Toplum katılımının her alanda giderek daha önem
kazandığı günümüzde yeni bir kavram olan kent konseyleri bu anlayışı destekler
yapılanmalar olarak öne çıkıyor. Kenti, dolayısıyla kentte yaşayan bireyleri
ilgilendiren her alanda çalışmaların yapılabileceği bu yapılanmalar kimine göre
Yerel Gündem 21'
lerin bir devamı niteliğindedir. Ancak çıkış noktası buralardan da alsa kent
konseyi yapılanmaları yerel gündemlerin aksine toplumsal katılımı daha
genişletecek nitelikte gibi görünmektedir.
Samsun'da ilk olarak Atakum'da oluşturulan kent
konseyi yapılanması geride bıraktığımız bir yıl içerisinde Samsun'da bulunan
diğer ilçelerdeki yapılanmalarla sayısını artırmıştır. Son bir yıla
bakıldığında Türkiye genelinde de Samsun'daki artışa bir paralellik
izlenmektedir. Bir şekilde Kent konseyleri Türkiye'de üzerinde şimdilik sadece
nicel değerlendirmeler yapabilsek de giderek daha fazla ilgi duyulan ve
önemsenen demokratik yapılanmalar olarak dikkatimiz çekmektedir.
Her kesimden toplumu oluşturan bireylerin kendi
bilgi birikimlerini, yeteneklerini, uzmanlıklarını yerel yönetimlerin kısıtlı
da olsa ayni ve nakdi destekleriyle birleştirip yaşam alanlarına doğrudan katkı
haline getirdikleri bu yapılanmalar, hem birlikte yaşamının birlikte üretmeye
dönüştüğü hem de katılımcılık ve sorumluluğu paylaşma noktasında sosyal
kültürel ekonomik gelişime katkı sunabilecek potansiyele sahiptir.
Bütün bu niteliklere sahip yapılanmaların ne yazık
ki istenilen ölçüde toplum tarafından tanınmadığını, bizzat şahit olduğum
Atakum Kent Konseyi sürecinde izlemekteyim. Ancak genel kurulunu yani çekirdek
yapısını demokratik kitle örgütleri, mahalle temsilcileri, siyasal parti
temsilcilerinin oluşturduğu bir yapılanmada dahi geniş toplum katmanlarına kısa
sürelerde ulaşılabileceğini düşünmek biraz fazla iyimserlik olur diye
düşünüyorum. Aynı zamanda hala Kent Konseyi algısının zihinlerde
berraklaşamadığı gerçeği buna eklendiğinde "fazla aceleci olmayalım…"
demek çok da yanıltıcı olmaz.
Bir yılı aşkın süredir Atakum Kent Konseyi'ndeki
deneyimlerimiz bize meclisler ya da çalışma gurupları bünyesinde sürecin içine
çalışma sürecine dahil olanların ve devamlılık gösterenlerin yapılanmayı daha
iyi kavrayabildiklerini ve memnuniyet verici çalışmalara imza atabildiklerini
bizlere göstermiştir. Önemli olduğunu düşündüğüm iki husus; birincisi böylesi
demokratik yapılanmaların belirli bir anlayışa sabitlenmesi daha sade bir
ifadeyle siyasallaşması, diğeri de
Türkiye'de ne olduğu neye hizmet ettiği anlaşılamayan dernek adı altında
bazı çıkar gurupları tarafından kullanılmasıdır.
Her iki sorun bugün için güncel nitelikte olup çoğu
Kent Konseyi yöneticileriyle paylaştığımız,
ortaklaştığımız ve üzerine gitmekte kararlı olduğumuz sorunlar
niteliğindedir.
Yaşanabilecek sorunlar bir yana, artık kentlerde
yaşayan yurttaşlar için kendi yaşamlarına geniş boyutta katkı sunacakları, kentin yönetimine katılabilecekleri, müdahil
olabilecekleri bir yol belirmeye başlamıştır.
Herkese bu yolda sağlıklı mutlu huzurlu yolculuklar
dilerim.
22.12.2010
/Dr Murat
ERKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder