Aristo mantığı düz mantıktır ama gerçekleri
doğrudan anlatması bakımından çok etkilidir. Aristo mantığında ‘gerçek’ tanımı
şöyle açıklanır: ‘’Gerçek acıdır, biber
de acıdır, öyleyse gerçek biberdir’’ AK Parti İstanbul milletvekili Metin
Külünk, Samsun’un kimliksiz bir kent olduğunu söylemiş. Öyle anlaşılıyor ki bu
sözler Samsun’da bazı kişilerin canını fena sıkmış.
Ve fakat. Canımızı sıkıyor olsa da gerçek budur. Samsun
kimliksiz bir kent olmuştur. Metin Külünk, kendimize bile itiraf etmekten
çekindiğimiz bir gerçeği yüzümüze çarpmıştır. ‘’Sen bunu nasıl söylersin’’
demek yerine. Samsun’a yeniden kimlik kazandırmak için çaba harcamalıyız. Kurtuluş
meşalesinin yakıldığı ve o kutlu yürüyüşün başladığı şehirdir Samsun ama biz
ilk adımın atıldığı şehirde bir ilçeye ‘ilkadım’ adını vermekle, İlkadım şehri
olduğumuza kendimizi inandırmışız. Bu büyük ve en önemli yanılgımızdır ama 19
Mayıs Şehri olamadığımızı anlamamız için birilerinin bu gerçeği yüzümüze
vurması gerekiyormuş.
Neden bunları söylüyorum. Türkiye’de yaptırılan
‘’Arena’’ adı verilen, statlardan ‘Atatürk’ ve ‘İnönü’ adlarının kaldırıldı
biliyorsunuz. Tekkeköy’deki stada ‘’Samsun Arena’’ adı verilmedi belki ama
bizim yeni stadın adı da ‘’Stadyum Samsun’’ olarak açıklandı. Bizim medyadan,
buna cılız da olsa bir itiraz yükselince, tabeladaki ‘’Stadyum Samsun’’ ibaresi
‘’Samsun 19 Mayıs Stadı’’ olarak düzeltildi ancak stadın adı bütün kayıtlarda
halen ‘’Stadyum Samsun’’ olarak geçiyor.
Tepkilerimiz azaldığında o tabelada yine ‘Stadyum
Samsun’ yazacaktır, hiç kuşkunuz olmasın. 19 Mayıs kutlamalarının sadece Ankara
ve Samsun’da yapıldığına da bakıp kendimizi kandırmayalım. Kutlamalarda 19
Mayıs ruhunu yaşatıp, o güne hakkını eksiksiz verebiliyor muyuz? Duyarsızlıklarımıza
verilecek örnekleri çoğaltmak mümkün. Diyarbakır’a atanan Vali Hüseyin Aksoy
‘’Dur demese’’ sahil yolu Kuş Cennetine kadar uzayacak ve orasını da
kaybedecektik. Çiftlik Caddesinde, binaların dış cephelerini giydirerek, şehre
kimlik kazandırdığını iddia eden bir belediye yönetimimiz var bizim.
İstimlâk bedelini fazla bulunca vatandaşın
mülkünden para ödemeden yol geçiren bir belediye yönetimine karşın,
mahkemelerde hakkını arayan bir vatandaşı ‘’Kornalatın’’ diye belediye
yönetimine öğütler veren bir valinin görev yaptığı Samsun’un kimlikli kent
olduğunu söylersek, sanal âlemde Samsunla dalga geçilen ‘caps’lere de
kızmayacağız o vakit. Afrikalılar, insanların yaşadığı yerde, hiçbir şeye
şaşırmamayı öğrenmişler. Ben de hiçbir şeye şaşırmıyorum artık. Tıpkı, kale
surlarının üzerine İş Hanı yapılmasına izin veren Belediye yönetimine ‘Tarihi
Kentler Birliği Başkanlığı’ görevi verilmesine şaşırmadığım gibi Samsun’a
konuşmacı olarak gelen bir milletvekilinin ‘’Samsun kimliksiz bir kent olmuş’’
demesine ‘’Bunu nasıl söyler’’ diyenlerin olmasına da şaşırmıyorum.
Kime ve neye, nerede ve ne zaman tepki göstermemiz
gerektiğini bilmiyoruz. Bu nedenle de tepkilerimiz ‘havanda su dövmek’ gibi bir
etki yaratıyor. Bu yanılgımız nedeniyle başımıza nelerin geldiği konusuna son
bir örnek vereyim dilerseniz: Bir iki kulüp dışında bütün kulüpler borç
batağındayken, futbol federasyonu, borcu var diye ‘Atatürk’ armalı tek takımın
üç puanını silme cesaretini gösterdiğinde buna da kızmayacaksın arkadaş. Bilmem
anlatabildim mi?
/Ragıp GÖKER
02.02.2016
http://www.hedefhalk.com/samsunun-kimlik-karti-604620yy.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder