17 Şubat 2016 Çarşamba

Çavuşesku Çarşamba’da mı?

Kısırlık, kadınlarda ve erkeklerde tıbbî nedenlerle çocuk sahibi olamama durumu. Tıpta kısırlık “herhangi bir korunma olmaksızın, düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl içerisinde çocuk sahibi olunamaması” şeklinde tanımlanır. Kısırlık sorunu erkek ve kadında eşit oranlarda görülür.

Bu çok önemli sorun bundan yaklaşık 3 yıl önce Çarşamba ilçesinde erkekler için çözüme kavuştu. Çarşamba Kaymakamı Caner Yıldız 2013 yılının Nisan ayının 5’inci günü, Çarşamba’nın sahil hattında bulunan deniz kumunun, erkeklerde cinsel gücü arttırdığının saptandığını belirterek, bu kumun kısırlık tedavisinde de kullanılabileceğini açıklamıştı.

Kısırlık, kadınlarda ve erkeklerde tıbbi nedenlerle çocuk sahibi olamama durumu olmasına karşın, Çarşamba’nın sahil hattında bulunan deniz kumunun salt erkeklere iyi geldiğinin açıklanmasından sonra Çarşambalılar o meşhur Çarşamba kasketlerini Çarşambalı oldukları belli olmaması için evlerinde bırakarak koşarak Çarşamba sahilini mesken tuttular. Kumların üstüne yattılar, kuma kendilerini gömdüler, günlerini güneşin altında kum banyosu yaparak geçirdiler. Kısır olanların kısırlıklarına iyi geldi mi bilemiyoruz! Şifa bulduklarını söyleyenler varsa açıklasınlar!

Çarşamba sahilinde salt Çarşambalılar şifa aramadı! Kaymakam Bey’in açıklamasını okuyanlar Çarşamba’nın yolunu tuttu! Ver elin Çarşamba, dedi. Yola koyuldular. Sahilde yattılar, kalktılar. Güneşin altında yandılar, tutuştular! Sonuç ne oldu? Çelik çocuğa kavuştular mı, kavuşmadılar mı? Çarşamba sayesinde nüfus artışına sebep oldular mı, olmadılar mı onu bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, son üç yılda kısırlık tedavisi nedeniyle Çarşamba’ya gelen yerli-yabancı turist sayesinde çok önemli bir patlama olduğudur!

Çarşamba Kaymakamı Caner Yıldız Bey, “kısırlık tedavisi” ile yetinmedi. Sosyal medyadaki hesabından, “25 Aralık 1989 tarihinde kurşuna dizilerek idam edilen Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena Çavuşesku’nun mezarlarının Çarşamba’da olduğunu biliyor muydunuz?” diye bir paylaşımda bulundu. Tepkiler üzerine paylaşımı sayfasından kaldırdı.

Bir haber ajansına; “Romanya eski Başkanı Çavuşesku konusunu önemli bir şekilde araştırıyoruz. Şu an çok fazla bir şey söyleyemiyorum. O önemli bir konu hakkında ben ‘bilgim’ var demiyorum, sadece biliyor musunuz?’ diye sordum. Ben bilmiyorum. Konu hakkında ufak tefek 3-5 kişinin bilgisi var ama. Cenazelerinin buraya getirilmesi ile ne alakası var. Onun adı ‘Ç’ ile başlıyor, Çarşamba’nın ‘Ç’ ile başlıyor. Başka bir ilişkileri yok. Yani o konuyu bilenler var. Onu belgelendirmemiz lazım. Bunlar önemli işler. Çarşamba’yı, Türkiye’yi, her tarafı ilgilendiriyor” şeklinde açıklama yaptı.

Bu açıklamanın ardından Kenan Karyağış adlı bir balıkçı ortaya çıktı. Kenan Karyağış, 1990 yılında, bir ay arayla, sahilde bir erkek ve bir kadın cesedi bulduklarını, her iki cesedin de tanınmaz halde olduğunu, göğüs bölgelerinin mermiden dolayı parçalanmış olduğunu anlattı. Karyağış şöyle devam etti:

“O tarihte Romanya Devlet Başkanı ve karısının da cesetlerinin denize atıldığından bahsediliyordu, cesetle akıntıyla bu sahillere gelmiş olabilir. Cesetleri incelemeye gelen Savcıya Çavuşesku çifti olabileceğini söyledim, beni susturdu. Yapılan doktor incelemesinden sonra kadının cesedini savcının talimatıyla sahile gömdük. Erkeğin cesedini ise Çarşamba’ya götürdüler. Dönemin savcısı, jandarma komutanı, köy muhtarı olaya şahittir.”

Şimdi buyurun cenaze namazına! Kaymakam Bey “biliyor muydunuz?” diye sordu. Balıkçı, olayın tanıklarını açıkladı. Medyaya yansıyan bu “Çavuşesku” olayı nedeniyle konunun meraklıları Çarşamba’ya doğru yola çıkmadan önce, Kaymakam Bey, 1990 yılında Çarşamba’da görev yapan savcı, jandarma komutanı ve köy muhtarını bularak olayı gerekirse DNA testi yaptırarak çözmelidir.
Yoksa kazmayı-küreği eline alan “Çavuşesku”yu aramaya başlarsa ele-güne rezil olmak da var! Yazarın notu: Çavuşesku çiftinin mezarları, ayrı ayrı olarak Bükreş’in Ghencea Mezarlığında bulunmaktadır. İkisi de yolun zıt taraflarına gömüldüler. İki mezar da mütevazi olmalarına karşın, çiçeklerle ve komünist rejimin sembolleri ile örtülüdürler. Bazıları bu mezarların gerçek olmadığını söylemektedir.

/Cemil CİĞERİM
17 Şubat 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder