Işıklandırma sistemlerindeki arızalar bize bir maç
için iki kez yorum yaptırmayı gelenek haline getirdi... Hem de hep Denizlispor
maçlarında... Bu kez 35 dakika için yazıyorum... Zira oynanan 56 dakikayı dünkü
yazımda okumuştunuz... Futbol Müsabaka Talimatı'nın 17. maddesinin 9. fıkrası
diyorki "maç, kaldığı dakikadan itibaren aynı oyuncularla ve aynı skorla
başlayacak"... "Emir demiri keser" demişler... Her iki takımda emre uydu ve sahadaki yerini
aldı...
Samsunspor için 1–0 geriden başlayıp, yarım saatte
skoru lehine çevirmek kolay bir şey değildi... Üstüne üstelik iki oyuncu
değiştirme hakkını kullanmışsın, en etkili silahın olan Umar'dan yoksun
kalmışsın... Kalpar'ın yapabilecek tek hamlesi vardı... Adiloviç'i sahaya
sürmek, böylelikle maçı kurtarmak... Savunmadan risk düşünülüp Şaban kenara
alındı forvete Adiloviç takviyesi yapıldı... Ev sahibi ekip avantajını koruma
adına sert ve katı defansif anlayışını maçın son düdüğüne kadar devam
ettirdi... Musa ve Erdem ile yakalanan pozisyonlar adeta bozuk para olup
harcandı... Golü Samsunspor'dan beklerken ev sahibi ekibin ikinci sayısı
sahadakilerin haricindekilerde soğuk duş etkisi yapsa da son söz
söylenmemişti...
Bitime on dakika kalmasına karşın Samsunspor oyun
disiplininden asla kopmadı... Takım iki farklı geriye düşmesine karşın,
"ben bunu hiç hak etmedim" dercesine haykırıyordu... Musa Sinan'ın
karambolden bulduğu gol yeni bir umuda dönüştü... Umudun bittiği yerde Fatih
ile gelen beraberlik golü müthiş bir geri dönüş öyküsününün dillere düşmesine
neden oluyordu... Ne demişti Che Guevara "Yenildiğinde değil,
vazgeçtiğinde kaybedersin" Bu söz, bu maç için biçilmiş kaftan...
16 Eylül 2013 Pazartesi
/Resul AKÇAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder