Kentler tarihi miraslarına sahip çıkabildikleri
sürece saygınlığını korurlar. O oranda yaşanır ve aranır kent olurlar. Kentin
güncel gelişmelere ayak uydurması ve çevre düzenlemelerine önem vermesi, tabii
ki güzel şeylerdir ama bunlar yeterli değildir. Araştırıldığında görülecektir
ki, öne çıkan kentlerin önemli bir misyonu vardır. Bu, ya tarihi dokunun
korunması veya o kente canlılık kazandıracak bir takım geleneksel etkinliklerin
sürdürülebilmesi ile mümkündür. Bu açıdan Samsun’a baktığımızda çok da hoş
olmayan yanlışlarla karşılaşırız. Bu kent Samsun’u yaşanır ve aranır yapan çok
önemli değerlerini hovardaca harcamıştır. Samsun, çok az kente nasip olacak
tarihi bir misyona sahiptir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilkadımı
olan 19 Mayıs 1919 tarihi ile özdeşleşmiştir.
Böyle bir misyona yeterince ve bu tarihi olaya
yakışacak oranda sahip çıkabildik mi sorusuna ne oranda evet diyebiliriz?
Samsun’a ticari canlılık katan, sosyal yaşamını
renklendiren Samsun Fuarı’nın yok edilmesine seyirci kalmadık mı? Samsun’un
geçmişine imza atan kiliseler, konsolosluk binaları, tiyatro ve müzikholler,
eski Samsun evleri, çeşmeler, yeşil alanlar da yok artık. Kimisi inşaat
rantına, kimisi de bakımsızlığa kurban edildi. Kentlerin geçmişini yansıtan çok
önemli bir başka şey de, o kent için simge haline gelen sokaklar ve
caddelerdir. Çünkü sokak ve caddeler o kentin yaşamını düzenleyen, kente can
katan ve yönlendiren yerlerdir. Hemen her kentin simgesi olmuş cadde ve
sokakları vardır. Bunlar, ya tarihi yapılarlarıyla veya yaşanan anıları ile
ünlenmiştir. Bir zamanlar Samsun’un da böyle bir caddesi vardı. Ne yazık ki,
1960 ile 1990 arasını yaşayan Samsunlular için unutulmaz anılarla dolu,
ticaretin merkezi Mecidiye Caddesi de diğerleri gibi yok olma tehlikesi ile
karşı karşıyadır.
O yılları yaşayanlar hatırlayacaktır, gençlerin en
büyük tutkusu hemen her akşamüzeri yapılan Mecidiye turlarıydı. Okuldan çıkan
gençler eve gitmeden mutlaka bir Mecidiye turu atar, gruplar halinde
gezerlerdi. Çevre illerden Samsun’a gelenlerin ilk gittikleri, alış veriş
yaptıkları mekân Mecidiye’ydi. En gözde markaları satan mağazalar da burada yer
alıyordu. Her branştan doktorlar, Samsun’un en eski eczaneleri de bu cadde de
yer alıyordu. Mecidiye tertemizdi. Mağaza sahipleri birbirinin dostuydu. Ahilik
gelenekleri bu arastalarda geçerliliğini hala koruyordu. Ne var ki, artık bu
caddenin o eski aranır hali kalmadı. Önce bankaların bu caddede ki köşe
başlarını ele geçirmesi ile Mecidiye ticari merkez olma özelliklerini
kaybetmeye başladı.
İstiklal Caddesinin canlanması ve tanınmış ticari
işyerlerinin buraya kaymasını, özellikle Samsun dışından gelen işsizlerin her
türlü kontrolden uzak şekilde bu caddeyi işporta tezgâhları ile doldurması
izledi. Mecidiye’nin hemen her noktasına yayılan seyyar satıcıların ve yeni
moda ucuzcu dükkânlarının caddeye de yayılan tezgâhları Mecidiye’de yürümeyi
dahi zorlaştırmış ve burası mecbur kalmadıkça insanların gitmek istemedikleri
yer haline gelmiştir.. 1980’
li yıllardan sonra önemini yitirmeye başlayan Mecidiye Caddesine en büyük
darbe, Mecidiye’yi ortadan ikiye bölen ve örneği ancak şehirlerarası
otoyollarda görülebilecek geçit ile vuruldu.
Samsun’un en önemli Müzesi olan Gazi Müze’sine
turistik tur araçları ile ziyaretçileri getirebilmesi dahi mümkün olmuyor. Samsun’da
ara sokaklar dahi yeniden dizayn edilirken, böylesine önemli bir caddenin
tamamı ve etrafında ki Kaptanağa ( Bu cadde bir zamanlar Protokol Yolu diye
tanımlanırdı), 19 Mayıs Bulvarı, Konak Sineması önü çok bakımsız bırakıldı. Yer
döşemeleri dahi o kadar yıpranmış ki, çoğu yerinden oynamış, basınca çamurlu
suyun üzerinizi veya bir başkasının üstünü kirletmeden yürümenin imkânı yok. Bir
tarafı geçitle diğer tarafı da bariyerlerle kesilmiş bu caddeye acil durumlarda
ambulans giremez. Anahtarı üzerinde taşıyan belediye görevlisini bulamazsanız
işiniz Allah’a kalmış demektir. Bir yangın olayının her tarafı sarıp bir
felakete neden olmadan itfaiyenin olay yerine ulaşması, tamamen şansa
kalmıştır. Tüm bunlara rağmen bu cadde Samsun için hala önemli bir ticaret
merkezidir. O nedenle de bu caddeye mutlaka el atılmalıdır.
Aslında bu caddenin yeniden canlanması için yeni
bir fırsat doğmuştur. Geçidin diğer yanında kalan ve eski sigara fabrikasının
yerine yapılmakta olan büyük iş merkezi “Samsun Bulvar” bu yöreye ticari bir
ivme kazandıracaktır. Ancak, bu şansı kısıtlayan en büyük engel, bu geçittir. Bu
geçit, Samsun Bulvar’ı da olumsuz etkileyecektir. Bu geçit, giriş ve
çıkışlarında yer alan asansör kuleleri, hem büyük bir görüntü kirliliği
yaratmakta hem de, amaçlanan hizmeti verememektedir. Dokuz dükkânı beş yıldır
boş duran bu geçidin belki de en geçerli işlevi geçidin içinde yer alan halka
açık tuvaletlerdir.
Çözüm, 19 Mayıs Bulvarını Gazi Caddesi ile kesişme
noktasında yer altına indirerek Gazi Caddesine (Mecidiye) yeniden bütünlük ve
işlerlik kazandırmaktır. Bu nedenlerle gençliğini Samsun’da yaşayan hemen
herkesin bir anısının bulunduğu Mecidiye yeniden Samsun’a kazandırılması
önemlidir. Mecidiye Caddesi hem her yıl bir yenisi açılan veya açılacak olan
büyük alışveriş merkezlerinde yer verilmeyen Samsunlu ticarethane sahiplerinin
korunması açısından da önemlidir. Ayrıca Samsun’da vergisini veren ve Samsun’a
katkıda bulunanların sadece Samsunlu ticarethane sahiplerinin olduğu gerçeği de
göz ardı edilmemelidir. Uzun bir aradan sonra Samsun’a gelenlerin şaşkınlıkla
izlediği ve “Bu caddeyi bu hale nasıl getirdiniz?” sorularına muhatap olmak bir
Samsunlu olarak beni üzüyor. Bu caddeye ve yöresine el atma zamanı geldi de
geçiyor diye düşünüyor ve bu sütunlardan Samsun’u yöneten kent yöneticilerimize
sesleniyor ve “Lütfen Samsun’u bu ayıptan kurtarın” çağrısı yapıyorum. Saathane
ve yöresi gibi çok geniş bir alanda düzenleme hazırlıkları yapan Büyükşehir
Belediye Başkanlığımızın çok daha kolay bir düzenleme bekleyen tarihi Mecidiye
ve yöresine de el atacağına inanıyorum. İyi haftalar..
/Sadi SUBAŞI
20 Şubat 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder