Bu kentte yetkililerin yaptığı açıklamaları diğer
kentlerde görmek çok zor aslında.. Çünkü hemen 'neden, nasıl' gibi sorular ardı
ardına gelir.. Kentin yetkili isimleri çıkar ortaya ve 'kamuoyunu
bilgilendirir'.. Açıklamaların doru ile örtüşüp örtüşmediği konusuna açıklık
getirir.. İşin aslı gazeteciler fikri takip yapmasalar, belki de bir çok konu
havada kalacak.. Öyle şeyler söyleniyor
ki; inanılır gibi değil.. Nereden başlasak acaba, diye düşünmüyor değilim..
Mesela Toros Gübre'nin santral proje sorumlusu öyle
şeyler söylüyor ki; tıpkı pembe hikayeler gibi.. Bizim santral kirletmez. Bizim
ki; olmasa yandı Samsun diyor.. Biz kurtarıcı olarak geliyoruz, diyor adeta.. Bırakın
hepsini bir tarafa, santrallere karşı
onca mahkeme açmış eylem yapılmış bir kentte, santral kurulmasının normalmiş
gibi olduğunu 'rahat rahat açıklıyor'.. Kendi santralinin temiz olduğunu
söylerken, doğalgaz ve kömür santrallerinin de çevreye verdiği zararı ve
kirlettiğini vurguluyor.. Yani vatandaşın söyleyeceklerine bir bakıma bir başka
santralci 'sözcülük yapıyor'..
Teşekkür mü etsek acaba, haklılığımızı ortaya
koyduğu için bilmiyorum ama, kendi santrali de öyle 'pak, tertemiz' olmayacak
aslında.. Bir seyahatte olduğum için köşemde bu konuyu ele alamamıştım ama asıl
dikkatimi çeken başka bir konuydu.. Bu santral sorumlusu arkadaş, bunları
açıklarken, bir yetkili de çıkıp 'sen ne diyorsun arkadaş, nasıl kirletmiyormuş
filan da demiyor'.. Herkes dinliyor.. Bilmeyen de 'tekstil fabrikası filan
kuracak sanır'.. Sonuçta bir santral kurulacak. Kimyasal ürünler kullanılacak.
Sülfürik asit yakacak.. Sonra da 'o asit zararsız olarak atmosfere' karışacak..
Neyse ki; bizim çevreden sorumlu il müdürlüklerimiz ve diğer yetkililer sessiz
kalsa da Kimya Mühendisleri Odası çıktı, kamuoyunu aydınlattı.. "Asit
yağmurları oluşur" dedi.. Yani öyle 'pak santral filan yok ortada'.. Yeni
bir zehir baca devreye girmek üzere.. Samsun bu konuda duyarlı olmalı..
Yetkili ağızlarımız, Samsun'un her yeri santral
olsa ses çıkarmayacak anlaşılan ama bürokrat günü gelir başka ile gider, oranın
orkestra şefi olur ama biz buradayız.. Samsun'a biz sahip çıkalım, bu
açıklamaları tartışalım, kamuoyunun gündemine taşıyalım.. Oldu bittiye çok
alıştık.. Boş laflara karnımız tok.. O santral ÇED raporu almadan gereğini
yapalım.. Kirletmiyorsa tamam, ama Samsun'u, çevreyi, doğayı tarım arazilerini,
insan sağlını kirletecek her yatırıma tepkimizi koyalım.. Yol geçen hanı değil Samsun..
*****************
Samsun'da
Sınıfçılık Mı Var..
Bu arada Canik Belediye Başkanı Osman Genç'in
Samsun'da insanlar arasında bölge bölge sınıf farkı uygulandığı sözleri çok
dikkat çekici. Özellikle bazı bürokrat ve işadamlarının bunu körüklediği
yolundaki iddiası dikkat çekici.. Başkan Genç'in bu serzenişinin nedenlerini
tahmin etmek zor değil.. İlçesinin kalkınmasına engel olmak isteyenlerin
'siyasi endişelerini de' tahmin edebiliyorum.. Canik'te dereler ıslah edilse,
alt yapısı gerektiği gibi yapılabilse ve suyu denize vermeyi başarabilseydi
Büyükşehir Belediyesi ve SASKİ; bugün Canik'in gelişimini konuşacaktı herkes.. Ama
yağmur yağdı eksikler ortaya çıktı.. O eksikler can aldı.. Şimdi Canik'te özel
sektör yatırımı riskli görülüyor ve öyle lanse edilmeye çalışılıyor.. Ve Genç
de bundan oldukça rahatsız..
Başkan Genç'in bu sözleri de bürokratlar açısından
önemli.. Bu kentin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı çıkıp, 'Yok öyle bir
şey hiçbir bürokrat böyle bir ayrım yapamaz' diyebilmelidir.. Ama dün gün boyu
böyle bir açıklama bekledim.. Tek kelime açıklama gelmedi.. Yani Başkan Genç'in
ortaya attığı iddiaya 'olumlu veya olumsuz tek kelime açıklama yapılmadı'.. Samsun'da
bürokratların ve yetkili ağızların böylesine seyirci ve izleyici olması inanılır gibi değil.. İsteyen
istediğini söylüyor.. Karşı yanıt gelmeyince de vatandaş, "Demek öyleymiş
diyor'.. Bürokratlar tepkisiz, vatandaşlar tepkisiz.. O zaman hep birlikte iyi
seyirler diyelim.. İYİ SEYİRLER....
27.09.2012
/A.YENER
CABBAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder