1 Ağustos 2016 Pazartesi

Adam Gibi Adam, Kenan HAZNECİ

Bugün sizlerle bir kent insanının yaşamını ve yaptıklarını paylaşmak istiyorum.
Kentte yaşamanın bir bedeli vardır. Bu bedel, bir kentte yaşayanların doğduğu yere değil, doyduğu kente karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesidir.
Bunu günümüzde en güzel anlatan deyim, “Kentlilik Bilincidir.”
Üzülerek söylemek gerekirse, özellikle de çok değişik yörelerden göç alan Samsun, “Kentlilik bilinci” Açısından belki Türkiye’nin en şanssız kentlerinden birisidir.
Bu kent, hemen her dönemde Samsun milletvekillerinin çoğunu, iktidar partilerinden çıkartmıştır.
Buna rağmen, Samsun iktidar partisine destek vermenin karşılığını son dönemde ki spor tesis yatırımları hariç, hiçbir iktidar döneminde ne Devlet yatırımları, ne de Devletin özel sektör yatırımlarını Samsun’a yönlendirmesi açısından desteğini görmemiştir.
Kısacası Samsun, hiçbir dönem de siyasi yaptırım gücüne sahip olamamıştır.
Son dönemde siyasi iradenin kendisine biat etmeyen ve destek vermeyen STK’ları yok sayan tavrı nedeniyle, “Kentlilik bilinci” Adına Samsun’a sahip çıkacak ve haklarını koruyacak hiçbir gücü kalmamıştır.
Bu nedenle, kentine karşı sorumluluk duyan bireysel girişimler ön plana çıkmıştır.
Sayısı bir elin parmağını geçmeyen bu isimler kalemleriyle, kameraları ile yazılı ve görsel basın ile sosyal medyada Samsun’un sesi olmayı başarmışlardır.
“Kentlilik bilincine” Sahip kişi sayısının artarak toplu bir güç oluşturulamadığı ortamlarda, bireysel dik duruş ve kentine sahip çıkmak, bilgi brikimi ve deneyim yanın da, en çok da yürek ister.
İşte bu cesur yüreklerden birisini geçtiğimiz hafta içerisinde çok genç yaşta kaybettik.
Gençlik döneminin daha ilk başlarında birlikte geçirdikleri bir trafik kazasında kendisi yaralı olarak kurtulurken, on sekiz yaşında babasını kaybeder.
Sonra da, genç yaşlarda yakalandığı ve kontrol edilemeyen diyabet ( Şeker) Hastalığı nedeniyle bir ayağını kaybeder.
Bu Samsun sevdalısı, emekli olduktan sonra sahip olduğu eski ve yani Samsun fotoğraf arşivi ile çok iyi kullandığı sosyal medya da Samsun’u tüm Türkiye’ye tanıtmaya başladı.
Kısa sürede kazandığı sevgi ve güven sonucu elinde eski, yeni Samsun fotoğrafı bulunanlar da bu arşivi destekledi.
Bu arada gerek Samsun ve gerekse ülke sorunlarına sosyal medyada koyduğu cesur tavırlarla kısa sürede tam bir sosyal medya fenomeni haline geldi.
Atatürk ilkeleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinden ödün vermeyen tavırları ile tanındı. O’nun sosyal medyada yayınladığı Samsun fotoğrafları, özellikle Samsun dışında yaşayan hemşerilerimiz tarafından büyük ilgi görüyordu.
Bu fotoğraflar Samsun sevdalısı bazı arkadaşlar, Samsun’un tanıtımına çok büyük katkısı olacak videolar hazırlayarak sosyal medyada servis ediyordu.
Bir an da çok sevilen ve tanınan bir konuma gelen bu Samsun sevdalısı, 1958 yılında Samsun’da doğmuş ve lise eğitimini Samsun Ondokuzmayıs Lisesinde tamamladıktan sonra baba mesleğini seçerek Ondokuzmayıs Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesinden mezun olmuştu.
Samsun Ondokuzmayıs Lisesi Mezunları Derneği’nin kurumsallaşması adına büyük çabaları oldu.
Öğretmen Hülya Hazneci ile evli olan bu “Adam gibi adam”, KENAN HAZNECİ’DİR. Üniversite’de okuyan biri kız diğeri erkek iki çocuk babasıydı.
***
Her ölüm acıdır. Ama bu ölüm ateşi en çok düştüğü evi yakar. Kenan’ın ki gibi bazı ölümler vardır ki, ailesi kadar olmasa da, çok sayıda insanın da yüreğini dağlar.
Yaşamı ister uzun, ister kısa sürsün, her insanın sonunda gideceği yer, önce bir cami avlusunda ki musalla taşı, sonra da içine konacağı kara topraktır.
Cami avlularında ki cenaze törenlerini hep önemsemişimdir. Çünkü musalla taşında son yolculuğuna hazırlananlar, gerçek dostlarının kimler olduğunu en güzel o gün anlar.
Eğer ölen bir siyasi partinin en küçük biriminden dahi olsa, cami avlusu partililerce doldurulur.
Eğer musalla taşında ki iktidar partisinden birisi ise, bu kez partililer yanında iktidar nimetlerinden yararlanmak isteyen partisizlerde, kendisini göstermek için ön saflarda yer kapma yarışına girer.    
Eğer ölenin siyasi bir misyonu yok ise, cami avlusundakiler rahmetlinin gerçek dostlarıdır.
Ama öyle cenaze törenleri de olur ki, cami avlusu siyasetçilerin cenazesinde ki kalabalığı aratmaz. Ama bu kalabalığın iki büyük farkı vardır.
Birisi, cami avlusunu dolduranlar, ölenin gerçek dostlarıdır ve avluda ki konuşmaların tamamı, diğerlerinin aksine musalla taşında yatanın bıraktığı izler ve unutulmaz anılarıdır.

İkincisi ise, kentine olan sınırsız sevgisi ve “kentlilik bilinci” İle kentine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi ve çevresinin sevgi ve takdirini kazanmış olmasına rağmen, bu kalabalığın içerisinde bir tek siyasetçi ve özellikle de bir tek kent yöneticisinin bulunmamasıdır.

Hele de musalla taşında yatan kişi, kentinin çıkarları adına siyasetçilerin ve kent yöneticilerinin yanlışlarını gündeme getiren birisi ise, özellikle gelmezler.

Sevgili Kenan Hazneci’nin cenaze töreni de bu tip ders alınacak nitelikteydi.
Kısacası cenaze törenleri, samimiyet ile samimiyetsizliğin ölçüldüğü, gerçek dostların test edildiği yerdir.
İşte onun için Sevgili Kenan Hazneci’yi, ”Adam gibi adam” Diye tanımlıyor ve son yolculuğunda cami avlusuna topladığı kendisine karşılıksız sevgi besleyenlerin sevgisini sonuna kadar hak ettiğini söylüyorum.
Tek üzüntüm, elinde Samsun ile ilgili geniş arşiv bulunan diğer birkaç arkadaşımızla birlikte, gelecek kuşaklara armağan etmeyi planladığımız kitabı Kenan’ın sağlık sorunları nedeniyle çıkartamamış olmamızdır. 
58 yaşında bizlere çok erken veda eden sevgili dostumun sağlığında çevresine saçtığı ışığın, bundan böyle yattığı yeri aydınlatması dileğiyle, rahmet diliyorum.
Başta eşi Hülya ve çocukları Onur ve Özge olmak üzere tüm ailesine sabır diliyorum.
İyi ki tanımışım ve iyi ki dost olmuşum, Sevgili Kenan. Rahat uyu dostum.
Güzellikler yaşayacağımız bir hafta dileğiyle..
/Sadi SUBAŞI
01.08.2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder