Teneke Mahallesi'nin arkasındaki geniş çimenlik
doğal futbol alanıydı. Gazete dağıtımından, ayakkabı boyacılığından dönen
gençler öğleden sonra burada iddialı futbol maçları yaparlardı. En büyük
keyifleri buydu. Her gün maç yapınca tabi ki futbolları ilerliyor, daha güzel
oynamaya başlıyorlardı. Şehrin diğer mahalleleriyle özel maçlar yapılıyor,
maçlar çok seyirci çekiyordu.
O yıllarda Samsun'da resmi olarak Samsunspor,
Yolspor, Demirspor, Fenerspor takımları ve profesyonel kurum takımları vardı.
Bu takımlar bizimle maç etmek için sıraya girerlerdi. Çayırlıktaki maçlarda
mahalle tam kadro seyirci olarak bulunurdu. Bizim çocuklar Atletten formalar ve
kara lastik ayakkabılarla oynarken gacoların pırıl pırıl formaları kramponları
vardı. Yine de çok koşarak, mücadele ederek çoğu zaman onları yenerdik.
Samsun'da düzenlenen turnuvalarda mutlaka bizim de olmamız istenirdi. Bizden katılım
parası bile istemezdiler. Yeter ki katılalım. Çünkü bizim katılmamız turnuvanın
ilgisini, seyircisini çok çok artırıyordu.
Biz her turnuvada favori idik. Her maçımız final
tadında geçer, rakip takımlar bize karşı ayrı bir hırs ve ayrı bir sertlikle oynarlardı.
Bizi yenmek sanki milli bir meseleydi. Bizi yenen milli oluyordu. Bu çoğu zaman
tartışmaları ve kavgaları beraberinde getiriyordu. Eğer Kumluk'ta, Koren'de
Fuar'da oynuyorsak bizim çocukları döverlerdi. Sonra iş tatlıya bağlanırdı.
Canım olur muydu?... Olmayacak çulsuz çingeneler Samsun'un elit takımlarını mı
yenecekti? Yenemezdi. Yenmemeliydi. Gerekiyorsa dövüleceklerdi...
Maçlarımız büyük ilgi çekiyordu. Futbolu bilen
seyirciler imrenerek bizim maçları seyrediyor sabırsızlıkla maçlarımızı bekliyorlardı.
Hırslı, mücadeleci, estetik oyunumuz ve esmer tenimiz nedeniyle Samsun bize
Brezilya diye tezahurat yapıyordu. Biz de Brezilyayı benimsemiş hepimiz
Brezilya fanatiği olmuştuk.
Koren'de oynanan bir turnuva maçında son
dakikalarda golümüzü atan Pele Aydın'a seyircilerin ve futbolcuların
saldırmasıyla başlayan kavgada biz küçük çocuklar eve doğru kaçmaya başladık.
Bizi korumak için karşılık veren Kaptanımız Deli Yaşar'ın kolu kırılmış,
Koçali'nin başı yarılmış, bütün takım mahalleye sakat dönmüştü. Bizler futbol
oynamayı seviyorduk. Yediden yetmişe çayırlıkta top oynuyorduk. Pele Aydın daha
sonra profesyonel olmuş; Samsunspor da, Tokatspor da, Rizesporda forma giymiş
ve para da kazanmıştı.
1984'de Samsun'da mahalle takımları resmi kulüp
olmak için müracaat ediyorlardı. Mahallede de bir telaş vardı. Samsun'da gazete
dağıtan Fikret GÖKÇEN yanına, Koçali, Kerim, Şuşut ve Ramazan'ı alarak spor
kulübü kurmaya karar vermişti. Kulübün adı Selanikspor olacak dediler. -Metin
sen belgeleri hazırlayabilir misin, diye sormak için eve geldiler. Oturduk
konuştuk. İyi olurdu. Rengi ne olsun? Sarı-Yeşil. Çünkü iyi futbol oynuyorduk.
Esmer tenimizle Samsun'da bize Brezilyalı diyorlardı. Brezilyanın renklerini
kullanacaktık. Arma için, Fikret Atatürkün doğduğu Selanik'teki evi önerdi.
Nasıl, nerden geldiyse aklına güzel fikirdi.
Ertesi gün Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü'ne gittik .
Matbu evrak ve belgeleri aldık. Hazırladım. Arma için resim seçtik, arma olarak
düzenleyip formlara geçtik. Bir hafta sonra dernek kurulmuş evraklarımız
Ankaraya Futbol Federasyonuna gönderilmişti.
Lige katılacaktık. Hazırlanmalıydık. Mahalleden
para toplandı. Formalar, ayakkabılar satın alındı. Takımın başına Pele Aydın
getirildi .Herşey amatörceydi. Futbol oynamasını biliyorduk, ama ofsayt kurallarını
ilk defa uygulayacaktık. Mahalle bu işe sevdalanmıştı. Kısa zamanda eksikler
tamamlandı, herkesin olmasa bile çoğunun kranponu vardı. Ve lig başladı. Maçlar
Yeni Samsun Stadı yanındaki amatör sahalarda oynanıyordu. Güçlüydük, kum saha
bizim için avantajdı. Ancak esas avantaj sahaların mahallenin yakınında
olmasıydı. Korkmadan oynayabiliyorduk.
Daha sonraki yıllarda Rahmetli Belediye Başkanı
Muzaffer ÖNDER'in katkılarıyla takımımız malzeme yardımları almaya başladı.
Artık güzel formalar, eşortmanlar, kranponlar kullanmaya başlamıştık. Amatör
ligde başarılı maçlar ve şampiyonluklar yaşadık. Ancak gazete dağıtıcılığı
işinin bitmesiyle birlikte gençlerin akşama kadar pazar pazar gezerek çalışmaya
başlamaları, kereste hamallığının yaygınlaşması ve erken evlilikler takımın
gelişmesini engelleyen sebepler oldular. O yıllarda Samsun'da kurulan mahalle
takımlarının pek çoğu kapanmak zorunda kaldı.
Biz Selanikspor'u devam ettirmeye kararlıyız.
/Metin
ÖZBASKICI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder