Sezon başından bu yana yazıp duruyorum... Samsunspor
içerde olsun, dışarıda olsun ince ince hakemler tarafından doğranıyor... Bu
konudaki uyarılarımda ne kadar haklı olduğum görülüyor... Dün de sahada elinde
düdük bir garibet dolaşıp duruyordu... Verdiği kararların hemen hepsi tartışılır,
hepsi de Samsunspor aleyhine... Kim seçip gönderiyor bunları, hayret bir şey ?
TFF bir Ergül Yücedağ, Sadık İlhan vakası daha
olsun mu istiyor? Rakip iki kaleciyle oynuyor... Erkan kaleye gitmekte olan
topa elle müdehale ediyor... Bu pozisyon patagonya da bile penaltıdır... Ancak,
gözüne tavukkarası inmiş hakem görmüyor, göremiyor, görmek istemiyor... Ne
diyeyim? Allah sizi bildiği gibi yapsın...
Gelelim maça... Lider Balıkesirspor'u geri düştüğü
bir maçın sonunda devirerek lige beş hafta sonra kesin dönüş yapan bir takıma
karşı, formsuz, moralsiz, başarısız, eksik bir Samsunspor'un neler
yapabileceğini herkes gibi ben de merak ediyordum... Şurası bir gerçek... Eğer
bir şey için hedef koyduysan, birincisi, el yumruğunun etkisini görmeden önce
kendi yumruğunu balyoz yapmayı bileceksin, ikincisi gücünün varlığını sözde
değil özde gösterip ortaya koyacaksın... Eğer bu kudreti damarlarında
hissediyorsan sonuç almayı becereceksin... Lafla peynir gemisinin yürümediğini
bileceksin... Dışarıda kaybedecek, sahanda kazamayacaksın, çıkıp çocuk
kandırıcı "şampiyonluk demeçleri" vereceksin... Sence yerler ama
bilesin ki bizce yemezler...
Çok iyi biliyorum, benden ne cami imamı, ne de
kilise papazı olur... Tıpkı Haluk Türkeri'den golcü olamayacağı gibi... Bu transferi
kim önerdi? Kim aldırdı? Kim onay verdi? Kaç para verdi? Birileri çıksın
açıklasın... 70 küsur dakika her iki takımda oynamadığı futbollarıyla herkesi
uyuttular... Bir iki pozisyon dışında o da rakibin yarattığı, vasatın altında
kaldı futbol... Bir nevi tipik orta alan mücadelisiydi geçen zaman...
73. dakika da Musa'nın serbest vuruşunda Murat'ın
öpülesi kelinden sıyrılan top filelerle buluştuktan sonra her iki takımın
üzerinden ölü toprağı atılmış oldu... Maç her iki tarafa da gitti geldi... Konuk ekip maçın ilk dakikalarında olduğu gibi
sonlarında da kaçırdı... Soner ve Fatih
formdaydı... Talihsiz bir şekilde
penaltıya sebep verse de attığı gol ile hem kendini, hem de takımını kurtardı
Erdem Şen... "Kazan da nasıl kazanırsan
kazan" derler ya... Samsunspor on-onbeş dakika hırs yaptı üç puanı iki gol
ile aldı... Hem de uzatma dakikalarında yediği ve attığı gol ile... Son bir dip
not; Yazmazsam olmaz... Dile kolay, tam 2364 gün sonra doğup büyüdüğü
topraklara, taraftarının huzuruna çıktı Adnan Güngör... Heyecanlı, istekli,
koluna taktığı kaptanlık pazubantının verdiği sorumlulukla canını dişine
takarak oynadı, tıpkı kankası Musa Aydın.
30 Eylül 2013 Pazartesi
/Resul AKÇAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder