Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediye
Başkanlığı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü'nce geçen hafta düzenlenen
Samsun Sempozyumu sona erdi. Sempozyumda tam 62 oturum gerçekleştirildi. Bu
oturumlarda 292 bildiri sunuldu. Bu bildirilerin 15'i Samsunlu katılımcılar
tarafından sunuldu. Diğerlerini sunan ise bilim adamları. Bu tür sempozyumlar
şüphesiz yarar sağlar. Yarar sağlaması için ise bundan sonra izlenecek yol
önemli. Sempozyumlarla ilgili önce milletvekilleri bilgilendirilecek. Anlamaları ve kafalarına yatması sağlanmalı.
Bu milletvekillerimiz anlayabildikleri kadarıyla ilgili birimler nezdinde
girişimlerde bulunacaklar.
Hazırlanan ve kendilerine sunulan raporları ilgili
birimlere sunarken, önemine binaen anlatımı da yapmaları gerekir. ‘Gereken
yapıldı' diyelim! Hayatiyete geçirilebilmesi için takipçilik şart. Yakın zamana
dek Karadeniz'in merkezi konumunda idi. Şimdi ise orta Karadeniz'in merkezi.
Karadeniz'in merkezi Trabzon oldu. Trabzon öncelikle Samsun'u sollamanın
arayışında. Hayli de yol kat etti. Samsun ise yıllar öncesinin etkin Samsun'u
olma mücadelesi veriyor. Bu tür sempozyumlar yinelenmeli ve bir öncekilerin de
değerlendirmelerinin yapılacağı hale getirilmelidir. Samsun'un hastalığı olan
bol vaatler icraata dönüştürülmeli. Bu gerçekleştirilemediği sürece havanda su
dövmekten öte gidemeyiz. Bu böyle biline.
Operasyonlara
devam…
Tefecilik Samsun'un önemli sorunlarından biri
idi. Çok canlar yakıldı, yuvalar
yıkıldı. Mağdurlar öylesine sindirilmiş ki, ses çıkarmaları imkansız gibiydi.
Bu durum tefecileri daha da yüreklendirmiş, boyutunu genişletmelerine adeta
zemin hazırlamıştı. Olması gereken ama tefecilerin pek ihtimal vermediği
türdeki operasyon tefecilere büyük darbe indirdi. Gelişmeler bu operasyonların
devamı olasılığını güçlendirdi.
Polis kararlı. Kökü kazınana dek operasyonlar
sürdürecek, suçlular hak ettiği cezaya çarptırılacak. Mağdur edilen, ses
çıkartmaya cesaret edemeyenler bu operasyonla cesaretlerini topladı ve yaşadıklarını
polise aktarıyor. Bu gelişme polisin çalışmalarına katkı sağlarken, tefeciliğin
kökünün kazınmasında önemli rol oynuyor. Emniyet Müdürü Hulusi Çelik, polisin
operasyonu sonrası mağdurların şikayetlerinin artmasını olumlu bir gelişme
olarak nitelendirdi. Mağdurların devlete ve adalete güven duymaları gerektiğini
belirten Emniyet Müdürü Çelik, tefeciliği tarihin kara sayfalarına
gömeceklerini söyledi. Biz inanıyoruz, ya siz?
Heyelana
dikkat ama!
OMÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Yasemin Şişman, bir
gerçeği ortaya koydu: Samsun'da meydana gelen heyelanların büyük çoğunluğu kent
merkezinde. Doğru. Önemseyen var mı? Yok. Devlet dahi önemsemiyor ki, vatandaş
önemsesin. Göğüs Hastalıkları Hastanesi, eski Havaalanı heyelan bölgesinde.
Devleti gören vatandaş o da kafasına göre inşaat yapmış. Belediye bu
inşaatların yapımının tamamlanması üzerine para cezası vermekle yetinmiş. Suyu
veren belediye, elektriği de TEDAŞ olmuş. ‘Alan razı, veren razı', kimin
umurunda heyelan. Eskiden bu heyelan bölgelerinde bir-iki katlı binalar
yapılırdı. Şimdi apartmanlar dikiliyor.
Samsun'un en önemli heyelan bölgesi olan Kadıköy'ün
Kuyu Sokak mevkii üstünde yapılan dev bloklar kimin acaba? Ben duyduğumda
şaşkına döndüm. Siz de öğrenin şaşkına dönün. Ne dersiniz?
/Avni
DEMİR
18.10.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder