Bakmayın siz inşaat teknolojisindeki gelişmelere
ayak uydurarak her geçen gün biraz daha güzelleşmesine, ekonomik, sosyal ve
iktisadi göstergeleri hiç de iyi değil Samsun’un. İller arası yarışta ne yazık
ki birkaç kalem hariç her geçen gün biraz daha geriye düşüyor. Bunu yerel
muhalefet yöneticileri söylemiyor, T.C. Devleti’nin resmi rakamları söylüyor.
Mutlak değerlerimiz artıyor ama Türkiye genelindeki
payımız düşüyor. Bir başka ifadeyle Samsun’un dünüyle olan yarışı kazanıyoruz;
bugünümüz dünümüzden iyi. Ama iş iller arasındaki yarışa gelince bir iki kalem
dışında tüm alanlarda geriye düşüyoruz. Nüfusumuz artıyor ama Türkiye
genelindeki sıralamamız geriliyor. Otomobil sayımız artıyor ama binek aracında
bir türlü Türkiye ortalamasını yakalayamıyoruz. Trafikteki sıkışıklık sorunumuz
otomobilimizin çokluğundan değil yol ve meydanlarımızın azlığından.
Sanayimiz hala küçük ölçekli; sadece yüzde biri
büyük ölçeğe sahip. Tüm organize sanayi bölgelerinde çalışan toplam işçi sayısı
daha yeni yeni altı bini biraz geçti. Bu rakam Antep, Konya, Kayseri gibi
illerdeki kimi firmaların çalıştırdığı işçi sayısının üçte, hatta dörtte, beşte
birine ancak denk geliyor. Turizm belgeli yatak sayısındaki Türkiye
ortalamasını ikiye üçe katlayan atışa rağmen turizm sektörünün Samsun’u
sırtlaması için çok uzun zamana ve küresel ısınma nedeniyle güneyden çok ciddi
şekilde kaçışa ihtiyaç var.
Samsun’un Allah vergisi doğal güzelliği, konumundan
da beslenen ve zamanın idarecilerinin büyük bir öngörüyle gerçekleştirdikleri
ulaşım olanakları, bu kentin önce bir “üniversite” daha sonra da “kültür-bilim
ve sanat” kenti olmasına imkan hazırlıyor. Bütün mesele bu kentin karar
vericilerinin bu konuyu yeterince sahiplenmeleridir.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türkiye’nin en büyük
yerleşkelerinden birisine sahiptir. Yeni yapılaşmalar için yeterli alan
fazlasıyla var. Başarı Üniversitesi kapatıldıktan sonra yerleşke Hazine’ye
intikal etmiştir. Bir taraftan OMÜ hem bina hem akademik kadro hem de öğrenci
kapasitesiyle büyütülürken diğer taraftan da Başarı'nın devlete intikal eden
yerleşkesinde pekâlâ ikinci bir devlet üniversitesi kurulabilir.
Ben bu safhada YÖK’te geniş bir çevreye ve büyük
bir etkinliğe sahip Prof. Dr. Sait Bilgiç’in OMÜ rektörlüğüne atanmasını Samsun
adına bir şans olarak görüyorum. Sait Hocanın bu kente ikinci bir üniversite
kazandırması onun adının bu kentte ölümsüzleşmesini sağlayacaktır.
Üniversite kenti Samsun hayal değil gerçekleşmesi
en kolay olan bir proje olarak duruyor karşımızda. “Üniversite Kenti Samsun” ya
da bir sonraki adım olarak “Bilim-Kültür-Sanat Kenti Samsun” aynı zamanda
sağlık kenti Samsun, turizm kenti Samsun demektir.
/Osman KARA
23.08.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder