Bafra'da yaşanan "karton kutu makinesi"
skandalı, bu kentin meselelere bakışındaki sakatlığın tipik bir örneği ve inkar
edilemez şekilde dışa vurumudur. Ortada dış pazara ihraç edilecek ya da iç
pazara sunulacak ve ambalajlanacak bir ürün olmamasına rağmen birilerinin hangi
akla hizmetle aldığı ve Bafra Sebze Üreticileri Birliği'ne dayattığı bir
"karton kutu ambalaj makinesi" olayı daha doğrusu skandalı vardır.
Kimin aklına nereden esmişse esmiş kimse istemediği halde Samsun İl Özel
İdaresi'nin sayın yetkilileri devlet kesesinden 247.000(eski hesapla 247
milyar) TL harcayarak bir "oluklu mukavva karton kasa makinesi" alarak
Bafra Sebze Üreticileri Birliği'ne hediye etmişler! Birlik Başkanı Mehmet Bilgiç'in
açıklamalarına göre "bizim ihracatımız dolayısıyla makineye
ihtiyacımız" yok demelerine rağmen "ihracat yaptığınızda
kullanırsınız" denilerek makineyi adeta metazori vermişler.
Aradan üç yıl geçmiş; şimdi "makineyi niye
kullanmıyorsunuz" diye soruşturma açıyorlar! El insaf! Eğer bir soruşturma
açılacaksa bu "niye kullanmadınız" soruşturması değil "kim niye,
neden ve nasıl aldı" soruşturması olmalıdır. İhtiyaç duyulmayan bir
makinenin niye kullanılmadığı değil ihtiyaç duyulmayacak o makinenin kim
tarafından niye, nasıl ve hangi hesaplarla alındığı ve kamu kaynaklarının
kullanımındaki hesapsızlık ve plansızlık soruşturulmalıdır.
Bu kent önceliklerin doğru hesaplanmaması nedeniyle
akıl dışı yatırımlar mezarlığına dönmüştür. Bunlardan birisi ve en pahalısı ve
en gereksizi Büyük Cami önündeki akıl almaz yeraltı oto parkı ile yaya geçidi
ise bir diğeri de atıl vaziyette duran Samsun-Çarşamba Havaalanı Kargo
Tesisleridir. Siyasetin hesapsızlığının tipik örneği olan bu tesise yatırılan
milyon dolarlar çok daha verimli ve çok daha üretken projelere harcanabilir ve
kente hem istihdam hem de katma değer olarak geri dönerdi. Harcanan paraya,
zamana, emeğe ve kurulan hayallere, yiten güvene yazık olmuştur.
Hayıflandığım bir diğer siyaset kurbanı yatırım da
Samsun Tersanesi yatırımıdır. Son derece doğru bir proje siyasetçilerin küçük
hesaplarına kurban edilmiş hem önemli bir fırsat kaçırılmış hem halkın umutları
ve hayalleriyle acımadan oynanmıştır. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın
Yusuf Ziya Yılmaz'ın "1 Kasım 2004'te ilk geminin denize ineceğini"
müjdelediği Samsun tersanesinin hala altyapı çalışmaları sürmektedir. Bu arada
ne yazık ki dünyanın gemiye olan talebi de neredeyse sıfırlanmış, mevcut
tersaneler sipariş alamaz duruma düşmüşlerdir. Önümüzdeki yıl tersanelerin
kapanma yılı olacaktır. Ve Samsun'un hayali bir daha ve çok uzun süre
yeşermemek üzere solacaktır.
Hep siyasilerden bahsettik ama kentin aldanışında
ve aldatılışında, kaynakların heba edilişinde suçlular sadece siyasetçiler
değildir. Yanlışa karşı çıkma cesaretini kendinde bulmayan meslek mensupları,
bunların temsilcileri, bırakın karşı çıkma yiğitliğini üstüne üstlük bir de
yağcılık ve yalakalığa soyunan kimi gazeteciler ve hiç hesapları olmaması
gerektiği halde suskunluğa bürünmeyi taşıdıkları unvanla bağdaştırabilen sözde
akademisyenler siyasetçilerden daha suçludur ve bu kent insanları; bir gün asıl
vicdani ve ahlaki hesaplaşmayı onlarla yapacaktır.
13.09.2011
/Osman KARA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder