu oluşturamadığı” konusudur. Samsun’da ki
bu birlikteliği sağlaması gerekenler, sanki onlar değilmiş gibi her buldukları
fırsatta Samsun’un bu eksiğini gündeme getirirler. Bu konuda ciddi ve samimi
çaba harcayan kuruluş olarak sadece kuruluş amacı ve felsefesi de bu olan
SAM-SEV’İ gösterebiliriz. Ancak geçmişte SAM-SEV’İN de bu yönde ki her türlü
çabasının önüne setler çekilmiştir. Hem de üzülerek söylemek gerekirse, bunu
yapanlar da bu eksiklikten yakınan yerel yöneticiler ve bazı sivil toplum
kuruluşları olmuştur.
Şimdi size geçtiğimiz günlerde 19 Mayıs
Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr Ahmet Mutlu tarafından büyük bir çaba ile
hazırlanmış “METROPOL KENT SAMSUN’DA KENTLİLİK BİLİNCİ ARAŞTIRMA PROJESİ”
sunumundan söz etmek istiyorum. Konu son derece önemli ve Samsunluların çok
ihtiyacı olan bir araştırmaydı. Doğal olarak Samsun gibi Metropol bir kenti
yöneten yöneticiler ve sivil toplum kuruluşlarının yönetim kadrolarının salonu
doldurduğunu ve sunumu büyük bir ilgi ile izleyip sorularla sempozyuma
zenginlik kazandırdıklarını düşünüyorsunuzdur. Heyhat! Böylesine bir fırsat,
her şeyi en iyi bildiklerini ve bilimsel verilerle donatılmış bir araştırmadan
bir şeyler öğrenebilmelerine bundan önceki benzer sempozyumlarda olduğu gibi
ihtiyaçları olmadığını düşünen yerel yöneticilerimiz tarafından izlemeye ve
dinlemeye değer görülmemiştir.
2007 yılı başlarında Samsun’da yaşanan büyük sel
felaketi sonrası, Ağustos 2007 tarihinde Mimarlar Odası Samsun Şubesi
tarafından çeşitli üniversitelerden gelen şehircilik uzmanlarının katılımı ile
bir “Sel Sempozyumu” düzenlenmişti. Samsun’un yedi dere üzerinde kurulduğu ve
bunun yarattığı sel sorunlarının haritalarla anlatıldığı bu sempozyumu da,
hiçbir kent yöneticisi ve kamu görevlisi ilgiye değer bulmamıştı. 2008 de
Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi tarafından düzenlenen Karadeniz
Bölgesi Enerji Sempozyumu ve 2009 da düzenlenen “Samsun Enerji Dağıtım Trafoları”
konulu sempozyumuna da hiçbir kent yöneticimiz ve kamu yöneticisi katılmamıştı.
Hem bir kentin yönetiminden sorumlu olacaksınız, hem de kentte dayanışma ve
birliktelik olmamasından yakınacaksınız, sonra da bu konuda yapılan hiçbir
bilimsel toplantıya katılmayacaksınız, bu nasıl açıklanabilir bilemiyorum. Bu
nedenle, Samsun’da Kentlik Bilinci Araştırması sunumuna katılarak sunumu
izleyen Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy’u ve Atakum Belediye Başkanı Sayın Metin
Burma’yı duyarlılıkları için kutluyor ve bir Samsunlu olarak kendilerine
teşekkür ediyorum.
Sunumu izleyen sivil toplum kuruluşlarından SAM-SEV
ve katılımcı diğer bir kaç kuruluşa da aynı duygularla teşekkür ediyorum. Şimdi
sizlerle bu önemli bilimsel sunumdan bazı alıntıları paylaşacağım. Sanırım sizler
de bu tespitler dahi, bu toplantıyı izlemek ve sorular sorabilmek için
yeterliydi diye düşüneceksiniz. İşte araştırma projesinin sonuç bildirgesinden
bazı alıntılar;
--Kentleşme iki yönlü işleyen bir süreçtir. Bir
yönüyle uygarlaştırıcı etki yaratırken, bir yönüyle de geleneksel kültürel
değerleri ve yaşam tarzını aşındırmaktadır.
--Kentleşmenin yarattığı sosyo-kültürel sorunlar,
uygarlaşma işlevinin yavaş seyretmesi ve buna karşılık, aşınan (Geleneksel)
kültürel değerlerin yerine ikame edilecek alternatif değerler konulamamasından
kaynaklanır. Bu boyutu nedeniyle, aslında kentlileşme kolay gerçekleşen bir
süreç değildir. Çünkü birey kentte yaşamaya başladığı andan itibaren önceki
yaşamının bir parçası olan bazı tutum ve davranışlarını terk edip, yenilerini
benimsemek zorundadır. Bu ise, sosyo-psikolojik ve kültürel bakımdan kolay
değildir. Nitekim ülkemizde kentleşmenin hızlı olmasına karşılık,
kentlileşmenin yavaş seyrettiği görülmektedir.
--Bu olumsuzlukları gidermek üzere Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanlığı, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanlığı, İzmir Karşıyaka
Belediye Başkanlığı yörelerine özel projeler üreterek kentlilik bilincini
geliştirmeye özen göstermişlerdir.
--Yapılan bir araştırmada, ulaşılan sonuçlardan
birisi de; Samsun’un Karadeniz Bölgesinin en gelişmiş ili olma özelliğini
taşıması nedeniyle 1980-1990 arasında yoğun bir göçle karşı karşıya kalmasıdır.
Bir başka sonuca göre de Samsun, tarihsel olaylar ve 1980 sonrası aldığı göçler
sonucu kozmopolit bir nüfus yapısına sahiptir.
-- Bu yapının da etkisi ile Samsun’da ki kentlilik
bilinci düşük veya iyimser değerlendirmeyle orta düzeydedir.
-- Çok değişik konularda sorular yöneltilerek
yapılan sorgulamalar sonunda, “kentsel sorunlara duyarlılık ve farkındalık”
kapsamında ki kente özgü tutum ve davranışlar bakımından kentlilik bilincinin
düşük olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık kentlilik bilincinin, kent (Samsun)
aidiyeti, kenti
(Samsun’u) sahiplenme gibi Samsun ile doğrudan
ilgili ya da bireylerin gündelik yaşamlarını doğrudan etkileyen durumlarda orta
ve yüksek düzeyde olduğu ortaya çıkmaktadır.
--Kente özgü tutum ve davranış düzeyinin düşük,
Samsunluluk bilincinin orta ve kent sorunlarına duyarlılığın yüksek düzeyde
oluşu, Samsun’da ki bazı sosyo-kültürel çelişkileri ortaya koymaktadır.
--Samsun’un göçlere bağlı olarak kozmopolit bir
yapıda oluşu, bir yandan kente özgü tutum ve davranışların gelişmesini olumsuz
etkilemekte, bir yandan da Samsunluluk bilincinin oluşmasını güçleştirmektedir.
-- Gerek göç yolu ile Samsun’a gelenlerin, gerekse
doğma büyüme Samsunlu olanların kent kültürünün evrensel ( Kente özgü tutum ve
davranışları) konusunda ki eksiklikleri, Samsun’da bir arada yaşama ruhunu
güçlendirecek ortak bir duyarlılığın gelişmesini yavaşlatmaktadır.
--Doğma büyüme Samsunlu olanlarla farklı yörelerden
gelenlerin kentsel alanda kente özgü ortak nitelikli tutum ve davranışlar
konusunda “ortak bir dil” geliştirememiş olması nedeniyle, tarafların iletişim
dili Samsun üzerinden değil “kendi kentleri üzerinden” kurulmaktadır. Bunun bir
göstergesi olarak, Samsun’da araçlar da sıklıkla “Bize her yer Trabzon”
yazılarına karşılık, “ Samsun her yer değil şehr-i Samsun veya Ondokuzmayıs
kenti Samsun” yazıları görülmektedir. Bu, ortak bir mekânda ( Samsun), kent
kültürünü Samsun’a ait referansla değil, kentte yaşayanların kendi kentlerine
ait referansla kurmak istemelerinin dışa vurumu olarak değerlendirebilir.
--Bu yapı, kentin kozmopolit yapısının kültürel
zenginliğe ve potansiyele dönüşmesine değil, siyasi, sosyal ve kültürel kutuplaşmaya
ve kısırlığa yol açmaktadır. Samsun’da bu yapının kutuplaşmaya değil sinerji ye
dönüştürülmesi kaçınılmazdır. Bunun için de “üzerinde anlaşılmış bir kent
kültürünün” yaratılması gereklidir. O nedenle, Samsun’da yaşayan ve kendilerini
farklı kent kimlikleriyle ifade etmeyi tercih edenlerle, kendilerini Samsun’la
ifade edenlerin ( Kent yöneticileri, kanaat önderleri, siyasetçiler, iş
adamları, akademisyenler vd.), bir araya gelip, uzlaşı ve sonuç odaklı
toplantılar yapacakları bir “ Samsun Kent Kültürü Platformunu” oluşturmalıdır.
--Samsun doğumlu olanların kentlilik bilinci,
Samsunlu olmayanlara göre daha yüksektir. Çünkü Samsunluların kentlilik
bilinci, “Samsunluluk bilinci” ile desteklenirken, Samsunlu olmayanlar da böyle
bir desteğin olmadığı açıktır. Oysa Samsun’da kentsel yaşam kalitesini
geliştirmenin yolu, hem Samsunlu olanların, hem de Samsunlu olmayanların
kentlilik bilinçlerinin birbirine paralel veya yüksek düzeyli olmasını
sağlamaktan geçmektedir.
SONUÇ:
Samsun’da ki örgün eğitim ve yüksek öğretimin her
kademesinde, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile özellikle yerel yönetim
personelinde, sivil toplum kuruluşları, muhtarlıklar, din görevlileri vd.
arasında kentlilik bilincini geliştirici eğitim ve seminer programları,
projeler ve bazı etkinlikler düzenlenmesi yapmalıdır. Özellikle de, yerel
yönetimlerin “kent kimliğini” geliştirmeye yönelik politikalara ağırlık vermesi
ve bu bağlamda kentin tarihi, somut veya somut olmayan kültürü, eski eserleri,
çağdaş değerleri, doğal ve estetik değerlerini belirlemeleri ve geliştirmeleri,
kent müzeleri kurmaları gereklidir. Bu kentin ortak sorunları konusuna
duyarlılık göstermeden, bu kentte ortak akıl ve birlikteliğin sağlanması için
bir şeyler yapmadan, bu kentin iyi yönetildiğini kimse iddia edemez.
Samsun’u yönetenlerin ve yönetmeye talip
olacakların bu konuda gereken hassasiyeti göstermesini beklemekte tüm
Samsunluların ortak beklentisidir. İyi haftalar…
/Sadi SUBAŞI
23 Ocak 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder