İki hafta kadar önce Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK), Türkiye’nin nüfus değişimi ile ilgili 2011 verilerini açıkladı. Adrese
Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre, 56 ilin nüfusu artarken Samsun'un nüfusu
2011 yılında bir önceki yıla göre 964 kişi azalarak 1 milyon 251 bin 729'a
düştü. Samsun'un nüfusu önceki yıllarda az da olsa artmış, 2008 yılında 1
milyon 233 bin 677, 2009 yılında 1 milyon 250 bin 076, 2010 yılında 1 milyon
252 bin 693 olarak tespit edilmişti. Aslına bakarsanız nüfus artışının olmaması
bir kentin sosyal yapısını koruması anlamına da gelir. Bu da geçmişinde çok göç
alarak kozmopolit bir kent haline gelen Samsun gibi bir il için olumlu bir
gelişmedir diye de düşünülebilir. Ancak bu nüfus azalması, Samsun’un bazı
eksiklerini de ortaya koyması bakımından incelemeye değer diye düşünüyorum. Samsun
ve ilçelerinde ki nüfus değişimine bir göz attıktan sonra bazı konulara
değinmek istiyorum.
2011 yılı - 2010 yılı
Alaçam: 29.196 - 29.949
Asarcık: 18.597 - 18.867
Atakum: 131.355 - 123.904
Ayvacık: 23.611 - 24.211
Bafra: 143.706 -144.465
Canik: 91.861 - 91.052
Çarşamba: 137.538 - 137.362
Havza: 44.332 - 45.188
İlkadım: 312.185 -315.089
Kavak: 20.405 - 20.940
Lâdik: 17.551 - 17.849
Ondokuzmayıs:24.249 - 24.338
Salıpazarı: 19.902 - 20.393
Tekkeköy: 49.245 - 49.302
Terme: 74.486 - 74.912
Vezirköprü: 104.317 -105.447
Yakakent: 9.193 - 9.425
Toplam: 1.251.729 - 1.252.693
Tablodan anlaşılacağı gibi Samsun’un üç ilçesi
Atakum, Canik ve Çarşamba ilçesinde az miktarlarda da olsa nüfus artışı olmuş
buna karşılık diğer tüm ilçelerinde nüfus kaybı yaşanmıştır. Eğer Samsun adına
bazı olumlu gelişmeler yaşanmazsa bu düşüş artarak sürecektir. Merkez
ilçelerimizden Atakum ve Canik’ de ki artışları İlkadım ilçesinden bu ilçelere
kayan nüfusla açıklayabiliriz. İlkadım, kentin eski mahallelerini kapsar.
İlkadım İlçe sınırları içersinde geçmişte yapılan büyük şehirleşme ve imar
hataları sonucu İlkadım bölgesinde yaşam zorlaşmıştır. Özellikle İlkadım’da ki
otopark sorunları bu bölgede ki insanların bir kısmının, daha planlı olarak
düzenlenmiş Atakum’a kaymasına neden olmuştur.
Canik’in de son yıllarda hızlı bir gelişme
göstermesi ve Hasköy sırtlarında yapılan çok sayıda modern site ile TOKİ
binaları nedeniyle İlkadım’dan da Canik’e nüfus kaymasına neden olmuştur. İlkadım’ın
nüfus kaybı 2904, Canik ve Atakum’un aldığı nüfus ise, 8260 kişidir. Arada ki
fark ise komşu illerden ve diğer ilçelerden gelenler diye düşünebiliriz. Bence
sorun, Samsun’un nüfusun azalması değil, neden artmadığıdır. Bunun tek
açıklaması olabilir. O da Samsun’un artık cazibe merkezi olma özelliğinden
hızla uzaklaşıyor olmasıdır.
Eskiden Samsun’da emekli olanlar yaşam yeri olarak
Samsun’u seçerlerdi, artık seçmiyorlar. Samsun’da son dönemlerde görsel anlamda
önemli düzenlemeler yapılmış olsa da, bunlar yeterli olmuyor. Çünkü insanlar
karınlarının doyduğu ve mutlu olabilecekleri kısaca yaşamın kolay olduğu
yerleri yaşam yeri olarak seçiyorlar. Son yıllarda Samsun’un yerli ve seçkin
ailelerinden bir kısmı da, kentin bunaltan yaşam şartları nedeniyle,
yaşamlarını sürdürmek üzere Ege ve Akdeniz Bölgesinin turizm merkezlerine
kayıyorlar. Samsun ekonomik yönden hızla fakirleşiyor. Bakmayın siz, bankalarda
çok büyük bir sermaye olduğu söylemlerine. Bunlar Samsun içinden ve dışından az
sayıda ki kişinin kişisel hesaplarıdır ve yatırıma girmeden faiz de veya
gayrimenkul yatırımlarında değerlendirilmektedir.
Karadeniz Bölgesinin tüm illeri teşvik kapsamına
alınırken, sadece Samsun cezalandırılırcasına kapsam dışında bırakılırsa,
Samsun’da kimse yatırım yapmaz. Bunun anlamı, yeni iş sahalarının
açılmamasıdır. İşsiz kalanların da iş umudu ile Samsun’u terk etmesidir. “Teşvik
veremedik, sizi CAZİBELİ KENT yapacağız” diyenlere inanarak oyalanan ve sonra
da başka illerin “Cazibeli Kentler” kapsamına alınışına seyirci kalan bir kent,
göç vermeye mahkûmdur. Vaatlere bu kadar kolay inanan ve yanılgılarından ders
almayan bir kent, göç vermeye mahkûmdur. Sivil toplum kuruluşlarının
direnmesine rağmen, hala bu kente kirli yatırımların yapılmasını teşvik eden
anlayışın devam ediyor olmasının doğal sonucu olarak, Samsun yaşam yeri olarak
tercih edilmeyen bir kent olmaya mahkûmdur.
En büyük gelir kaynağı olan tütün ekim alanlarının
kısıtlanmasına ve bu tarımın yok edilmesine seyirci kalan bir kent, göç vermeye
mahkûmdur. Buğday, mısır, ayçiçeği ekiminin teşvik edilmeyişine, maliyetini
kurtarmayan alım fiyatlarının verilişine, şekerpancarı üretiminin Cagrill’in
sömürgeci anlayışına kurban edilişine, sesi çıkmayan bir kent göç vermeye
mahkûmdur. Tarım sigortasının yaygınlaşması ile köylerde evlere giren birkaç
BAĞ-KUR maaşını yeterli görüp toprağından kopan bir kent, gençlerinin iş
umuduyla büyük illere göç etmesini kabullenmeye mahkûmdur.
İş alanları yaratamayan bir kent, üniversiteyi
bitiren genç kuşağını da kaybetmeye mahkûmdur. Samsun’un belki de önemsenmesi
gereken en büyük sorunu budur. Yapılan tüm haksızlıklara, üniversiteyi bitiren
genç kuşağının kendi kentine dönemeyişine, dolayısıyla kentine sahip çıkmayan
vekillerine ses çıkartmayan bir kent, gerilemeye ve göç vermeye mahkûmdur. Bu
gidiş, Samsun’un bölgenin lider kenti olma özelliğini de kaybetmesi ile son
bulur ki, o zaman da “Acaba yapılmak istenen de bu mu?” sorusunun akıllara
gelmesi kaçınılmaz olur. Çözüm, Samsun’u yaşam yeri olarak seçmiş olan
Samsunluların hak arayan, sorgulayan bir toplum olmasından geçmektedir… İyi
haftalar…
/Sadi SUBAŞI
09 Şubat 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder