Samsun bir garip kent oldu. Yapılan yanlışları
kanıtlarıyla ortaya koyuyorsunuz. Yetkililerden ses çıkmıyor. Bilgi
noksanlıkları sonucu yapılan işleri zamana yayarak unutturmaya çalışıyorlar.
Örnek mi istiyorsunuz işte size örnekler:
Samsunspor’un kuruluş yılı kulübün resmi kayıtları
dahil olmak üzere 1965 olarak gösterilir. Baki Sarısakal Kulübün 1927 yılında
kurulduğunu belgeleriyle ortaya koyarak, Samsunspor kulübüne müracaat ederek bu
tarihin federasyona müracaat eilerek onaylattırılmasını talep eder. Kendisine o
zamanlar kurulan Samsunsporun amatör olduğunu söylerler. (1903 yılında kurulan
Beşiktaş, 1905 yılında kurulan Galatasaray, 1907 yılında kurulan Fenerbahçe
sanki profesyonel külüp olarak kuruldular. )
Samsun’un en eski okullarından olan ve Mustafa
Kemal Paşa’nın da ziyaret ederek onurlandırdığı Ticaret Lisesi’nin kuruluş yılı
okul armalarında ve resmi kayıtlarda 1924 yılı olarak görülür, Baki Sarısakal,
okulun 1911 yılında İstiklal Ticaret Mektebi olarak kurulduğunu kayıtlarıyla
ortaya koyar, kabul ettiremez. Yanlış tarihte ısrar edilir.
1884 yılında Samsun Mutassarıfı Trabzonlu Osman
Paşa tarafından Hükümet Konağı (Eski Hükümet Konağı günümüzde Bölge İdare
Mahkemesinin bulunduğu bina) restorosyonu yaptırılırken Baki Sarısakal,
yetkililere gerekli uyarıları yaparak binanın eski fotoğraflarını verir.
Restorasyon sonucunda hatalar yapılır: “ Binanın dört tarafında da üçgen
alınlıklı ve sütunlarla süslü çıkmalar vardır. Bu çıkmalar daha sonraları
balkona dönüştürülmüştür.
Ayrıca son restorasyonda park tarafından eski
hapishane hücrelerinin bulunduğu (Bu taş hücreler sıvanmadan olduğu gibi
duvardaki prangalarıyla beraber korunabilseydi) yere üzeri tente ile örtülmüş
kapı açılarak binanın görünümü bozulmuştur. Koruma Kurulunun bu tadilat
projesine bu şekilde nasıl onay verdiğini anlamakta güçlük çekiyorum. “ diyerek
yapılan bu hataları yazar fakat o dönem de yayınlatacak gazete bulamaz.
Baki Sarısakal, Samsun’daki Gazi Müzesi ile ilgili
olarak ortaya attığı iddiasında;
“1919 yılında Mantika Palas Oteli’nde kalan Mustafa
Kemal Paşa’nın Gazi Müzesi’nde sergilenen eşyalarından 1919’dan 2007 yılına
kadar sergilenen Mustafa Kemal Paşa’ya ait 6 adet deri koltuk ve Ulusal
Bağımsızlık Savaşına ait önemli kararların alındığı işlemeli yuvarlak masanın
nerde olduğunu soruyor ve müzede sergilenen eşyaların birçoğunun o dönemde
kullandığı eşyalar olmadığını iddia ediyor. (1969 yılında çekilen Gazi
Müzesinin orijinal fotoğraflarında Çalışma Odasındaki masa üzerinde telefon ve
daktilo görülmezken, bu telefon ve daktilo nasıl Atatürk’ün kullandığı özel
eşyalar arasında yer alıyor. Müze Müdürü Sayın Muhsin Endoğru Beyefendiye
sesleniyorum, Müze Envanter Defterine bakarak bu eşyaların kim tarafından
müzeye, kaç tarihinde hibe edildiğini açıklayınız. Açıklamıyorsanız Mustafa
Kemal Paşa’nın çalışma odasına bir renkli televizyon ile bir bilgisayar da
koyunuz ki, Mustafa Kemal Paşa’nın sözüm ona kullandığı eşyalar arasında bunlar
da yerini alsın? Tıpkı Çalışma odasının yanında bulunan odada yer alan iki adet
sehpa’nın 9.12.1998 tarihinde Samsunlu bir iş adamı tarafından müzeye
bağışlanan ve Mustafa kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da kullandığı eşyalar olarak
sergilendikleri gibi.)”
Baki Sarısakal’ın iddiaları üzerine Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma da halen devam ediyor. Baki Sarısakal,
Samsun halkı adına sorduğu soruların hiçbirisine yanıt alamaması üzerine Kültür
ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ı 13 Mart 2008 tarihinde yeniden göreve
davet ediyor. Aradan geçen süre içerisinde bakanlıktan olumlu ve olumsuz bir
yanıt alamıyor.
Baki Sarısakal, tüm bu örneklere ilave olarak bir
de Samsun’un anıtsal yapıtlarından Büyük Caminin restarosyon çalışmaları
sonucunda ortaya çıkan aksaklıkları belirtir.
Bunun üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri,
Büyük Cami Restarosyonunda yapılan yanlışlıklarla ilgili bir basın açıklaması
yapar:
“Büyük Camii'nin pencereleri önceki zamanlarda
plastikten yapıldığını, göreve geldiğinde bu durumun kendisinde dikkatini
çektiğini, ancak Koruma Kurulu kararları doğrultusunda hareket ettiklerini söyler.
“
Sayın Vakıflar Bölge Müdürlüğü, son cemaat yeri’nde
ki pencerelerin daha önce plastikten yapıldığını söylüyor. Restarosyonun amacı
Camiyi orijinal haline getirmek değil midir? O zaman Caminin minarelerini neden
orijinal hale getirdiniz. Minarelerde neden bir önceki şekillerini
uygulamadınız?
Vakıflar Bölge Müdürlüğü, caminin giriş kapısının
eleştirilmesi konusunda ise,” Caminin giriş kapısının restorasyon işlemleri
göreve gelmeden önce Koruma Kurulu'nun kararıyla yapıldını söylüyor?”
Sayın vakıf yetkilileri, cami restarosyonunda
yapılan yanlışlıkların tümünün Koruma Kurulu kararıyla yapıldığını söyleyerek,
bu kurulu günah keçisi konumuna getiriyor. Sayın yetkililer; Büyük Cami
Restarosyon işinin teknik şartnamesini hazırlayıp ihaleye çıkan sizin kurumunuz
değil mi? Siz, Büyük Cami son cemaat yeri pencerelerinin ve Cami giriş
kapısının ahşaptan yapılacağını teknik şartnameye yazdınız da bunu Koruma
Kurulu mu pencereler plastik, Cami Giriş Kapısı alimünyum doğramadan yapılacak
diye değiştirdi? Böyle bir savunma olur mu?
Yakın zamanlarda şehrimizde bulunan Katolik
Kilisesi restarosyonu yapıldı, Sayın yetkililer, yolunuz düşürse lütfen gidip
bir bakın Kilise’nin pencereleri plastikten, giriş kapısı ise alimünyum
doğramadan mı yapılmış?
Az sayıda cemaati olan bir Kilisenin restarosyonuna
gösterilen dikkat ve özene bakınız, birde binlerce cemaati olan Samsun’un
anıtsal yapılarından olan Büyük Caminin restarosyonuna gösterilen dikkat ve
özene bakınız? Takdiri Samsun kamuoyuna bırakıyorum.
Sayın Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkilileri, yaptığı
basın açıklamasında; Büyük Cami avlu giriş kapısının minyatür bir şekilde
yapılmasına değinmemiş, değinse de onun da Koruma Kurulu kararıyla yapıldığını
söyleyecekti herhalde.
Büyük Cami Avlu Giriş Kapısı bu minyatürlükten
kurtarılmalıdır. “Cami avlusuna tâk şeklinde kare kaide üstünde sağda ve solda
ikişer sütuncuğun yer aldığı bir kapıdan girilmekteydi. Avluya giriş kapısının
sol tarafında şadırvan yer alıyordu “
Avlu girişi eski Cami fotoğrafları dikkate alınarak
yeniden görkemli bir şekilde inşa ettirilmelidir. Avlu kapısının solunda yer
alan şadırvan yerine konulmalıdır. Son cemaat yeri pencereleri plastik yerine
aslına uygun olarak ahşaptan yapılmalıdır. Cami girişi de alimünyum doğrama
yerine ahşaptan yapılmalıdır. Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkililerinden aslına
uygun olarak yapılacak bu restarosyon işlemlerinin gerçekleştirilmesini Samsun
halkı adına rica ediyorum. Yerine getirilmezse İSTİFA denen bir kavramın
olduğunu Samsun halkı adına kendisine hatırlatıyorum.
Samsun’da bulunan tüm sivil toplum örgütleri ve
basın organlarını bu konularda duyarlı olmaya davet ediyorum.
/Baki SARISAKAL
09 Kasım 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder