Başbakan Erdoğan’ın CHP ve BDP’yi vurmak için
fırlattığı bumerang döndü ve kendisini vurdu. Başbakan’ın suçlamalarının
ardından yapılan açıklamalar Almanya Yatırım Bankası KfW’den yüklü miktarda
kredi alan belediyeler arasında çok sayıda ve oldukça büyük AKP’li belediyeler
olduğunu ortaya koydu.
Başbakan’ın söylediği kredi ve hibe olayı ile CNN
Türk’ün haberinde yer alan bilgiler aslında bilinmeyen hususlar değil. Hele devletten
saklı gizli hiç değil. Olayın hemen her aşamasında devletin değişik kademeleri
bilgilendiriliyor ve prosedür Türk Hazinesi’nin garantisiyle tamamlanıyor. Yani
devletin bilgisi ve onayı olmadan hiçbir belediyenin hiçbir bankadan hazine
garantili borç alması mümkün değil.
Alman Yatırım Bankası KfW’den yüklü miktarda kredi
ve yine hatırı sayılır miktarda hibe alan belediyelerden birisi de Samsun
Büyükşehir Belediyesi. Zaman zaman oldukça sert eleştiririm ama bu kentte
yaşayan ve insanları oldukça yakından tanıyan birisi olarak Samsun Büyükşehir
Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ da belediyenin herhangi bir yetkilisine de
sonuçta PKK’ya dolaylı yardım aktarmak gibi böylesine ağır bir ithamı, ithamı
bırakın bir zannı asla reva görmem.
Sanırım Sayın Başbakan’ın daha sonra çerçevesini
daraltmaya çalıştığı o açıklamayı yaparken bildiği bazı olaylar vardı ve hedefi
onlardı. Ama talihsiz bir açıklama kendi partisinin elindeki belediyeler başta
olmak üzere birçok belediyeyi zan altında bırakmıştır. Umarım ve dilerim ki
Sayın Erdoğan, en kısa zamanda bu ifadenin yol açtığı yıpratıcı kanıyı
düzeltecek bir açıklama yapar.
Eğer, gerçekten bazı Alman vakıfları “Türkiye’nin
bölünmesini fonluyorlarsa”, ki inanırım fonluyorlardır ve sadece onlar değil
daha birçok ülke vakfı aynı haltı yiyordur, o ahvalde devletin yapacağı iş bu
küstahlığı, bu düşmanlığı engellemektir. “Alman yetkililere ilettik bir şey
yapmıyorlar” yakınması “küresel güç ve oyun kurucu aktör” olduğu dillendirilen
Türkiye’ye ve onun Başbakan’ına yakışmaz.
“Gırtlak dokuz boğumdur” derler eskiler ve “bin
düşün bir konuş” diye öğütlerler. Sıradan vatandaş için yapılan bu nasihate
siyasetçiler herkesten fazla dikkat etmek zorundadırlar. Söylenen her söz günün
birinde insanın karşısına çıkar. Tıpkı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın
“gasp ettiğimiz gayrı menkullerini azınlık vakıflarına iade ediyoruz” sözünün
yarın tazminat taleplerine dayanak yapılarak karşımıza çıkartılacağı gibi.
04.10.2011
/Osman KARA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder