Kısırlık, kadınlarda ve erkeklerde tıbbî nedenlerle
çocuk sahibi olamama durumu. Tıpta kısırlık “herhangi bir korunma olmaksızın,
düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması”
şeklinde tanımlanır. Kısırlık sorunu erkek ve kadında eşit oranlarda görülür.
Bu çok önemli sorun bundan yaklaşık 3 yıl önce
Çarşamba ilçesinde erkekler için çözüme kavuştu. Çarşamba Kaymakamı Caner
Yıldız 2013 yılının Nisan ayının 5’inci günü, Çarşamba’nın sahil hattında
bulunan deniz kumunun, erkeklerde cinsel gücü arttırdığının saptandığını
belirterek, bu kumun kısırlık tedavisinde de kullanılabileceğini açıklamıştı.
Kısırlık, kadınlarda ve erkeklerde tıbbi nedenlerle
çocuk sahibi olamama durumu olmasına karşın, Çarşamba’nın sahil hattında
bulunan deniz kumunun salt erkeklere iyi geldiğinin açıklanmasından sonra
Çarşambalılar o meşhur Çarşamba kasketlerini Çarşambalı oldukları belli
olmaması için evlerinde bırakarak koşarak Çarşamba sahilini mesken tuttular. Kumların
üstüne yattılar, kuma kendilerini gömdüler, günlerini güneşin altında kum
banyosu yaparak geçirdiler. Kısır olanların kısırlıklarına iyi geldi mi
bilemiyoruz! Şifa bulduklarını söyleyenler varsa açıklasınlar!
Çarşamba sahilinde salt Çarşambalılar şifa aramadı!
Kaymakam Bey’in açıklamasını okuyanlar Çarşamba’nın yolunu tuttu! Ver elin
Çarşamba, dedi. Yola koyuldular. Sahilde yattılar, kalktılar. Güneşin altında
yandılar, tutuştular! Sonuç ne oldu? Çelik çocuğa kavuştular mı, kavuşmadılar
mı? Çarşamba sayesinde nüfus artışına sebep oldular mı, olmadılar mı onu
bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, son üç yılda kısırlık tedavisi nedeniyle
Çarşamba’ya gelen yerli-yabancı turist sayesinde çok önemli bir patlama
olduğudur!
Çarşamba Kaymakamı Caner Yıldız Bey, “kısırlık
tedavisi” ile yetinmedi. Sosyal medyadaki hesabından, “25 Aralık 1989 tarihinde
kurşuna dizilerek idam edilen Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ve eşi
Elena Çavuşesku’nun mezarlarının Çarşamba’da olduğunu biliyor muydunuz?” diye
bir paylaşımda bulundu. Tepkiler üzerine paylaşımı sayfasından kaldırdı.
Bir haber ajansına; “Romanya eski Başkanı Çavuşesku
konusunu önemli bir şekilde araştırıyoruz. Şu an çok fazla bir şey
söyleyemiyorum. O önemli bir konu hakkında ben ‘bilgim’ var demiyorum, sadece
biliyor musunuz?’ diye sordum. Ben bilmiyorum. Konu hakkında ufak tefek 3-5
kişinin bilgisi var ama. Cenazelerinin buraya getirilmesi ile ne alakası var.
Onun adı ‘Ç’ ile başlıyor, Çarşamba’nın ‘Ç’ ile başlıyor. Başka bir ilişkileri
yok. Yani o konuyu bilenler var. Onu belgelendirmemiz lazım. Bunlar önemli
işler. Çarşamba’yı, Türkiye’yi, her tarafı ilgilendiriyor” şeklinde açıklama
yaptı.
Bu açıklamanın ardından Kenan Karyağış adlı bir
balıkçı ortaya çıktı. Kenan Karyağış, 1990 yılında, bir ay arayla, sahilde bir
erkek ve bir kadın cesedi bulduklarını, her iki cesedin de tanınmaz halde
olduğunu, göğüs bölgelerinin mermiden dolayı parçalanmış olduğunu anlattı.
Karyağış şöyle devam etti:
“O tarihte Romanya Devlet Başkanı ve karısının da
cesetlerinin denize atıldığından bahsediliyordu, cesetle akıntıyla bu sahillere
gelmiş olabilir. Cesetleri incelemeye gelen Savcıya Çavuşesku çifti
olabileceğini söyledim, beni susturdu. Yapılan doktor incelemesinden sonra
kadının cesedini savcının talimatıyla sahile gömdük. Erkeğin cesedini ise
Çarşamba’ya götürdüler. Dönemin savcısı, jandarma komutanı, köy muhtarı olaya
şahittir.”
Şimdi buyurun cenaze namazına! Kaymakam Bey
“biliyor muydunuz?” diye sordu. Balıkçı, olayın tanıklarını açıkladı. Medyaya
yansıyan bu “Çavuşesku” olayı nedeniyle konunun meraklıları Çarşamba’ya doğru
yola çıkmadan önce, Kaymakam Bey, 1990 yılında Çarşamba’da görev yapan savcı,
jandarma komutanı ve köy muhtarını bularak olayı gerekirse DNA testi yaptırarak
çözmelidir.
Yoksa kazmayı-küreği eline alan “Çavuşesku”yu
aramaya başlarsa ele-güne rezil olmak da var! Yazarın notu: Çavuşesku çiftinin
mezarları, ayrı ayrı olarak Bükreş’in Ghencea Mezarlığında bulunmaktadır. İkisi
de yolun zıt taraflarına gömüldüler. İki mezar da mütevazi olmalarına karşın,
çiçeklerle ve komünist rejimin sembolleri ile örtülüdürler. Bazıları bu
mezarların gerçek olmadığını söylemektedir.
/Cemil
CİĞERİM
17 Şubat 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder