Yıllar öncesi birileri çıktı güzelim sahillerimizle
oynamaya başladı. Taş yığınlarından sahillere T’ler yaptı. O dönemde sormuştuk
bu T’ler neyin nesi? Kimileri ciddi biçimde cevap veriyordu, kimileri de ‘Ti’
geçiyordu. T’leri yapanlar sahili kurtarma adına yaptıklarından söz ediyordu. İyi
de sahilimizde bir şey yoktu ki. ‘Olacak’ dercesine ‘var’ diyorlardı.
Nitekim oldu. T’ler sahillerimizin kemirilmesini
sağladı. T’lerin çoğalmasına zemin hazırladı. Bilinerek yapılırcasına. O yıllarda
İsmail Başaran ile Trabzon’a gidiyorduk. “Nedir bu T’ler?” diye sordum, sevgili
Başaran’ın esprili cevabı ‘Trabzonspor’ olmuştu. ‘Hayır’ diye itiraz etmiştim. ‘Olsa, olsa Takoz’ deyivermiştim.
Gerçekten de Karadeniz’in takozu oldu. Önceki gün
Taflan sahiline bakıyordum da o güzelim kumluğun yerini dökülen taşlar almış. Sahil
tamamen katledilmiş. Adeta savaştan çıkmış hale getirilmiş. Yazık çok yazık.
Yapılmak istenen nedir, bilemiyorum ama sahilleri
karaya çevirmenin bir yolu gibime geldi. Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı Yapı Denetimi Taslağı hazırladı. Bu taslakta ‘Kıyı ve dolgu alanları’
ile ilgili maddeler yer alıyor. Bu maddelere Mimarlar Odası sert tepki
gösterdi. Başkan Selami Özçelik, yerel yönetimlerin devre dışı bırakılacağını,
sahillerin peşkeş çekileceğini ve Samsun’daki dolgu sahalarının imara
açılacağını öne sürdü. Yani kıyılar
şekil değiştirecek. Kıyıların özgün durumlarına darbe vurulacak. Bütün bunlar
para için yapılacak.
Mimarlar Odası Başkanı Selami Özçelik, olumsuzlukları
dile getirirken, engel olunması yönünde bence ağırlıklarını koymalı. Aksi
taktirde Samsun sahilsiz kalır. Hırçın Karadeniz’in intikam almasına dek. Yanılıyor
muyum, ne dersiniz?
Üretici ne
yapsın?
Ülkemizin önemli ovalarından biri de Çarşamba
Ovası. Bu ovada özellikle fasulye üreticisi şaşkın durumda. Neden mi? Üretici ürettiği fasulyeyi toplatabilmek için
işçiye günde 40 lira ücret ödüyor.
Bir işçi günde ortalama 70 kilo fasulye
toplayabiliyormuş. Toplatılan fasulye
traktör römorklarına yüklenerek Çarşamba Hali’ne getiriliyor. Getirilen
fasulyeye burada verilen kilo fiyatı 30 kuruş. Bir işçinin bir günde topladığı
70 kilo fasulyeye böylece 21 lira fiyat veriliyor.
‘Zararın
neresinden dönülürse kardır’ diye düşünen üretici toplatılmasına 40 lira ödediği
fasulyeyi 21 liraya satmak zorunda kalıyor. 70 kilodaki 19 liralık zarara
üretim maliyetleri ve nakliye dahil değil. Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım. Üretici
ne yapsın? Zararı ne denli karşılayabilir? Üst üste 2-3 yıl zarar eden üretici
fasulye eker mi?
Alternatif ürün arayışları da üreticiye
kazandırmayınca ne yapmalı? Bana sorarsanız, üreticinin yapabileceği ki, çoğu
köyde o yapılmış durumda tarlasını zorunlu nadasa bırakacaktır. İhtiyaç da
tarım ülkesi olmamıza rağmen ithalatla sağlanır hale gelecektir. Bu
plansız-programsız üretim yapmanın bir sonucudur.
Köylü plan-program yapmaktan yoksunsa tarım
kuruluşlarımız ne güne duruyor? Bugün Çarşamba’da fasulye üreticisinin başına
gelenler, yarın Bafra’da biber, domates, salatalık, kavun, karpuz üreticisinin
başına gelmeyeceği ne malum? Kısacası hiçbir şeyde çekidüzen vermeyi
beceremiyoruz. Faturasını ödeyemez hale gelirsek, sorumlusu kim olacak? Yorum
sizin.
Bu yollar ne
olacak?
Dün bir yolcumuzu otogara bıraktıktan sonra
Derecik’ten Büyükşehir Belediyesi Huzurevi önünden, Balaç’a, buradan da
Türk-İş’e indim. Hay inmez olaydım. Yoğun araç trafiğinin yaşandığı bu yol, köy
yollarından çok çok kötü. Bu yöreler de belediye sınırlarındaymış. Yani Atakum
Belediyesi’ne dahil.
Yaz geldi, yol çalışmasına falan rastlayamadık. Bırakın
sokakları, bulvarlar kaderiyle baş başa. İster istemez, “Hani Büyükşehir
Belediyesi?” diye kendi kendime sordum. Bu koca bulvarlar ara sokak
görüntüsünden kurtarılmayacak mı? Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz
bu yollardan hiç mi geçmedi? Geçmediyse geçmeyi düşünmüyor mu? Geçtiyse bu yolu
bu yaz yapmayı düşünmüyor mu? Bu yol otogar, Ankara, İstanbul ve diğer
yörelerden gelenleri Atakum’a ulaştıran yol oluvermiş, hem de kendiliğinden.
Gelip geçenlerin tepkisi bir yana, Büyükşehir
Belediyesi’nin uğrattığı hayal kırıklıkları bir yana. Yerel seçimlere
yaklaşmakta olduğumuz şu dönemde Büyükşehir Belediyesi’nin cadde ve bulvar
yapımlarındaki duyarsızlığı AK Parti’ye zarar verecek gibime geliyor. Yoksa
Başkan Yılmaz, aday olmayacağı için mi pek önemsemiyor?
Ne dersiniz?
/Avni DEMİR
19.06.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder