"40 yılda ağarmayan saçlarım 40 günde
karbeyazı oldu"... Bu sözler,
başkan oluşundan bu yana geçen 40 günlük süreç sonrası karşılaşma fırsatını
bulduğum, Samsunspor'un sahipsizliğinde kendisini ve dava arkadaşlarını kör
kuyulara atan Emin Kar'a ait... O'na tesellim "kaptan zaten az biraz vardı
beyazın, şimdi meç yaptırmış gibi oldu, daha da yakışıklı hale getirdi
seni" sözleri oldu... Büyük kaptan, çiçeği burnunda başkan dertli mi
dertli... Sıkıntı, kaygı, endişe benliğinde tavan yapmış... Enkaz edebiyatı
yapmıyor ama feryadının duyulmasını, sahiplenilmesini istiyor... Hiç de haksız
değil...
Samsun gibi bir şehrin en önemli markasının düştüğü
yerden el birliğiyle kaldırılmasından başka istemi yok... Tek suçu, bu şehri ve
Samsunspor'u sevmiş olması... Hayal kırıklıkları var... 10.000 kombine diye
yola çıkmış, ite kaka 1200 rakamına ulaşılmış... Hedefin değil yarısı 4 de
1'ine bile ulaşılmamış... "Bu nasıl Samsunsporluluk? Bir ay sigara içme,
hem sağlığını koru, hem de sigaraya vereceğin parayla alacağın kombine
sayesinde takımına sahip çık..." Tek isteği bu...
Geçenlerde bir açıklaması medyaya düşmüş, mevcut
borcun 2 trilyonunun ödendiğini söylemişti... Hangi arada bu para toplanılmış
ve de önenmişti? Benim ve de pek çok kişinin merak ettiği bir konuya da açıklık
getirdi... Geçen sezon yapılan sözleşmelerin mali yapıya zarar verdiğinin
altını çizerek, "Yabancı oyunculara vereceğimiz yaklaşık iki trilyon
lirayı çetin geçen pazarlıklar sonrası sildirdik" dedi... Bu yönetimin en önemli icraatlarından biridir
bu... Alkışa değer bir çalışma...
Göztepe gibi şampiyonluğa oynayan takımların
inanılmaz bütçelerle kadro kurduğu bir dönemde, Tavşanlı Linyitspor maçına
çıkan kadronun komik denecek rakamlardan oluştuğu gerçeğinin göz ardı
edilmemesini istiyor başkan Kar... 20 bin tl peşinat alıp Samsunspor formasını
sırtına geçiren genç oyuncuların ilk kez bir araya geldikleri bir maçtan alınlarınızın
akıyla sahadan ayrılmalarının yadsınmaması gerektiğini de vurguluyor... Bu takım nerden baksanız 18 deplasmana
gidecek... Her ne kadar federasyon desteği alsa da rakam küçük masrafı çok
büyük...
Başkan Kar ilk deplasmanın gederlerini TSO
tarafından karşılanmasını sağlamış... İşadamlarının hiç değilse bu yükü
omuzlarından alması isteğini bir kez daha yineliyor... O zaman, "Beyler
pamuk eller cebe bakalım" demek gerek... Transfer mevzusu sohbetimizin son
konusuydu... İlk maç gösterdi ki bu takıma iyi bir oyun kurucu, iyi de bir sol
kanat oyuncusu gerek... Tabi bir de forvet... Alternatifli ve rakabeti öne
çıkaran bir kadro oluşturulması şart... Bu konuda da fikir birliği içerisinde
olduğumuzu gördüm... Transfer sezonu kapanmadan üç oyuncu daha alacaklarını
söyleyerek sözlerini tamamladı... Başkana başarılar, sevgili oğlu Mustafa'ya da
hayırlı teskereler dileyelim...
02 Eylül 2012 Pazar
/Resul AKÇAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder