Samsunlu Yazar Ali Kayıkçı’dan olay olacak
açıklama; "Fransa Reji İdaresi tarafından öldürülen 60 Bin Türk
Vatandaşına tazminat ödensin!"
Merkel’in Açıklaması
Akla Fransız Reji İdaresi’ni Getirdi.
Samsunlu Araştırmacı Yazar Ali Kayıkçı, Almanya
Başbakanı Merkel'in, Alman ırkçı fanatikleri tarafından “Dönerci cinâyetleri”
olarak bilinen katliamlarda hayatlarını kaybeden 8 Türk için her birinin
ailelerine 10’ar bin Avro ödemeyi kabul ettiğini açıklaması üzerine, başta
Samsun olmak üzere Türkiye’nin 6 bölgesinde Reji İdaresi’nin güvenlik
kuvvetleri tarafından öldürülen 60 Bin kişi için de tazminat istenmesini
gündeme getirdi.
Kayıkçı, “Tütün Tekeli”ni elinde bulunduran Fransız
Reji İdaresi’ne bağlı Reji Kolcuları, Osmanlı hâkimiyeti içinde bulunan
topraklarda, 28 Mayıs 1883-13 Haziran 1923 tarihleri arasındaki 41 yıl içinde
60 bin vatandaşımızı “tütün kaçakçılığı” yaptığı gerekçesiyle
katletmişti." diyerek öldürülenlerin ailelerine Fransa’nın tazminat
ödemesi gerektiğini belirtti.
Neler
Olmuştu?
Tarihçi Yazar Kayıkçı, Fransa hükümetinin Fransız
kolcularının 41 yılda öldürdüğü 60 Bin Türk Vatandaşı için istediği tazminatı
tarihi deliler ve belgelerle destekliyor.
İşte
Kayıkçı’nın araştırması;
“28 Mayıs 1883 tarihinde “Osmanlı Tütün
Gelirlerinin Toplanması” için bir Avrupa kuruluşu olan ve başında da
Fransızların bulunduğu Reji Şirketi’ne ülkemizdeki “tütün yapım ve satım
hakları” devredilmiş, işin kontrol yetkisi de “Osmanlı Borçları”nı takip ve
tahsili ile görevlendirilmiş bulunan “Duyun-u Umumiye” idaresine verilmişti.
Reji, elde ettiği bu “Tekel” olma yetkisi sayesinde
tütün alım fiyatlarını daima düşük tutmuş, satış fiyatlarını ise yüksek
belirlenmişti. 1885–1886 sezonunda 7,6
kuruş olan tütün alım fiyatları, 1912–1913 sezonunda da 10,3 kuruş olarak
gerçekleşmişti. Aynı yıllarda satış fiyatları ise 21,6 ve 35,3 kuruş olarak
belirlenmişti. Yüzde 300 gibi oldukça yüksek bir kârlılık nispetindeki bu
durum, Reji dışı alım satım yapan ve 4–5 katı fiyat veren tüccarlar ve
üreticiler için kaçakçılığı teşvik etmiş ve neticede yeni bir sektör ortaya
çıkmıştı.
Aynı yıllarda Osmanlı İmparatorluğu Maliye
Bakanlığı bünyesinde çalışan personel sayısı sadece 5 bin iken, Duyun-u Umumiye’nin 9 bin personeli görev
yapıyordu. O günkü şartlara göre 1.200-2.000 Sterlin gibi oldukça yüksek
maaşlar ödenerek çalıştırılan bu personelin maaşları da Osmanlı İdaresinden
ayrıca tahsil edilmişti. Bu yetmezmiş gibi Reji İdaresi, Kuruluş Şartnamesi’nin
3. maddesindeki, “Şirket, tütün
kaçakçılığını önlemek için gereken memurları kendisi tayin eder” imtiyazına
dayanarak çoğu da Balkan ülkelerinden getirilen elemanlardan teşekkül eden “atlı-silâhlı kolcu” teşkilâtlarını kurmuş ve
bunların giderlerini de köylünün ürettiği tütününden çıkararak ödemişti.
Reji
Kolcuları “Terör” Estiriyor
Başlarında Fransız ve zaman zaman da İngiliz
yöneticilerin bulunduğu bu “Reji Kolcuları” yalnız tütün kaçakçılığı ile
mücadele etmiyor, bu bahaneyle toplumda bir baskı unsuru olarak halka büyük
eziyetler yapıyordu.
Dönemin Türkçe basınında bunlar için; “Serkeşler”, “Ejderler”, “Mahlûkat-ı
Garibeler/Garip Mahlûklar” ve “Türkçe Bilmeyen Arnavutlar” gibi yakıştırmalarla
hemen her gün haberler çıkıyor; gazeteler, kolcuların halktan haksız yere para
toplamaları, üzerinde “bir kıyye miktar/çok az bir şey” tütün bulunan zavallı
köylüleri kadın erkek ayırımı gözetmeden kurşuna dizdikleri, idam ettikleri
veya taciz ve ırza geçme suçlarını işlemek suretiyle âdeta canlarından
bezdirdikleri haberleriyle çalkalanıyordu.
Döşeğin Kalınlığından Şüphelendiler
Bunlardan 4 Mart 1903 tarihli Sabah Gazetesinde
çıkan bir haberde, İnegöl kazasının Adabeni köyünde bir vatandaşın, kolculardan
tütününü saklamak için, tütünlerden döşek yapıp üstüne hasta süsü vererek yattığını,
kolcuların da tâ evin içine girerek köşe bucak arama yaptıklarını, bu sırada
döşeğin kalınlığından şüphelenilmesi üzerine adamı kaldırıp “derdest”
ettiklerini yazmıştı.
Ege Bölgesindeki “efe”lerin dağlara çıkma sebepleri
arasında da hep bu “kolcu” zulümlerinin yattığı bilinen bir başka gerçek
olmuştur.
Kolcuların yetki tahakkümleri yanında etnikçilik ve
yabancı sermaye işbirlikçiliği zulümleri karşısında ülke çapında yer yer toplu
gösteri ve yürüyüşler yapılıyor, Padişaha toplu dilekçe vermeler ve
mahkemelerde hak aramalar oluyorsa da “Reji Avukatları”nın onları savunmaları,
hapislerde beslemeleri ve çıktıklarında da eski işlerine dönmeleri karşısında
çaresiz kalıyor ve dağa taşa türküler ve ağıtlar yakarak haksızlığa isyan
ediliyordu:
“Kör olsun Kolcu Avni/Öksüz bıraktı seni,
Nenni torunum nenni/Sabret gelir zamanı…”
“Gidelim gidelim de Halil’im/Çökertmeye varalım,
Kolcular görünce de Halil’im/Nerelere kaçalım?
Teslim olmayalım Halil’im/Aman kurşun saçalım…”
41 Yılda 60
Bin Kişi Öldürüldü
Tütün kaçakçılığı gerekçesiyle kolcular ile
köylüler arasında çıkan çatışmalarda 50–60 bin kişinin öldürüldüğü, sadece 1901
yılına ait kayıtlarda bu sebepten dolayı katledilen insan sayısının 20 bine
ulaştığı; başta İ.Hakkı Uzunçarşılı ile Oktay Gökdemir, Kâzım Berzeg, İ. Habib
Sevük ve Mustafa Gazalcı gibi tarih araştırmacılarının eserlerinde, Toplumsal
Tarih gibi dergilerde bildirilmektedir.
Samsun’da faaliyet gösteren “Yerel Tarih Grubu”
tarafından hazırlanan “Fabrikanın Zilleri Sustu-Adı Kaldı: Reji” başlıklı 2006
basım tarihli eserde yer alan makalelerde de konu hakkında özet bilgiler
bulunmaktadır.
Fransa, 600
Milyon Avro Tazminat Ödemeli
Almanya Başbakanı Merkel’in, “Dönerci Cinayetleri”
sebebiyle öldürülen her bir Türk’ün ailesine 10 bin Avro ödemeyi kabul ettiğini
açıklamasının ardından, Türk
Hükümeti’nin de bunu esas alarak 28 Mayıs 1883 tarihinde “Osmanlı Tütün
Gelirlerinin Toplanması” için kurulan ve başında da Fransızların bulunduğu Reji
Şirketi (Regie Coninteressedes Tabacs Ottomans)’nin 13 Haziran 1923 tarihine
kadar geçen yaklaşık 41 yıllık süre içerisinde kolcular vasıtasıyla öldürttüğü
insanlarımız için de “Tazminat” ödemesi gerektiği akla geliyor.
60 bin kişi için 10 bin Avro hesabıyla 600 milyon,
yaklaşık 1,5 milyar Türk Lirası’na denk geliyor.
21 Şubat 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder