Samsun, kimi zaman tersaneler şehri olacağı ile
aldatıldı, kimi zaman da turizm kenti olacağı ile. Samsun aradan geçen bunca
yıla rağmen ne turizm kenti oldu, ne de tersaneler şehri. Samsun, Türkiye'de
umut tacirliğinin yapıldığı kentlerin başında geliyor. Samsun'un bu duruma
gelmesinde de en büyük pay; bu kenti Ankara'da temsil eden iktidar partisi
milletvekilleri ile onların işbaşına getirdiği il ve ilçe yönetimlerine ait.
Samsun'u parlamentoda temsil eden iktidar partisi
milletvekillerinden uzatmalı olanlarla, il yönetiminin ileri gelenlerinden
bazıları vatandaşın gözünün içine baka baka sanki vatandaşla dalga geçer gibi
açıklama yapmaktan geri durmuyor. Bazıları da, yazılı basında yer alma adına
sırf açıklama yapmış olmak için açıklama yapıyor. Neymiş efendim, falan konuda
işler şu şekilde olmalıymış. Türkiye'nin bilmem ne sorunu şu şekilde
çözülebilirmiş…
Beyler, beyefendiler; dokuz yıldır iktidarda olan
parti sizin partiniz değil mi? Sizler iktidar partisine mensup değil misiniz?
Zaman zaman basın açıklamalarınızda belirttiğiniz konuların çözümüne ilişkin o
değerli görüşlerinizi partiniz sahiplenmiyor mu? Falan filan sorunlar şu
şekilde çözülmeli diyeceğiniz yerde çözsenize kardeşim! Siz o sorunları
çözecektiniz de; birileri dur, sakın çözme diye elinizi mi tuttu yoksa?
Samsunlu mensubu olduğunuz partiye sandıkta Türkiye
ortalamasının 10 puan üzerinde oy vererek kiminizi Ankara'ya vekil olarak
göndermiş, kiminizi de ilde etkili ve yetkili kılmışsa kötülük mü etti? Saygıdeğer
Samsunlularla dalga geçer gibi konuşmak; vekillik ve yöneticilik misyonuna
yakışıyor mu?
Hayatta tasarruf edilemeyen tek şey zamandır. Zaman
denen olgu da o kadar çabuk geçiyor ki, su gibi. Bugün vekil olanlarla, iktidar
partisinin il ve ilçe yönetiminde bulunanlar bir de bakmışlar ki, zaman gelmiş
çatmış; ne vekillik kalmış uhdelerinde ne de il ve ilçe yöneticiliği. Bugün
etrafı insan kaynayanların o gün geldiğinde sinek avlayacakları da gün gibi
ortada. O zaman, bugünden dikkatli ve ölçülü olmak gerekmiyor mu? Birilerinin
alçak dağları ben yarattım havasına girmesi de, gelecek günlerde hiçbir şey
olmadıklarını anlayacaklarının habercisi. Hiç kimse unutmasın ki; alçak dağları
da, yüksek dağları da Yüce ALLAH yarattı…
Samsun'da işin kolayına kaçma dönemi başladı.
Herkese müjdeler olsun, Samsun üniversiteler şehri oluyor. OMÜ ve inşası devam
eden Canik Başarı Üniversitesi'nin ardından; Yeşilırmak ve Kızılırmak
üniversiteleri de yolda. Ne sanki üniversite dediğinde ne ki? Üç beş tane büyük
bina yapınca, görkemli bir de tabela takınca al sana üniversite. Sakın kimse
yanlış anlamasın. Ben bu bakış açısına sahip değilim. Bu bakış açısı, Samsun'da
işin kolayına kaçan, Samsun'u şimdi de üniversiteler şehri olacağı ile avutan
siyasilere ait.
Onlara bir soru sormak istiyorum. Sizin kendi
çocuğunuzun Hacettepe, Boğaziçi, ODTÜ veya Marmara Üniversitesi'nin Türkiye'de
en çok tercih edilen bir bölümünde mi okumasını istersiniz, yoksa yeni açmayı
düşündüğünüz Yeşilırmak veya Kızılırmak Üniversitesi'nin bölümlerinde mi?
Unutanlara hatırlatmak istiyorum; önemli olan üniversite açmak değil, önemli
olan mevcut üniversiteyi en çok tercih edilen ilk beş üniversite arasına
sokabilmek…
09.10.2011
/Şerafettin
ÖZIŞIK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder